Türk müziğinin sevilen isimlerinden Neco’nun kızı olan Zeynep Özyılmazel; müzik, yazı ve fotoğrafçılığı bir araya getiren çok yönlü bir sanatçıdır. Peki, Zeynep Özyılmazel kimdir? Zeynep Özyılmazel'in hastalığı nedir?

Zeynep Özyılmazel kimdir?

Zeynep Özyılmazel, 1978 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Sanata ve yaratıcılığa olan ilgisi, akademik hayatına da yansıdı ve Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nden mezun oldu. Ancak hayatının farklı alanlarında kendini ifade etme tutkusu, onu yalnızca grafik tasarımda değil, müzik, yazı ve fotoğrafçılıkta da derinleşmeye yönlendirdi.

Müzik Kariyeri ve İlk Adımlar

Zeynep Özyılmazel’in müziğe olan ilgisi çocukluk yıllarına dayanıyordu. Ancak profesyonel kariyeri, 2001 yılında İstanbul Gelişim Orkestrası’nda vokalist olarak sahneye çıkmasıyla başladı. Bu süreçte babası Neco ve kardeşi Ayşe Özyılmazel ile birlikte 2004 yılına kadar birçok farklı mekânda sahne aldı. Ailesinin sanat geçmişi içinde büyümüş olması ona doğal bir müzikal birikim sağlasa da, kendi müzikal yolculuğunu oluşturmak için zamanla daha fazla özgünlük arayışına girdi.

2012 yılında, caz, bossanova, Latin ve eski Türkçe şarkılardan oluşan geniş bir repertuvar oluşturarak kendi ekibini kurdu. Sahne performanslarıyla müzik dünyasında kendine sağlam bir yer edinmeye başlayan Özyılmazel, caz müziğiyle yakın bir ilişki kursa da, aslında kendisini tam anlamıyla bir caz şarkıcısı olarak tanımlamadığını belirtiyordu.

‘Zaman Olur’ Single’ı ve Müzikal Dönüm Noktası

Uzun yıllar sahne tecrübesi edinmesine rağmen, Özyılmazel’in ilk solo çalışması olan ‘Zaman Olur’, 2017 Haziran ayında müzikseverlerle buluştu. Bu single, sadece müzik kariyerinde değil, aynı zamanda kendini bulma yolculuğunda da önemli bir adım oldu. Şarkının çıkışıyla ilgili konuşurken, sahnede şarkı söylemeyi sevdiğini ancak albüm veya single çıkarmak gibi belirli bir hedef koymadığını dile getirdi. Kendisi için doğru zamanın geldiğini hissettiğinde, artık özgüveni ve tecrübesiyle bu projeyi hayata geçirdiğini ifade etti.

Bu süreçte, müzikal kariyerine farklı bir yön veren kişi besteci ve aranjör Erkin Arslan oldu. Bir yaz akşamı Alaçatı’da sahne aldığı sırada Arslan’ın performansını tesadüfen dinlemesi, bu müzikal iş birliğinin başlamasına vesile oldu. Arslan, Özyılmazel’in sahnedeki enerjisinden etkilenerek ona özel bir şarkı besteledi. Şarkıyı ilk dinlediğinde bunun kendisine ne kadar uygun olduğunu hissettiğini ve kayda girdikçe daha da benimsediğini belirten sanatçı, bu süreci "tam zamanıydı" diyerek özetledi.

Şarkının kayıt süreci oldukça hızlı ilerledi. Söz, müzik ve aranje Erkin Arslan’a ait olurken, kayıtta Erdem Sökmen (gitar), Nedim Ruacan (davul), Volkan Ülsever (kontrbas) ve İstanbul Strings (yaylılar) gibi önemli müzisyenlerle çalıştı. Tüm kayıt işlemi sadece iki saat içinde tamamlandı.

Müzikal Kimliği ve Tarzı

Zeynep Özyılmazel’in müziği, modern ve nostaljik unsurları bir araya getiren bir tarza sahip. Kendisi her ne kadar popüler müzik yapmasa da, belli bir dinleyici kitlesine ulaşmayı ve onların ilgisini çekmeyi hedeflediğini söylüyor. Eski şarkıları ve o dönemin müzikal ruhunu sevdiğini belirten sanatçı, yaptığı müziğin de geçmişe bir saygı duruşu niteliğinde olduğunu vurguluyor. Giyim tarzı ve genel estetik anlayışı da sade, zarif ve nostaljik unsurlar barındırıyor.

Bu bağlamda, babası Neco’nun müzik kariyerinin onun üzerinde baskı yaratıp yaratmadığı sorusuna ise şu şekilde yanıt veriyor: Ailesinin onu yıllarca müzikten bilinçli olarak uzak tutmaya çalıştığını, ancak bir noktada kendi yolunu çizmesi gerektiğini fark ettiğini söylüyor. Uzun yıllar boyunca başkalarının beklentilerini karşılamaya çalıştığını ancak gerçek mutluluğun kendi seçimlerini yapmaktan geçtiğini anladığını dile getiriyor.

Ailesinin Tepkisi ve Kendi Yolunu Bulma Süreci

Müzik kariyerine başlama kararı aldığında ailesine bunu hemen açıklamayan Zeynep Özyılmazel, kendi yeteneğini ve kararlılığını test etmek istediğini belirtiyor. İlk sahneye çıktığında ailesinin tepkisini ölçmek için biraz beklemiş, ancak sonunda annesinden aldığı destek mesajı ona büyük moral vermiş. Annesi, single’ı dinledikten sonra “Seninle gurur duyuyorum” mesajını iletmiş. Babasına ise şarkıyı yüz yüze dinletmek istediğini ve onun tepkisini doğrudan görmek için sabırsızlandığını ifade ediyor.

Edebiyat ve Fotoğrafçılıkla Geçen Yıllar

Müziğin yanı sıra yazıya olan ilgisi de Özyılmazel’i farklı bir yaratıcı alana yönlendirdi. Pandemi sürecinde günlük tarzında yazılar kaleme aldı ve bu yazıları çektiği #onbirkahvesi fotoğraflarıyla birleştirerek "Beklenmeyen(e) Yazılar" adlı kitabını yayımladı. Kitap, 2021 yılında Müptela Yayınları etiketiyle okurlarla buluştu.

Sanatsal üretkenliği burada da durmadı. 2022 yılında, kitabındaki yazılardan ilham alarak "Beklenmeyen(e) Şarkılar" projesini hayata geçirdi. Bu kapsamda yayımladığı ilk şarkısı "Herkes Tek Başına", İrem Records etiketiyle dinleyicilerle buluştu.

Bunların yanı sıra, Özyılmazel fotoğrafçılığa da büyük ilgi duyuyor ve görsel sanatları müziğiyle birleştirerek kendine özgü bir anlatım dili yaratıyor. Aynı zamanda seslendirme sanatçılığı da yapan sanatçı, çok yönlü bir kariyer inşa etmeye devam ediyor.

Kaynak: Haber Merkezi