Türkiye'de bir zamanlar kendi uçaklarını üretmeye başlayan bir fabrika vardı, ancak kısa bir süre sonra gizemli bir şekilde kapandı. Peki, Türkiye'nin ilk uçak fabrikası neden kapandı, kurucusu kimdir?
Türkiye'nin ilk uçak fabrikası
Kayseri Uçak Fabrikası, Türkiye'nin ilk uçak fabrikası olarak 1926 yılında Kayseri'de kurulmuştur. İlk adı TOMTAŞ (Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) olan bu fabrika, 1928'de çeşitli sebeplerle kapanmış, 1931'de tekrar açılmış ve 1950'lerden sonra üretime ara vermiştir. İlk yıllarda, fabrika 50 kişilik bir iş gücü ile faaliyete başlamış, 1935'ten sonra ise 500-600 kişiye istihdam sağlamıştır. 1948'de işçi sayısı 888'e ulaşmış, bunlardan 135’i çırak, %15’i ise kadındı.
Cumhuriyet'in ilanından sonra ülkenin kalkınma sürecinde savunma sanayiine yönelik adımlar atılmaya başlanmış ve ilk uçak fabrikası Kayseri'de kurulmuştur. Türk Tayyare Cemiyeti, Atatürk'ün talimatıyla, 1925'te uçak fabrikası kurma girişimlerine başlamıştır. Ancak uçak fabrikası için gerekli sermaye ve teknik malzeme eksiklikleri nedeniyle, uluslararası işbirlikleri devreye girmiştir. Özellikle Almanya'nın savaş sonrası uçak sanayisinde yaşadığı kısıtlamalar, bu alanda birçok Alman firmasının yurt dışında sanayi kurma çabalarına yol açmıştır.
Alman firması Junkers ile yapılan görüşmeler sonucu, uçak fabrikası kurulumunda işbirliği yapılmıştır. Junkers firması, uçak üretiminde metal kullanımı ile dikkat çekmiştir. 1926 yılında Kayseri'de faaliyete geçen fabrika, 50 Türk ve 150 Alman personelle çalışmaya başlamıştır. Fabrikada A-20, F-13 ve G-23 uçaklarının bakım-onarım faaliyetleri sürdürülmüş, 1926-1927 yılları arasında 30 A-20 ve 3 F-13 uçağı üretilmiştir. Ancak 1928'de Junkers firmasıyla yapılan sözleşme feshedilmiş ve fabrika, Türk Tayyare Cemiyeti'ne devredilmiştir.
Fabrika, 1931 yılında "Kayseri Uçak Fabrikası" olarak tekrar faaliyete geçmiş, 1935'te Türkkuşu tipi uçaklar üretilmiştir. Alman firması Gothaer Waggon Fabrik A.G. ile yapılan lisans anlaşması sonucunda, 1937'de Polonya'nın Państwowe Zakłady Lotnicze firmasıyla yapılan işbirliği sonucu 27 PZL P.24 tipi uçak üretilmiştir. 1940 yılında ise İngiltere'den Philips And Powis Aircraft şirketi ile anlaşarak 24 Magister uçağı yapılmıştır. 1932-1942 arasında toplam 133 uçak ve 27 planör üretilmiştir.
Ancak, 1942 sonrasında Marshall Yardımları ve dış alım kararları ile fabrika üretim faaliyetlerine son vermiştir. 1950'de Kayseri Hava İkmal ve Bakım Merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Uçak üretimi süreci, Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki savunma sanayi projelerinin önemli bir parçası olmuş, ancak dönemin savaş sonrası zorlukları ve yan sanayinin eksiklikleri nedeniyle istenilen gelişimi tam anlamıyla sağlayamamıştır.
Türkiye'nin ilk uçak fabrikasının kurucusu kimdir?
Nuri Demirağ, Türkiye'nin önemli iş adamlarından biridir ve bir dizi ilke imza atmıştır. 1886 yılında Sivas'ın Divriği ilçesinde doğan Demirağ, sadece iş dünyasında değil, aynı zamanda hayırseverliğiyle de tanınmıştır. Türkiye'nin ilk yerli sigara kağıdı, paraşüt, uçak fabrikası ve uçuş okulunu kuran Demirağ, ülkenin demiryolu ağının büyük bir kısmını inşa etmiş, birçok önemli tesisin yapımını üstlenmiştir. Cumhuriyet dönemi iş dünyasının önde gelen figürlerinden biri olan Demirağ, özellikle havacılık alanındaki girişimleriyle dikkat çekmiştir.
1936 yılında Türkiye’de bir uçak fabrikası kurma fikriyle harekete geçen Nuri Demirağ, ordunun uçak ihtiyacını karşılamak amacıyla başlatılan bağış kampanyası yerine yerli uçak üretimini tercih etmiştir. Servetinin büyük kısmını bu projeye ayıran Demirağ, İstanbul’da bir deneme atölyesi kurarak, memleketi Divriği’de ise bir uçak fabrikası kurmayı planlamıştır. Beşiktaş’taki fabrikasında ilk tek motorlu uçak olan Nu. D-36'yı 1936 yılında üretmiş, ardından Nu. D-38 adlı çift motorlu yolcu uçağını üretmiştir. Bu uçak, 1944’te Dünya Havacılık Otoritesi tarafından "A sınıfı yolcu uçağı" kategorisine alınmıştır.
Nuri Demirağ, aynı zamanda Türkiye'nin ilk yerli paraşütünü üretmiştir. Paraşüt üretiminde kullanılan ipek için 100 dut ağacı dikip, Türk Hava Kurumu'ndan gelen siparişler doğrultusunda eğitim uçakları üretmiştir. Ancak Demirağ, Türk Hava Kurumu ile yaşadığı bir dizi anlaşmazlık nedeniyle fabrikasını kapatmak zorunda kalmıştır. Ürettiği uçaklar, çeşitli raporlara rağmen Türk Hava Kurumu tarafından kabul edilmemiş ve Demirağ, uzun süre süren hukuk mücadelelerine girmiştir. 1944'te fabrikası kapatıldı, üretim durdu ve uçaklar hurdacıya satıldı.
Nuri Demirağ’ın havacılık alanındaki çabaları, devletin bu sektöre yeterli ilgiyi göstermemesi nedeniyle boşa gitmiş, ancak Sivas Havaalanı 2010 yılında onun adını taşıyarak, Türk havacılığındaki katkıları hatırlanmıştır.