Ülkenin ekonomik koşulları ve kriz süreci devreye girince, ilaç artık kolay ulaşılamayan bir ürün haline geldi. Serbest piyasa ekonomisinin özelliklerine uygun olarak ilaç fiyatları denetimsiz bir şekilde artış gösterdi. Kredi kartları dolan, maaşını kira ve faturalarda eriten vatandaş ilaç almakta zorlanınca ‘veresiye defteri’ de kaçınılmaz hale geldi. Daha önce sadece bakkallarda olan veresiye sisteminin eczanelerde de kullanılabilir hale gelmesi eczacıları da mali açıdan zorluyor. Maaş gününü bekleyenler, emekli maaşı yatınca ödeme yapacağını söyleyenler ve borcunu aylarca kapatamayan hastalar artık eczacılar için günlük hayatın bir parçası haline geldi.
‘Her yıl artıyor’
Son yıllarda eczanelerde de ortaya çıkan veresiye defterlerinin her yıl gittikçe kabardığını belirten İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Pandemi döneminde Konak Belediyesi ve Bornova Belediyesi bakkalların veresiye defterlerini kapatırken eczanedekileri de kapatmıştı. Vatandaşın alım gücü düşmeye devam ediyor, ilaç almakta zorlanıyorlar. Veresiye defterlerindeki borçlar her yıl daha da artıyor. Çünkü sağlık hizmeti alırken vatandaşın cebinden sağlık her yıl daha çok para çıkıyor. Dolayısıyla vatandaşımız mahallesindeki, sokağındaki eczaneyle samimi olunca dünyanın hiçbir ülkesinde göremeyeceğiniz ‘veresiye’ sistemini başlatmış oldu. Bakkala söylediği gibi eczacıya da ‘Ben bunu sonra vereyim, aybaşında vereyim, maaşı alınca vereyim’ şeklinde yaklaşıyor. Eczacı da onları idare edip bu borçları not düştükçe ortaya veresiye defteri çıkıyor. Bu defterdeki rakamlar her yıl daha da büyüyor. Maaşlar o kadar artmıyor ama sağlık hizmetlerine ödedikleri rakamlar gittikçe artıyor” sözlerine yer verdi.
‘Durumumuz vahim’
Birçok eczanenin kendini zor döndürdüğünü vurgulayan Sayılkan, “Eczaneler açısından da durum vahim. Birçok eczane artık kendi ayakta kalmakta zorlanıyor. Artan maliyetler, ilaç fiyatlandırma politikalarındaki sıkıntılar ve düşük kârlılık oranları nedeniyle pek çok eczacı, işini krediyle ya da aile desteğiyle sürdürmeye çalışıyor. Ancak bu modelin uzun vadede sürdürülebilir olması mümkün değil. Mevcut şartlar devam ederse birçok eczanenin kapısına kilit vurulabilir. Herkes, imkânları elverdiğince işini sürdürüyor ama gidişat endişe verici” ifadelerini kullandı.
‘Toplumsal kriz olabilir’
Mevcut fiyatlandırma sistemi ve kârlılık oranlarıyla eczanelerin uzun vadede ayakta kalma ihtimalinin giderek azaldığına dikkat çeken Tuncay Sayılkan, “Bu, hem vatandaş hem de sağlık sektörü için büyük bir sıkıntı oluşturuyor. Devletin sağlık harcamalarına yönelik destekleri artırması, ilaç fiyatlandırma sisteminin gözden geçirilmesi ve vatandaşın cebinden çıkan sağlık harcamalarının azaltılması gerekiyor. Aksi halde, eczaneler birer birer kapanmaya başlarken, vatandaşlar da temel sağlık hizmetlerine ulaşmakta daha büyük sıkıntılar yaşayacak. Sağlık gibi temel bir hakkın finansal yükü altında ezilen vatandaşlar, gün geçtikçe daha fazla borçlanacak ve bu durum yalnızca bireysel değil, toplumsal bir krize de dönüşebilir” diye konuştu.
‘Kar, sabit kalacak’
Sağlık Bakanlığı, eczacıların gelir kaybını önlemek için ilaç fiyatlandırma sisteminde önemli bir değişikliğe gitti. Resmi Gazete’de yayımlanan yeni düzenlemeye göre, ilaç fiyatlarındaki kur güncellemeleri artık eczacıların kar oranlarına da yansıtılacak. Böylece eczanelerin düşük kârlılık nedeniyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar hafifletilecek. İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “Eczanelerin kar oranı artmayacak. Kasım, aralık ayında ilaçlara her zam geldiğinde eczanelerin karlılık oranı 1-1,5 puan aşağı düşüyor. Yeni düzenlemeyle bu engellenecek ve sabit kalacak. Artık bu konuda zarar etmeyeceğiz” diye konuştu.