Ruh ve akıl dünyasını çözümlemeye adanmış bir hayat… Türkiye’nin en tanınmış psikiyatristlerinden biri olan Mustafa Merter, mesleki birikimi ve farklı yaklaşımlarıyla geniş bir kesim tarafından ilgiyle takip ediliyor. Ancak onun hayat hikâyesi ve kökenleri hakkında çok az şey biliniyor. Peki, Ünlü Psikiyatr Mustafa Merter kimdir, nereli, kaç yaşında?
Mustafa Merter kimdir?
1947 yılında İstanbul’da dünyaya gelen psikiyatrist ve yazar, eğitim hayatına Cihangir’deki bir ilkokulda başladı. Ortaokul eğitimini Avusturya Lisesi’nde tamamladıktan sonra ailesinin yönlendirmesiyle öğrenimine yurtdışında devam etti. İsviçre’nin St. Moritz kentindeki Montalya Lisesi’nde bir süre eğitim aldıktan sonra Lozan Lemania Lisesi’ne geçti. 1969 yılında, İsviçre Federal Lise Diploması’nı alarak lise eğitimini tamamladı.
Üniversite eğitimini de İsviçre’de sürdürerek 1975 yılında Lozan Tıp Fakültesi’nden mezun oldu ve tıp doktoru unvanını kazandı. Mezuniyetinin ardından Türkiye’ye dönerek Ankara’da 18 ay boyunca askerlik hizmetini yerine getirdi. 1977 yılında Teresa Spescha ile hayatını birleştirdi ve bu evlilikten iki çocuğu dünyaya geldi.
Tıp alanındaki kariyerine Almanya’da başlayan doktor, burada bir süre iç hastalıkları (dahiliye) alanında asistan olarak çalıştı. Ancak zamanla ilgi alanının psikiyatriye kaydığını fark ederek branş değiştirme kararı aldı. Bu doğrultuda İsviçre’ye geri dönerek psikiyatri ihtisasına başladı. Zürih Üniversitesi Hastanesi’ne bağlı Burghölzli Psikiyatri Hastanesi’nde uzmanlık eğitimini tamamladı. Akademik kariyerine devam eden doktor, "Flufenazin Dekanoat" adlı nöroleptik ilaç üzerine yaptığı çalışma ile doktorasını tamamladı.
1987 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaparak Bodrum’un Turgutreis beldesinde serbest psikiyatrist olarak çalışmaya başladı. Türkiye’de psikiyatri alanında farklı bir perspektif geliştirme amacıyla çeşitli araştırmalar ve eğitimler gerçekleştirdi.
Akademik ve Mesleki Katkıları
2005 yılında psikolojiye farklı bir bakış açısı kazandırmak amacıyla İstanbul’da Türkiye Benötesi Psikolojisi Derneği’ni kurdu. Ancak bir süre sonra bu kurumla bağlarını koparma kararı aldı. Psikoterapi alanında kendine özgü bir yaklaşım geliştirdi ve “Öğrenim Analizi” adını verdiği metodolojiyi uygulayarak birçok psikoterapistin yetişmesine katkı sağladı.
Psikolojiyi sadece Batı eksenli bir bilim olarak ele almak yerine, tasavvufî anlayış ile bütünleştirilmesi gerektiğini savundu. 2007 yılında yayımladığı "Dokuz Yüz Katlı İnsan" adlı kitabında, Batı psikolojisinde yaygın olarak kullanılan "psike" kavramının yerine, tasavvufta köklü bir geçmişe sahip olan “nefs” kavramının kullanılması gerektiğini ileri sürdü.
2014 yılında yayımladığı "Nefs Psikolojisi ve Rüyaların Dili" adlı eserinde ise modern psikolojinin bazı çelişkilerine ve bilinçdışı kavramının farklı yönlerine dikkat çekti. Kitapta, rüyaların terapötik etkileri ile tasavvufî psikolojide önemli yer tutan “hâller” kavramının patolojiler üzerindeki olumlu etkilerini ayrıntılı bir şekilde ele aldı. Bu çalışmalarının sonucunda "Nefs Psikolojisi" adını verdiği özgün bir psikoloji ekolü geliştirdi.
Geliştirdiği Nefs Psikolojisi, Batı psikolojisinde mevcut olan yapı ve işlev kuramlarına yeni boyutlar kazandırdı. Bunlar arasında:
- Çok Mertebeli ve Dinamik Nefs Yapısı (Multi-Level and Dynamic Existential Psychic Structure),
- Bilinçdışı Kategorileri (Lower and Higher Unconscious Categories),
- Hâl Psikolojisi (Psychology of Human Subtile States), gibi yeni kavramlar bulunmaktadır.
Ayrıca, modern çağın getirdiği psikolojik sorunlardan biri olan “Matrix Sendromu” (Matrix Syndrome) kavramını ortaya koyarak, dijital bağımlılığın ve ekran kullanımının bireyler üzerindeki olumsuz etkilerini inceledi. "Matrix Sendromu" kavramı, özellikle ekran bağımlılığı ile mücadelede toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlayan önemli bir katkı olarak değerlendirildi.
Eserleri ve Çeviri Çalışmaları
Psikoloji ve tasavvufun kesişim noktasında gerçekleştirdiği çalışmalar, sadece akademik makalelerle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda alanında önemli eserler kaleme aldı. Başlıca kitapları şunlardır:
- "Dokuz Yüz Katlı İnsan" (2007)
- "Nefs Psikolojisi ve Rüyaların Dili" (2014)
Bunun yanı sıra, psikoloji alanında dünyaca ünlü bazı önemli eserlerin Türkçeye kazandırılmasına katkıda bulundu. Özellikle:
- Carl Gustav Jung’un "Kırmızı Kitap" (The Red Book),
- Jean Twenge’in "i-Nesli" (iGen),
- Jean Twenge ve Keith Campbell’in "Narsisizm İlleti" (The Narcissism Epidemic),
gibi önemli eserlerin Türkçeye çevrilmesine öncülük etti. Bu kitapların psikoloji camiasında hak ettiği ilgiyi görmesi için çeşitli yazılar ve önsözler kaleme aldı.
Günümüzdeki Çalışmaları
Son yıllarda çalışmalarını daha çok Kur’ân-ı Kerîm’in Psikolojik Açıdan Tefsiri üzerine yoğunlaştırdı. Altı yılı aşkın bir süredir yürüttüğü bu proje, psikoloji ve tasavvufun birleştiği özgün bir tefsir çalışması olarak dikkat çekmektedir. Aynı zamanda yurtiçinde ve yurtdışında çok sayıda konferans, seminer ve TV/radyo programına katılarak psikoloji, rüya analizi ve modern dünyanın getirdiği psikolojik sorunlar üzerine görüşlerini paylaşmaktadır.
Kariyeri boyunca hem Batı psikolojisi hem de Doğu’nun derinlikli düşünce sistemlerini sentezleyerek, psikolojiye yeni bir perspektif kazandırmayı hedefledi. Geliştirdiği Nefs Psikolojisi, geleneksel psikoterapi yaklaşımlarına alternatif bir bakış açısı sundu ve modern psikoloji ile tasavvuf arasında köprü kuran önemli bir akademik akım haline geldi.