Bazı isimler vardır ki, duyduğunuz anda zihninizi kurcalamaya başlar… Zinnureyn de onlardan biri! Kimdir bu gizemli isim? Gücün, inancın ya da tarihî bir sırrın parçası mı? Peki, bu isim hangi olaylarla anılıyor ve neden asırlardır unutulmuyor?
Zinnureyn Kimdir?
Zinnureyn, Arapça kökenli bir kelime olup "iki nur sahibi" anlamına gelmektedir. Bu unvan, İslam'ın üçüncü halifesi olan Hz. Osman bin Affan'a (r.a.) verilmiştir. Bu lakabın ona verilme sebebi, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v.) iki kızıyla evlenme şerefine erişmiş olmasıdır. Hz. Osman, önce Hz. Rukiyye ile evlenmiş, onun vefatından sonra ise Hz. Ümmü Gülsüm ile nikâhlanmıştır. Böylece, Peygamberimizin iki kızıyla evlenmiş olan tek sahabe olma özelliğini taşımaktadır.
Zinnureyn Lakabı ve Anlamı
Zinnureyn kelimesi, "nur" (ışık) kelimesinin çoğulu olan "nureyn" ve "sahip olan" anlamındaki "zû" kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. Hz. Osman'a bu lakabın verilmesi, hem İslam'daki önemli konumunu hem de onun Peygamber Efendimiz ile olan güçlü bağını simgelemektedir. Ona verilen bu unvan, onun İslam'daki faziletini ve Allah katındaki değerini yansıtan önemli bir semboldür.
Bazı İslam alimleri, Hz. Osman’a "iki nur sahibi" denmesinin sadece evlilikten kaynaklanmadığını, aynı zamanda onun Kur’an-ı Kerim’e olan bağlılığını ve sürekli Allah’ın kitabıyla meşgul olmasını da temsil ettiğini ifade etmişlerdir. Hz. Osman’ın hayatı boyunca Kur’an-ı Kerim’i sık sık okuyarak gözyaşı dökmesi, gece namazlarında onun nuruna bürünmesi gibi yorumlar da yapılmıştır.
Hz. Osman’ın (r.a.) İslam’daki Yeri ve Önemi
Hz. Osman (r.a.), İslam’ın ilk müminlerinden biri olup aynı zamanda Peygamber Efendimiz'in en güvendiği sahabelerden biridir. Mekke’nin soylu ailelerinden Ümeyyeoğulları’na mensup olmasına rağmen İslam’ı kabul eden ilk kişilerden biri olmuş ve bu uğurda birçok fedakârlıkta bulunmuştur. İslam’ın yayılmasında büyük rol oynamış, Peygamber Efendimiz’in vefatından sonra ise ikinci halife Hz. Ömer’in ardından İslam devletinin üçüncü halifesi olmuştur.
Hilafeti döneminde İslam Devleti’nin sınırları genişlemiş, ekonomik ve siyasi istikrar sağlanmış ve Kur’an-ı Kerim’in farklı kıraat farklarını önlemek için tek mushaf halinde çoğaltılması gibi büyük hizmetler gerçekleştirilmiştir. Günümüzde elimizde bulunan Kur’an-ı Kerim mushafları, onun döneminde çoğaltılan nüshalara dayanmaktadır.
Hz. Osman, son derece haya ve edep sahibi bir kişiliğe sahipti. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onun hakkında "Meleklerin bile haya ettiği kişiden ben nasıl haya etmeyeyim?" buyurarak onun üstün ahlakına dikkat çekmiştir.
Hz. Osman’ın (r.a.) Şehadeti
Hz. Osman’ın hilafetinin son yıllarında bazı siyasi karışıklıklar ortaya çıkmış ve muhalif gruplar tarafından eleştirilmeye başlanmıştır. Haksız yere suçlanarak isyana sürüklenen gruplar, onun Medine’deki evini kuşatmış ve günlerce ablukaya almıştır. Bu süreçte, Hz. Osman (r.a.) Müslümanlar arasında kan dökülmesini istemediği için kendini savunmak yerine sabır göstermiştir. Sonunda, evinde Kur’an-ı Kerim okurken şehit edilmiştir.
Şehadetiyle İslam dünyasında büyük bir üzüntüye yol açan Hz. Osman, sabırlı, affedici, hayâ sahibi ve Kur’an’a düşkünlüğüyle tanınan örnek bir halife ve sahabedir.