İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işaret dili çevirmeni olarak görev yapan Özlem Özer ve Melek Uslular, sağır ve işitme engelli bireylerle duyanlar arasında adeta bir köprü kuruyor. Meclis toplantılarından sosyal etkinliklere, eğitimlerden kamu hizmetlerine kadar pek çok alanda Türk İşaret Dili’ni kullanarak anlık çeviri yapan ikili, sağır bireylerin hayatın her alanında daha erişilebilir bir dünyaya sahip olması için çalışıyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü bünyesinde görev yapan işaret dili eğitmeni ve yeminli çevirmenler Özlem Özer ve Melek Uslular, sağır bireylerle olan bağlarını sadece meslekleriyle değil, kişisel hikâyeleriyle de güçlendiriyor. Ebeveynleri sağır olduğu için doğdukları andan itibaren ilk öğrendikleri dil Türk İşaret Dili oldu. Özer ve Uslular, bu dili profesyonel kariyerlerine taşıyarak sağır bireylerin sesi olmaktan gurur duyduklarını belirtiyor.
İşaret Dili Bilmek Yeterli Değil, Çevirmenlik Ayrı Bir Sorumluluk
Özlem Özer, işaret diliyle büyümenin, onu çevirmen olarak kullanmakla aynı şey olmadığını vurguluyor. “Doğduğumdan beri ana dilim işaret diliydi, ancak çevirmen olmak çok farklı bir sorumluluk” diyen Özer, sosyal çevresinde kullanılan işaret dili ile tamamen yabancı kişilerin iletişimini sağlamak arasındaki farkın altını çiziyor. Çocuk gelişimi eğitimi aldıktan sonra işaret dili çevirmenliği üzerine kendini geliştirmeye karar veren Özer, bu süreçte aldığı eğitimler sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çevirmen olarak görev yapmaya başladı.
Duyanlar ve Duymayanlar Arasında Bir Köprü
Melek Uslular, “Biz, duyanlar ve duymayanlar arasında iletişim köprüsü kuruyoruz. Belediyemizin birçok alanında çevirmenlik yapıyoruz” diyerek görevlerini özetliyor. Başkanlık toplantılarından sosyal etkinliklere, istihdam ofislerinden adalet ve sağlık erişimine kadar sağır bireylerin her alanda eşit haklara sahip olması için çalıştıklarını belirten Uslular, işaret dili çevirmenlerinin hayatın birçok noktasında kritik bir role sahip olduğunu vurguluyor.
CODA: İki Kültür Arasında Büyüyenler
Sağır ebeveynlerin işiten çocukları için kullanılan CODA (Children of Deaf Adults) kavramı, Özer ve Uslular’ın hayatlarının önemli bir parçası. Küçük yaşlardan itibaren iki kültür arasında büyümenin hem avantajlarını hem de zorluklarını yaşadıklarını ifade eden Uslular, “Sağır bireyler, bizim gibi CODA’larla iletişim kurmayı tercih ediyor çünkü daha hızlı ve doğal bir anlaşma sağlanıyor” diyor.
“3 yaşında işaret dilini öğrendim, 8 yaşında ise çevirmenlik yapmaya başladım” diyen Uslular, küçük yaşlardan itibaren aile içinde çevirmenlik yaparak edindiği tecrübeyi mesleğe dönüştürmüş. Şu anda 18 yıllık işaret dili çevirmenliği deneyimine sahip olan Uslular, erişilebilir bir dünya için sağır bireylere destek olmaktan büyük gurur duyduğunu belirtiyor.