İklim krizinin etkileri, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de giderek daha belirgin hale geliyor. Artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, su kaynaklarının tükenmesine ve toprakların çoraklaşmasına neden oluyor. Su Politikaları Derneği'nin 25 Ocak 2025 tarihli raporuna göre, iklim değişikliğiyle birlikte artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, daha sık ve şiddetli kuraklık olaylarına yol açıyor. Bu durum, toprak erozyonunu ve bozulmayı artırarak çoraklaşmayı tetikliyor. Çoraklaşma, toprağın karbon depolama kapasitesini azaltarak atmosfere daha fazla karbon salınımına neden oluyor ve böylece iklim değişikliğini daha da şiddetlendiriyor. Türkiye’de yetersiz yağışlar nedeniyle barajlardaki su seviyesi de alarm vermeye başladı. İzmir’de barajların doluluk oranları büyük oranda azaldı. Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, yeraltı sularının da her geçen gün azaldığını belirtirken, kuyu sayısının ise 300 bini aştığını söyledi. Yani barajlardaki su azalırken, yer altı suları da daha derinlere indi.

“Meralarda bitki kalmadı”

Birleşmiş Milletler'in raporlarına göre, Türkiye'de toprakların çoraklaşması ve su kaynaklarının kuruması gibi sorunlar giderek artıyor. Meraların yüzde 64'ünde yeterli bitki örtüsü kalmazken, yüzü aşkın su kaynağının da kuruduğu düşünülüyor. Yıldız, meraların gıda güvencesinin ‘stratejik alanı’ olduğunu belirterek, “Meralar, hayvancılığımızın temel ve organik besin kaynaklarının yer aldığı gıda güvencemizin stratejik alanlarıdır. Bu alanlar ayrıca birçok bitki ve hayvan türünün yaşam alanıdır. Mera kaybıyla bu türler yaşam alanlarını kaybeder ve popülasyonlarında azalma meydana gelir. Bu durum, ekosistemin dengesini bozarak bazı türlerin yok olmasına yol açabilir. Bu nedenlerle mera kaybı, doğal ekosistemler üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratır. Meralar, biyolojik çeşitlilik, karbon depolama ve su döngüsüne katkıda bulunan önemli ekosistemlerdir. Mera kaybı bu unsurları olumsuz etkiler ve ekosistemde zincirleme sorunlara yol açabilir. Mera kaybı, bitki ve toprağın karbon depolama kapasitesinin azalmasına neden olur. Ayrıca toprak verimliliği azalır, toprak erozyonu artar, çölleşme ve çoraklaşma hızlanır” ifadelerini kullandı. 

Dursun Yıldız1

Verim azalıyor 

Su kaynaklarındaki azalma, tarımsal kuraklık ve çoraklaşmanın uzun vadede toprağın tarımsal verimlilikten tamamen uzaklaşması sonucunu doğuracağını vurgulayan Yıldız, “Verimli tarım arazileri ve meralar tarım ve  hayvancılığın esas unsurlarıdır. Toprağın çölleşmesi ve çoraklaşması ile meraların kaybı, tarım ve hayvancılık sektörünü doğrudan etkiler. Tarımsal üretimimizde, temel gıda maddelerinin elde edilmesinde, et ve süt ürünlerinde azalma, maliyet artışı ve gıda güvenliğinin tehlikeye girmesi sonuçlarını doğurur” dedi.

Ferdan Çiftçi (1)

“Gıda krizi büyüyecek”

Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi ise, su kaynaklarının yüksek oranda kuruduğunu kaydederek, “Aşırı su tüketimi ve su kirliliği, önümüzdeki yıllarda bizi büyük bir gıda krizine sürükleyecek. Yer altındaki suların atıklarla kirletilmesi ve bilinçsiz tüketimi, kaynakların kurumasına neden oluyor. Eskiden çok yakın mesafeden su çıkarılabilirken, artık 250 metre derinlikte bile su bulmak mucize” dedi. Tarımda kullanılan yer altı sularının azalması nedeniyle, üretimde çok fazla su isteyen ürünlerin veriminin düştüğünü vurgulayan Çiftçi, “Bitkisel üretim desenimizi değiştirmek zorundayız. Daha az su isteyen tohumlara yönelmeliyiz. Bunun yanında daha da önemlisi temiz su kaynaklarını korumak. Maden, sanayi ve evsel atıkların suya karışmasını önlemek zorundayız. Damlama su sistemini desteklemeli ve buna uygun bitkilerle üretim yapmalıyız. Yoksa önümüzdeki süreçte gıda krizini en yüksek oranda yaşayacağız, sofralarımız ve tabaklarımız boş kalacak” diye konuştu.

Kaynak: Dilek Çakır Durak