Hatay'da 6 Şubat 2024 tarihinde meydana gelen büyük depremler sonucu 36 kişinin hayatını kaybettiği Zekiye Kırat Apartmanı'na dair görülen davada, sanıkların tahliyesinin hukuka aykırı olduğu ifade ediliyor. Müşteki avukatı Erdem Eren, müteahhidin 7 gün sonra tahliye edilmesine tepki gösterdi ve mahkemeye sunduğu tek doktor raporuyla verilen tahliye kararının geçersiz olduğunu belirtti. Eren, sağlıkla ilgili gerekçelerle yapılan tahliyelerin, Adli Tıp Kurumu'ndan ya da Adalet Bakanlığı tarafından onaylı bir hastaneden rapor alındıktan sonra yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, yargılamanın geciktirilmek istendiğini ve adaletin zamanında sağlanamadığını dile getirdi.
36 Ölü ve Çöken Bir Bina
Zekiye Kırat Apartmanı, 6 Şubat 2024'te Hatay’ın Antakya ilçesinde, saat 04:17'de meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremde yıkıldı ve 36 kişi hayatını kaybetti. Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit Abdussamet Yılmaz, yapı denetim firması yetkilisi Cafer Tacettin Güler, şantiye şefi E.Y., inşaat mühendisi T.T., mimar A.K., inşaat mühendisi B.B. ve kontrol elemanı mimar M.K. hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma" suçlamasıyla dava açtı. İddianameye göre, bina yapımında kullanılan malzeme ve inşaat yöntemlerinin 2007 tarihli deprem yönetmeliğine uymadığı belirtildi.
Sanıklar Tahliye Edildi
Davada, 1 Mart 2023'te tutuklanan müteahhit Abdussamet Yılmaz, kanser hastalığı nedeniyle 9 Mart 2023’te tahliye edildi. Bir başka sanık olan yapı denetim firması yetkilisi Cafer Tacettin Güler ise 7 Haziran 2024’te tahliye edildi. Bu iki sanığın tahliye edilmesiyle davada tutuklu sanık kalmadı.
"Tahliye Kararları Hukuka Aykırıdır"
Müşteki avukatlarından Erdem Eren, sanıkların tahliye edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtti ve şunları söyledi: “Zekiye Kırat Apartmanı davasında, ana sanıkların tutuklu yargılanmasının ardından, hiçbiri tutuklu olarak yargılanmıyor ve duruşmalara bile katılmalarına gerek duyulmuyor. Sanıkların tahliye edilmesi, delil durumu göz önünde bulundurulmadan verilmiş bir karar. Adli Tıp Kurumu raporu yerine sadece tek bir doktor raporuyla tahliye kararı verilmesi hukuka aykırıdır. Ayrıca, savcılığın da elindeki tüm deliller sanıkların suçlu olduğunu gösteriyor.”
"Sanıklar 'Olası Kastla' Yargılansın"
Eren, davada sanıkların "olası kastla öldürme" suçundan yargılanmaları gerektiğini ifade etti. Eren, Karadeniz Teknik Üniversitesi'nden alınan bilirkişi raporunun, binada kullanılan malzeme dayanımının yetersiz olduğunu ortaya koyduğunu ve bunun da sanıkların kusurlarının ağır olduğunu gösterdiğini söyledi.
"Kamunun Sorumluluğu Araştırılmalı"
Eren, kamu görevlilerinin sorumluluğu ile ilgili herhangi bir ilerleme olmadığını belirtti ve bu konuda mahkemeye bir yazı gönderildiğini fakat henüz bir yanıt alınamadığını söyledi. Ayrıca, zeminle ilgili yapılan bir araştırma talebinin mahkeme tarafından ciddiye alınmadığını ve dosyanın bilirkişiye gönderilmesinin birkaç aydır beklediğini vurguladı.
"Gecikmiş Adalet, Adalet Değildir"
Eren, adaletin geciktirilmek istendiğini ve bunun, yargı sürecinde gerçek kusurun açığa çıkmasını engellediğini ifade etti. “Yargı, bir çok canı yanan insanın acısını görmezden gelerek, süreci uzatmak istiyor. Mahkemenin gerçek kusurları bulması ve cezayı vermesi gerekiyor. Ancak sürecin uzaması, gecikmiş adaletin de bir adalet olmadığını gösteriyor” dedi.
Zekiye Kırat Apartmanı davasının bir sonraki duruşması, 7 Şubat 2025 tarihinde görülecek.