CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri’deki ziyaretinin ardından önemli açıklamalarda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret eden Özel, Türkiye'nin dört bir yanındaki siyasi görüşlerden destekleyen tüm vatandaşlara teşekkürlerini iletti.

Özel, yaptığı açıklamada, "Öncelikle, dayanışma gösteren ve bu haksız iftiralar karşısında bize destek olan milyonlara teşekkür ediyorum. Türkiye'nin her köşesinden, AK Parti, MHP, Cumhuriyet Halk Partisi ya da diğer muhalefet partilerinden gelen destekleri büyük bir minnetle karşılıyoruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamasının satırbaşları;

Öncelikle tüm arkadaşlarımızın kendileriyle dayanışma gösteren milyonlara, onların burada uğradıkları iftiraya, hiçbir kanıta dayanmayan gizli tanık ifadeleriyle hem kişisel namuslarına sürülmeye çalışılan lekeye hem de partileri üzerinden uğradıkları iftiraya karşı Türkiye'nin tüm siyasi görüşlerinden, AK Partili, MHP'li ya da muhalefet partilerine oy veren, Cumhuriyet Halk Partili olsun olmasın kendileriyle dayanışma içinde olan herkese selamlarını, minnetlerini iletiyor.

Bu büyük iftiraya, bu büyük hakarete karşı sadece ve sadece gerçekleri anlattıkları savunmalarının televizyondan yayınlanmasını istiyorlar. Çünkü gizli tanık dışında bir tane, bir tane paraya, pula, rüşvete ilişkin olarak belge yok. Adı belli olmayan Meşe, Çınar, Ladin denen gizli tanıkların iftiraları var. MASAK raporundaki şüpheli görülen her işlemin açıklamasına ikna olmuş, buna bir şey söyleyemeyen bir iddianame, iddia makamı var. Yargılamanın mutlaka ve mutlaka milletin önünde olmasını istiyorlar. Ekrem Başkan'ın Çağlayan'daki mahkemesi geçmişte Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarının simge salonuna alındı. Anlamlıdır, önemlidir. Fetöcülerin kurduğu kumpasları bugün Zekeriya Öz değil, Zekeriya Öz'ün bugünkü güncel hali kurmaktadır. O gün Zekeriya Öz'e sahiplenen, davanın savcısı benim diyen Erdoğan bugünkü savcıya sahip çıkmaktadır, onu o görevlendirmiştir. Kumpas davası kumpasın mekanında görülür. Bizim buna karşı bu sembolik hatırlatmayı, tarihi hatırlatmayı önemsiyoruz. Yarın o salonda İstanbul'dan il başkanımız, yönetimi, ilçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız, Trakya'daki tüm seçilmiş arkadaşlarımız salonda Ekrem Başkan'ın yanında olacaklar ve Ekrem Başkan, bir başka davada İstanbul'da olması gereken bir başka davayı, buraya taşıdıkları davada yarın hakim karşısında olacak.

Ben bugün buradan hızla Ankara'ya gideceğim. Çünkü akşamüstü Ankara'da Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin ödül töreni var. Ödül vereceğim, vereceğim ödülü kazanan kişi Timur Soykan'dır. Timur Soykan skandal düğün haberiyle ödül aldı. Yani düğüne davet ettiği kişilerin yaptığı takılardan zenginleşen kişiyle ilgili yaptığı haberle ilgili ödül aldı. Ama o Timur Soykan bugün saat 11.00'de randevulaşıp gideceği bir ifade vereceği soruşturma için bu sabahın köründe evinden onlarca polisle birlikte alındı ve onlarca polisle birlikte alındığı, alınan Timur Soykan'ın YouTube'da Onlar TV kanalında yayınlanan programlarını milyonlar izliyor. Ama güya Murat Ağırel'le birlikte sözde şantaj, tehdit suçlamalarıyla kendileri yıldırmak amacıyla bir kez daha sabah erkenden alındılar. Ben değerli eşleriyle görüştüm, dayanışma duygularımızı ilettim. Süreci en yakından arkadaşlarımız, hukukçu arkadaşlarımız ve milletvekillerimiz takip ediyorlar.

Bugün yaptığımız görüşmeyle ilgili Ekrem Başkan'la kısaca bilgi verecek olursam, görüşmede aramızda bir uyuşmazlık çıktı. Bunu son dakika verebilirsiniz. Sonra kardeşlik hukuku içinde hallettik. Ekrem Başkan dün tam avukatları kanalıyla Yozgat'taki traktörlere kesilen cezaları kendisinin üstleneceğini ilan edecekken benim üstlendiğimi öğrenmiş. Dedi ki: "Benden erken davrandın, bu iş olmaz." Dedim "Nasıl olacak? Ben de açıkladım." "O zaman bütün sorunları nasıl çözüyorsak" dedi, "bunu da kardeş payı yapalım." Yozgat'taki traktörlere kesilen cezaları ödeme meselesini kardeş payı, kardeşlik hukuku içinde halletmiş bulunuyoruz. Yarısını Ekrem Başkan ödeyecek, yarısını ben ödeyeceğim., Cumhurbaşkanlığı kampanya ofisini pazar günü duyurmuştum. Bugün üzerinde çalıştık. Malum Cumhuriyet Halk Partisi'nin Parti Meclisi oluştu...

Bir gün bile yatırı olmayan bir suçtan, yani gelmiş, mitingi izlemiş, yürüyemezsin demişler yürümüş, gelmemelisin demişler gelmiş. Maalesef Milli Eğitim Bakanı büyük bir iftira atıyor. "Bu elli baltalılar" diyor. Yani bu kadar büyük iftiracılık, bu kadar çocuklara, gencecik çocuklara hakaret ve iftira olmaz. Herkes biliyor ki örneğin bu çocuklardan, bu gençlerden 55 tanesi "Salıveriliyorsunuz." denip bir gelen telefonla tutuklanıldı. Birçoğuna ev hapsi veriliyordu, bir gelen telefonla tutuklanıldı. Hakimin karşısında bir tek soruya cevap vermediler. İsmi okundu, tutuklandı. İsmi okundu, tutuklandı. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu'na muhalefetten daha önce cezası olmayan kişinin bir gün yatırı yok. Burada tutuldukları her gün işkencedir. Ailelerine ve kendilerine boşu boşuna ızdıraptır. Gördükleri kötü muamele, ters kelepçe, susuz bırakma, aç bırakma geçmişte, buraya gelene kadar hepsi yıldırmak içindir. Ne aileleri yılmıştır ne çocuklar yılmıştır ama yapılan büyük haksızlıktır. O yüzden dün yüz binlerin bağırdığı gibi buradan bir kez daha gençlere özgürlük istiyoruz. Sınavlarına girmelerini talep ediyoruz. Bu konuda milletvekillerimizden oluşan bir heyet de ilgili görüşmeleri yapmak üzere bir kez daha inisiyatif alacaklar. Bu konuyu artık bir gün bile yatırı olmayan ve asla eline bir taş almamış, bir sopa almamış... Ne baltası ya? Yalancı adam! Utanmaz adam! Ne baltası? Sadece gösterilere katılmış, evine gitmiş kişileri yüz tarama sistemiyle evlerden topluyorlar. Sonra da onlar eli baltalı. Eli baltalı kimse yoktu. Öğrencilerden bir tanesinin elinde bırak baltayı, böyle bir çubuk yoktu ya, çubuk yoktu. Hepimiz bunu biliyoruz. Yıldırmak için yapılan işler bunlar.

Kaynak: Halk TV