Onun kalemi, sevgi ve hakikatin ateşini yakıyordu. Ancak bu ateş, sonunda onu acı dolu bir sona götürdü. İmadeddin Nesimi, tarihe kazınan şiirleriyle sadece edebiyat dünyasını değil, dönemin yöneticilerini de derinden etkiledi. Peki, Nesimi kimdir? Nesimi neden derisi yüzüldü?
Nesimi kimdir?
İmadeddin Nesîmî (1369-1417), Azerbaycan Türk edebiyatının en önemli şahsiyetlerinden biri olup, aynı zamanda tasavvufi ve Hurûfî düşüncenin etkili isimlerinden biri olarak kabul edilir. Hem Azerbaycan Türkçesiyle hem de Farsça ve Arapça şiirler kaleme almış olan Nesîmî, edebi derinliği ve felsefi düşünceleriyle Türk-İslam dünyasında kalıcı bir etki bırakmıştır.
Nesîmî’nin doğum yeri hakkında farklı görüşler bulunsa da en yaygın kabul gören rivayet, onun Azerbaycan’ın Şamahı şehrinde doğduğudur. Kaynaklarda adı bazen "Ali", bazen "Celaleddin" veya "Ömer" olarak geçer, ancak "İmadeddin" onun asıl adı değil, bir unvandır.
Babası Seyyid Muhammed'in iyi eğitimli bir alim olduğu ve soyunun Hz. Muhammed'e dayandığı rivayet edilir. Kültürel açıdan gelişmiş bir merkez olan Şamahı’da iyi bir eğitim aldığı, astronomi, matematik, mantık ve İslami ilimler konusunda derin bilgi edindiği bilinmektedir.
Tasavvufi Eğitimi ve Hurûfilik
Genç yaşta tasavvufa ilgi duyan Nesîmî, öncelikle mutasavvıf Sibli'nin müridi olmuş, ardından Hurûfilik tarikatının kurucusu Fazlullah Astarabadi’nin öğrencisi ve halifesi olmuştur. Fazlullah’ın öldürülmesiyle birlikte Hurûfiliği yaymak amacıyla Azerbaycan, İran, Anadolu ve Suriye gibi çeşitli bölgelere seyahat etmiştir.
Anadolu’da Osmanlı topraklarına da gelen Nesîmî, burada Hacı Bektaş-ı Veli ve Hacı Bayram-ı Veli gibi mutasavvıfların etkisi altına girmek istemiş, ancak Hurûfilik inançları sebebiyle bazı çevrelerden tepki görmüştür.
Hurûfilik düşüncesinde harflerin kutsallığı ve insan yüzünün Tanrı’nın tecellisi olduğu inancı yer almaktadır. Bu felsefe nedeniyle dönemin dini otoriteleri tarafından sapkınlıkla suçlanmıştır.
İdamı
Hurûfilik inançlarını yayma faaliyetleri, Memlük Sultanı tarafından tehlikeli bulunarak 1417 yılında Halep’te idam edilmesine sebep olmuştur. Nesîmî, derisi yüzülerek öldürülmüş ve cesedi günlerce teşhir edilmiştir. Bu acımasız infaz, onun şiirlerinde geçen bazı mistik ifadelerin Hallâc-ı Mansûr’u hatırlatması nedeniyle din adamları tarafından İslam'a aykırı görülmesinden kaynaklanmıştır.
Edebi Mirası
Nesîmî, şiirlerinde tasavvufi aşk, insanın ilahi hakikate ulaşma süreci ve Hurûfilik inançları gibi konuları işlemiştir. Şiirleri, İslami metinlere birçok gönderme içermekle birlikte, güçlü melodik yapısı ve kolay anlaşılır ifadeleriyle öne çıkar.
Başlıca eserleri şunlardır:
- Türkçe Divan: Azerbaycan Türkçesi ile yazılmış, güçlü tasavvufi öğeler içeren şiirlerden oluşur.
- Farsça Divan: Farsça kaleme alınmış ve dönemin edebi anlayışına uygun olarak tasavvufi temalar işlenmiştir.
- Arapça Şiirler: Daha az bilinse de Arapça olarak yazdığı şiirleri de mevcuttur.
Etkisi ve Mirası
Nesîmî’nin eserleri, kendisinden sonra gelen birçok şairi etkilemiştir. Habibi, Hakiki (Cihan Şah), Hatai (I. İsmail) gibi isimler onun şiirlerinden esinlenmiştir. Azerbaycan’da klasik aruz şiirinin kurucularından biri kabul edilen Nesîmî, aynı zamanda Oğuz Türk edebiyatının ilk büyük lirik şairlerinden biridir.
Alevilik ve Bektaşilik kültüründe Yedi Ulu Ozandan biri olarak kabul edilen Nesîmî, bu tarikatlarda önemli bir yere sahiptir.
Nesîmî’nin Adına Yapılan Çalışmalar ve Anıtlar
- Azerbaycan’da Nesîmî Dilcilik Enstitüsü: Azerbaycan Türkçesi ile ilgili en yüksek akademik kurum, onun adıyla anılmaktadır.
- Bakü’de Nesîmî Heykeli: Başkent Bakü’de şairin anısına büyük bir heykel dikilmiştir.
- Halep’te Mezarı: Halep’teki bir Sufi tekkesinde mezarı bulunmaktadır.