Düşüncelerinizi şekillendiren sadece sizin deneyimleriniz mi, yoksa çevrenizdeki insanların etkisi mi? Taklidi iman, bireylerin dinî inançlarını kendi içsel sorgulamalarına dayandırmak yerine, sadece taklit yoluyla kabul etmeleridir. Peki, Taklidi İman nedir? Taklidi iman sahibi kişiye ne denir?

Taklidi İman Nedir?

Taklidi iman, kişinin herhangi bir araştırma yapmaksızın ya da delile dayanmaksızın çevresindeki insanlardan görerek, öğrenerek inanç geliştirmesi anlamına gelir. İslam âlimlerinin çoğunluğuna göre bu tür iman geçerli kabul edilmekle birlikte, kişi bu seviyede kalırsa sorumlu tutulabilir. Çünkü taklidi iman, inançsız kimselerin şüphe uyandırıcı sözleriyle sarsılabilir ve yetersiz bir temel üzerine kuruludur.

Taklidi ve Tahkiki İman Arasındaki Fark

Dinimizde iman dereceleri ikiye ayrılır: taklidi iman ve tahkiki iman. Taklidi iman, kişinin dini deliller üzerinde düşünmeden, çevresini taklit ederek iman etmesidir. Bu, imanın başlangıç seviyesidir. Ancak ideal olan, bu mertebeyi aşarak tahkiki imana, yani derin bir idrak ve bilinçle iman etmeye ulaşmaktır. Tahkiki iman, kişinin inancını akli ve dini delillerle pekiştirdiği, Allah’ın sıfatlarını ve kainattaki tecellilerini idrak ettiği bir mertebedir.

Taklidi iman sahibi kişiye ne denir?

Taklidi iman sahibi kişiye "mukallit" denir. Mukallit, dini konularda delillere dayalı bir bilgiye sahip olmaksızın çevresindekileri taklit ederek iman eden kişiyi ifade eder. Mukallit, inancını akli ve dini delillerle temellendirmediği için imanını güçlendirmekle yükümlüdür. Bu durum, kişinin inancının zayıf bir temele dayanmasına ve dış etkilerle sarsılmasına yol açabilir.

Din âlimleri, taklidi imanın geçerli olduğunu kabul etmekle birlikte, mukallitlerin bu seviyede kalmamasını, tahkiki iman mertebesine ulaşmaya çabalamalarını tavsiye ederler. Bu, kişinin inancını daha sağlam bir bilgi ve idrak temeline oturtmasını sağlar.

Kaynak: HABER MERKEZİ