İstanbul’da 23 Nisan sabahı yaşanan peş peşe depremler kentte paniğe neden oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), ilk depremin Silivri açıklarında meydana geldiğini ve büyüklüğünün 3.9 olduğunu açıkladı. Kandilli Rasathanesi ise bu depremin büyüklüğünü 4.0 olarak duyurdu. Ancak esas sarsıntı, kısa bir süre sonra gerçekleşen ikinci depremle hissedildi.

AFAD’ın açıklamasına göre ikinci depremin büyüklüğü 6.2 olarak kaydedildi. Bu şiddetli depremin ardından riskli binalara girilmemesi, trafikte yoğunluk oluşturmamak için özel araçların kullanılmaması ve GSM hatlarının zorunlu olmadıkça meşgul edilmemesi yönünde çağrılar yapıldı.

Valilik ve Bakanlıktan Açıklamalar

İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Deprem nedeniyle hasar gören ya da hasar gördüğü düşünülen binalara lütfen girmeyiniz. Zorunlu olmadıkça aracınızla trafiğe çıkmayınız. GSM hatlarını zorunlu haller dışında kullanmayınız.”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda şu ana kadar çökme ya da ağır hasar ihbarı alınmadığını, ancak sahadaki ekiplerin incelemelerinin sürdüğünü belirtti.

Prof. Dr. Naci Görür: Asıl Deprem Henüz Yaşanmadı

Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya üzerinden yaptığı değerlendirmede depremlerin Marmara Denizindeki Kumburgaz Fayı üzerinde gerçekleştiğini söyledi. Görür, bu tür küçük ve orta büyüklükteki depremlerin, beklenen büyük deprem öncesi fay hattındaki stresi artırdığını ifade etti.

“Marmara’da beklediğimiz büyük deprem bu değil. Bu tür sarsıntılar fayın kırılmaya zorlandığını gösteriyor. Asıl beklenen deprem çok daha büyük ve 7’nin üzerinde olacak.”

“Kentsel Dönüşüm Değil, Deprem Dirençli Kent”

Naci Görür, açıklamasında sadece bina yapmakla depreme hazırlıklı olunamayacağını da vurguladı:

“Kentsel dönüşüm bina yapmak değildir. Deprem dirençli kent apayrı bir şeydir. Halkın, belediyelerin ve hükümetin birlikte çalışması şart. Bu konuda halk da üzerine düşeni yapmalı; gözetim ve denetimle sürece katılmalıdır.”

Kaynak: Haber Merkezi