Salepçioğlu Çarşısı’nın üst katlarındaki hareketliliğin aksine, alt katı adeta zamanda donmuş gibi duruyor. Tarihi dükkanlar, geleneksel ürünler ve kuşaktan kuşağa aktarılan lezzetler burada varlığını sürdürüyor. İzmir’in bu saklı köşesi, şehrin ticari geçmişine ışık tutarken, ziyaretçilerini bekleyen sürprizlerle dolu.
Salepçioğlu Çarşısı'nın Alt Katı: Kemeraltı'nda Kimsenin Bilmediği Tarihi Dükkanlar
İzmir’in kalbi Kemeraltı’nda, çoğu insanın farkında bile olmadığı bir tarih katmanı gizleniyor. Salepçioğlu Camii’nin hemen yanında yükselen Salepçioğlu Çarşısı, dışarıdan bakıldığında sıradan bir pasaj gibi görünse de alt katına indiğinizde zaman adeta yavaşlıyor. Burası, bir yandan İzmir’in Osmanlı dönemine uzanan ticaret hafızasını korurken diğer yandan lezzet ve gelenekle yoğrulmuş bir yaşam kültürünü bugüne taşıyor.
Bir Çarşıdan Fazlası: Tarihin Sessiz Tanığı
Salepçioğlu Camii, 1905 yılında İzmirli Salepçizade Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılmış ve Kemeraltı'nın önemli dini yapılarından biri haline gelmiş. Caminin hemen yanı başındaki Salepçioğlu Çarşısı ise camiyle aynı yıllarda inşa edilmiş; bir anlamda bu kutsal yapının ekonomik uzantısı olarak planlanmış.
Çarşının üst katı, zamanında cami cemaatinin ve çevre halkın ihtiyaçlarını karşılayan klasik dükkanlara ev sahipliği yapmış. Ancak esas ilgi çekici olan, pek bilinmeyen alt katı. Dar bir merdivenden aşağı indiğinizde farklı bir dünya karşılıyor sizi.
Alt Kat: Kayıp Zamanın Esnafı
Bu alt kat, Kemeraltı’nın modernleşme sürecinden büyük ölçüde korunmuş nadir alanlardan biri. Girişleri dar, tavanları alçak, duvarları kalın ve taş kaplama olan bu alan, İzmir’in yüzyıllık esnaf kültürüne dair çok şey anlatıyor.
Burada sizi ilk karşılayan şey, yoğun bir baharat kokusu oluyor. Zencefil, tarçın, yenibahar ve karanfil… Bu kokular sadece burnunuza değil, belleğinize de dokunuyor. Her dükkân birer zaman kapsülü gibi. Osmanlıdan bugüne uzanan lokumlar, reçeller, geleneksel helvalar ve eski usul aktar ürünleriyle dolup taşıyor.
Geleneksel Tatlar, Usta Ellerden
Çarşının alt katında yer alan bazı dükkanlar üç kuşaktır aynı aile tarafından işletiliyor. Örneğin, “Hasbahçe Aktarı” adlı dükkânda, hem eczacılık hem de mutfak için kullanılan otlar rafları süslüyor. Reçeteleri dedelerinden kalan özel karışımlar, bugün hâlâ büyük ilgi görüyor.
Yan dükkânda ise bakır kazanlarda kaynatılan geleneksel helva yapımı sürüyor. Helvacı ustası, bu işin sırlarını yalnızca oğluna ve çırağına öğretiyor. Tatlıların her biri, endüstriyel üretime inat, sabır ve emekle hazırlanıyor. Yanında ise Türk lokumunun en rafine örneklerini bulabileceğiniz küçük ama etkileyici bir lokumcu var.
Kemeraltı’nın Gizli Gastronomi Durağı
Burayı bilen bilir; Salepçioğlu Çarşısı’nın alt katı aynı zamanda Kemeraltı’nın “gizli gastronomi rotası”dır. Turistik olmayan, tabelasız ama ruhu olan bu dükkânlar, gerçek lezzet avcılarının durak noktasıdır. Pek çok şef ve gurme, buradaki ürünleri tariflerinde kullanmak üzere temin ediyor.
Ayrıca bazı dükkanların girişinde küçük ocaklarda hazırlanan bitki çayları, ziyaretçilere ikram ediliyor. Bu ikram, sadece bir içecek değil; esnaflığın ruhunu, misafirperverliğin en sade halini temsil ediyor.
Cami ile Bütünleşen Bir Yaşam Alanı
Salepçioğlu Camii ile çarşı arasında sembolik bir bağ var. Cami, maneviyatı temsil ederken çarşı, dünyeviliği… Ama ikisi bir araya geldiğinde tam anlamıyla bir yaşam kültürü ortaya çıkıyor. Özellikle Cuma günleri, namaz sonrası çarşıda bir hareketlilik başlıyor. Cemaat, dua sonrası alt kata iniyor; kimi alışveriş yapıyor, kimi sadece eski dostlarla selamlaşıyor.
Bu birliktelik, Osmanlı döneminde sıkça görülen cami-çarşı ikilisinin modern bir yansıması.
Hatırlanması Gereken Bir Katman
Salepçioğlu Çarşısı’nın alt katı, sadece fiziksel olarak değil, kültürel anlamda da derin bir katmandır. Kemeraltı’nın bu saklı bölgesi, hem geçmişe bir saygı duruşu hem de gelenekle geleceği buluşturma çabasıdır.
Bugün, modern alışveriş merkezlerinin gölgesinde kalan bu mütevazı çarşı katı; özgün dokusu, samimi esnafı ve otantik ürünleriyle İzmir’in gizli hazinelerinden biridir. Yolu Kemeraltı’na düşen herkesin bu tarihi katmanı görmesini, hissetmesini ve hatırlamasını tavsiye ederiz.