Sırp Despotluğu'nun prensesi olan Mara Hatun, Osmanlı İmparatorluğu'na nasıl geldi? Bazı kaynaklar onun bir savaş esiri olduğunu iddia ederken, diğerleri diplomatik bir evlilik yapıldığını savunuyor. II. Murad'la evliliği ve sonrasında yaşadıkları, tarih meraklılarının ilgisini çekmeye devam ediyor. Peki, tarihte Mara Hatun kimdir? Mara Hatun esir düştü mü?
Mara Hatun kimdir?
Mara Despina Hatun, yaklaşık 1420 yılında Sırbistan’ın Vıçıtırın kentinde doğdu. Babası, Sırp Despotluğu'nun hükümdarı olan Đurađ Branković, annesi ise Bizans kökenli soylu bir kadın olan Eirene Kantakouzene idi. Bu kökeniyle Mara Hatun, hem Balkan hem de Bizans aristokrasisinin kesişiminde doğmuş bir figürdür. Hristiyan Ortodoks inancına bağlı kalmış ve yaşamı boyunca din değiştirmemiştir.
II. Murad ile Evliliği
1433 yılında Osmanlı padişahı II. Murad, Sırp Despotu Đurađ Branković’ten kızı Mara’yı eş olarak istedi. Bu teklif, dönemin siyasi dengeleri açısından önemli bir diplomatik adım olarak kabul edildi. Evlilik, 1435 yılında Mara’nın Edirne’ye getirilmesiyle gerçekleşti; ancak düğün yapılmadı. Evlilikten beklenen barış ortamı sağlanamadı. 1438 yılında II. Murad, Sırbistan’a savaş açtı ve ülkeyi tamamen Osmanlı topraklarına kattı. Bu süreçte Mara’nın iki erkek kardeşi Osmanlılar tarafından gözaltına alındı ve daha sonra sürgüne gönderildiler.
Fatih Sultan Mehmed Dönemi ve Saraydaki Konumu
II. Murad’ın 1451’deki vefatının ardından Mara Hatun, onun oğlu II. Mehmed ile birlikte Osmanlı sarayında yaşamaya devam etti. II. Mehmed, Mara’yı annesi gibi benimsedi ve “anam” diyerek hitap etti. Mara Hatun’a, İstanbul’a yakın bir bölgede bulunan Selanik’teki Ayasofya Manastırı tüm haklarıyla birlikte bağışlandı. Sultan tarafından gönderilen fermanda kendisinden “bütün Hristiyan kadınların hanımefendisi” olarak bahsedilmesi, onun saray içindeki saygınlığının ve etkinliğinin bir göstergesidir.
Siyaset ve Diplomasiye Etkisi
Mara Hatun, sadece bir saray mensubu değil, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu’nun diplomatik temaslarında etkili bir arabulucu ve danışman konumundaydı. Özellikle Balkanlar’daki Hristiyan halklarla Osmanlılar arasında bir köprü görevi gördü. Aynı zamanda Bizans İmparatoru XI. Konstantinos’un evlilik teklifini reddetmiş olması, onun kendi hayatı üzerinde söz sahibi olduğunu da gösterir.
Son Yılları ve Ölümü
1457 yılında İstanbul’dan ayrılan Mara Hatun, Selanik yakınlarındaki Serez’e yerleşti. Hayatının son dönemlerini burada bir manastırda geçirdi. Kız kardeşi Katerina’yı da 1469 yılında yanına aldırdı. 14 Eylül 1487 tarihinde, yaklaşık 67 yaşında Serez’de vefat etti ve Eikosifoinissa Manastırı’na defnedildi. Hem II. Mehmed hem de onun oğlu II. Bayezid, Mara Hatun’a büyük saygı göstermeye devam ettiler.
Tarihteki Yeri
Mara Despina Hatun, 15. yüzyılda sadece bir hükümdar eşi değil, aynı zamanda çok kültürlü bir imparatorluk içinde etkin bir kadın figürü olarak öne çıktı. Osmanlı–Balkan ilişkilerinin şekillenmesinde üstlendiği rol, onu döneminin en güçlü ve etkili kadınlarından biri hâline getirmiştir.