Prag hangi ülkeye ait? Prag nerede? İşte merak edilen bu soruların cevaplarını aramak, Orta Avrupa'nın tarih dolu sokaklarında bir yolculuğa çıkmak gibi bir hissiyat uyandırıyor. Prag, Çek Cumhuriyeti'nin başkenti ve aynı zamanda Orta Avrupa'nın en büyüleyici şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor. Ancak, Prag sadece bir coğrafi konum değil, aynı zamanda kültürel bir mirasın da taşıyıcısı. Hadi, bu büyülü şehri birlikte keşfedelim.
Prag hangi ülkeye ait?
Çek Cumhuriyeti'nin başkenti ve en büyük şehri olan Prag, tarihi ve kültürel zenginliğiyle öne çıkıyor. Vltava Nehri'nin kıyısında konumlanmış olan şehir, geçmişte Çekoslovakya'nın başkenti olarak da hizmet vermiştir. 1.2 milyonluk nüfusuyla birlikte, resmi kayıtlara geçmeyen yaklaşık 300.000 kişilik bir nüfusun da burada yaşadığı tahmin ediliyor. Prag, "Altın Şehir", "Doksanların Sol Bankası", "Masal Şehri", "Şehirlerin Anası" ve "Avrupa'nın Kalbi" gibi birçok unvanla anılmaktadır ve dünya genelinde en güzel şehirler arasında yer alıyor. Avrupa'daki en fazla iç kaleye sahip üç şehirden biri olmasıyla da dikkat çekiyor ve Franz Kafka gibi ünlü bir yazarın da ilham kaynağı olmuştur. Prag'ın önemli bir özelliği, II. Dünya Savaşı sırasında pek fazla zarar görmemiş olmasıdır. Bu durum, şehrin birçok tarihi ev ve mekanın günümüze kadar korunarak gelmesini sağlamıştır. Aziz Vitus Katedrali gibi önemli yapılar da bu mekanlar arasındadır ve turizm bu tür yerlere son yıllarda artan ilgi göstermektedir. Prag'ın tarihi merkezi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1992'den bu yana Dünya Mirası Listesi'nde yer almaktadır, bu da şehrin kültürel ve tarihi önemini küresel düzeyde vurgulamaktadır.
Prag nerede?
Çeklerin kökenleri genellikle 5. yüzyıldan sonra gerçekleşen göçlerle Prag ve çevresine dayanır. Prag'ın önemli bir kent haline gelmesi, 9. yüzyılın sonlarında kurulan Bohemya Devleti'nin başkenti olmasıyla mümkün oldu. Prag'ın merkezindeki topraklar, öncelikle Premysl hanedanından gelen düklerin ve daha sonra aynı hanedandan gelen Bohemya krallarının ikametgâhı oldu. Şehir, 973'te bir piskoposluk merkezi olarak kuruldu ve 1344'te başpiskoposluk statüsü kazandı. Krallık, 1310'da Lüksemburg hanedanına geçti. Prag'ın gelişimi, Kral IV. Charles döneminde (1346-1378) hız kazandı, ancak 15. yüzyılda mezhep çatışmalarından kaynaklanan Hussit Savaşları ve 17. yüzyılda yaşanan Otuz Yıl Savaşları, Prag ve Bohemya halkına büyük zararlar verdi. 16. yüzyıldan itibaren Bohemya, Habsburg hanedanının yönetimi altına girdi ve Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun zayıflamasıyla önce Avusturya İmparatorluğu'nun ardından da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun bir parçası haline geldi. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nın sonunda dağılmasıyla, Prag 1918'de Çekoslovakya'nın başkenti oldu. Adolf Hitler, 15 Mart 1939'da Alman Ordusu'na Prag'a girmesi emrini verdi ve Prag Kalesi'nde Bohemya ve Moravya Protektorası ilan edildi. Prag'ın tarihinde, Çekçe, Almanca ve (çoğunlukla Çek ve/veya Almanca konuşan) Yahudi nüfusuyla çok etnik bir kent olduğunu belirtmek gerekir. 1939'da Nazi Almanyası ülkeyi işgal etti ve II. Dünya Savaşı sırasında Yahudilerin çoğu sürgüne gönderildi ve Reinhard Heydrich liderliğindeki Almanlar tarafından öldürüldü. Savaş sırasında Prag, ABD Hava Kuvvetleri tarafından sık sık bombardımana uğradı. Binlerce kişi yaralandı ve 701 kişi hayatını kaybetti. Birçok bina, fabrika ve tarihi mekân zarar gördü. Nazi Almanyası'nın teslim olmasından dört gün önce, 5 Mayıs 1945'te Prag'da bir ayaklanma meydana geldi. Dört gün sonra Sovyet 3. Şok Ordusu şehre girdi. Savaş sonrası, Alman nüfusunun çoğu ülkeyi terk etmek zorunda kaldı veya Beneš kararnameleriyle sınır dışı edildi.