Hazırlayan: İzmir Müftülüğü Vaizesi Fatma Özmen Ergen
Ayet
“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti.” (En’am, 6/153)
Hadis
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden, akrabalarıyla ilişkisini sürdürsün.” (Buhârî, Edeb, 85)
Dua
“Allah’ım! Bildiğin her şeyin şerrinden Sana sığınıyorum. Bildiğin her şeyin hayrını istiyorum.” (Tirmizî, Deavât, 23)
Ramazan, Allah’ın razı olduğu bir hayatın nasıl olması gerektiğini öğretmek için bizleri her yıl eğitime alan bir mekteptir. Bu güzide mektepte bir ay boyunca, iyi bir insan, samimi bir Müslüman olmayı öğrenmeye çalıştık. Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i okuduk. Onun mesajlarını anlamaya ve yaşamaya gayret ettik. Ramazan’dan sonra da her alanda Kur’an-ı Kerim ile kurduğumuz bu güçlü bağı koruyalım. Hayatımıza onun bereketini taşımaya devam edelim. Ramazan, bizleri bir ay boyunca camilerimizde ailece bir araya getirdi. Beş vakit namazımızın yanında eda ettiğimiz teravihlerde huşû içinde omuz omuza Rabbimizin divanına durduk. Dualarla, salavatlarla kalplerimizi sükûnete erdirdik. Ancak kulluğumuz, sadece bir güne ya da bir aya mahsus değildir. Yüce Rabbimiz, “Ölüm sana ulaşıncaya kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr, 15/99) buyurarak, bizleri ömür boyu kulluğa davet etmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise, “Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.” (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 27) buyurarak, ibadetlerimizi hayatın her anına aktarmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. O halde, Ramazan’da kazandığımız ibadet alışkanlıklarımızı yıl boyunca da devam ettirelim. Çocuklarımıza cami adabını da öğreterek ailece camilere ve cemaatle namazlara devam edelim.
Ramazan mektebinde, tuttuğumuz oruçlarla iradelerimizi güçlendirdik, sabırlı olmayı öğrendik.
Rabbimiz “Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153) buyurarak bizleri sabırlı olmaya, namazla ve sabırla Allah’tan yardım istemeye davet etmektedir. Öyleyse Ramazan ayında kuşandığımız sabrı; evimize, okul ve iş hayatımıza, çarşı, pazar ve trafiğe de yansıtmaya özen gösterelim. Kin ve nefretle değil, sağduyu ve aklıselimle hareket edelim. Kalp kırmayalım, gönül incitmeyelim.
İyilik ayı olan Ramazan’da, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Her iyilik bir sadakadır.” (Buhârî, Edeb, 33) düsturuyla hareket ettik elhamdülillah. Anne babamıza, eşimize ve çocuklarımıza sevgi ve muhabbetimizi göstermek, akraba ve komşularımızın haklarını gözetmek, yetim ve öksüzlerin gönüllerine dokunmak suretiyle iyilik yolunun yolcusu olmaya çalıştık. Cenâb-ı Hakk’ın rızasını gözeterek zekât ve sadakalarımızı ihtiyaç sahipleriyle buluşturduk. Bunlarla birlikte maddi ve manevi imkânlarımızla mazlumların gönüllerinde bir umut, yüzlerinde tebessüm olmaya gayret gösterdik. Onları zalimlerin insafına terk etmeyeceğimizi bir kez daha yineledik. O halde, Ramazan ayında elde ettiğimiz bu güzel hasletleri hayatımızın her anına ve her alanına aktaralım. İyi bir insan olmaya, yeryüzünde iyiliği yaymaya, her daim zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaya devam edelim. İyiliğin dönüştürücü bir gücünün olduğunu, dünyanın ancak iyilerle ve iyilikle dönüşeceğini asla unutmayalım.
Rabbim bizleri dünyadaki bayramımıza kavuşturduğu gibi O’na kavuştuğumuzda da bayram etmeyi nasip eylesin. Tüm İslam aleminin bayramı kutlu olsun.
Not: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü yazısından yararlanılmıştır.