Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, vefatının 102. yılında saygıyla anılıyor. Bağımsızlık mücadelesine adanmış bir Türk kadınının simgesi olan Zübeyde Hanım, güçlü iradesi ve fedakarlıklarıyla oğlunun yetişmesinde ve ulusun kaderinin değişmesinde önemli bir rol oynadı.

Güçlü Bir Kadının Hikayesi

1857 yılında Selanik yakınlarındaki Langaza'da dünyaya gelen Zübeyde Hanım, Yörük Türkmenlerinden Sofuzade Feyzullah Efendi ve Ayşe Hanım'ın tek kız çocuğuydu. Eğitim olanaklarının sınırlı olduğu bir dönemde okuma yazma öğrenerek kendini geliştirdi. Genç yaşta Ali Rıza Efendi ile evlendi ve bu evlilikten altı çocuğu oldu. Ancak yaşam, ona birçok zorluk sundu; dört çocuğunu küçük yaşlarda kaybeden Zübeyde Hanım, bu acılara sabırla göğüs gerdi.

Eşini de erken yaşta kaybetmesiyle 33 yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, çocuklarını tek başına büyütmek için büyük bir mücadele verdi. Oğlu Mustafa'nın eğitimine devam etmesi için her türlü fedakarlığı gösterdi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Yolculuğundaki İlham Kaynağı

Zübeyde Hanım, oğlunun eğitimini ve ideallerini destekleyen bir anne olarak Mustafa Kemal’in hayatında belirleyici bir figürdü. Mustafa’nın askeri okula gitme kararına önce karşı çıksa da, onun kararlılığı karşısında bu yolda onu destekledi. Mustafa Kemal, annesinin sabrı ve desteği sayesinde yalnızca ailesinin değil, Türk milletinin kaderini değiştiren bir lider oldu.

Atatürk, annesi Zübeyde Hanım'a olan sevgisini her zaman dile getirmiş ve onun güçlü karakterinden aldığı ilhamı açıkça ifade etmiştir. Zübeyde Hanım da oğlu için her zaman dua etmiş, onun mücadelesini desteklemiştir.

Milli Mücadele Yıllarında Zübeyde Hanım

Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal’in mücadelesi ve alınan riskler, Zübeyde Hanım için büyük bir endişe kaynağıydı. Oğlunun idama mahkum edildiği haberleriyle büyük üzüntü yaşayan Zübeyde Hanım, kısmi felç geçirdi. Yine de oğluna olan inancını asla kaybetmedi ve "Zaferi kazanmadan dönmesin" diyerek ona desteğini sürdürdü.

Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın sonlarına doğru annesini Ankara’ya getirdi ve Çankaya Köşkü'nde birlikte vakit geçirdi. Ancak Zübeyde Hanım'ın sağlık durumu giderek kötüleşiyordu.

İzmir’deki Son Günleri ve Vefatı

Sağlık sorunları artan Zübeyde Hanım, doktorların önerisiyle 1922 yılında İzmir'e götürüldü. Latife Hanım Köşkü'nde kısa bir süre yaşadıktan sonra, 14 Ocak 1923'te 66 yaşında hayata gözlerini yumdu. Zübeyde Hanım’ın naaşı, Karşıyaka’daki Ferik Osman Paşa Camisi avlusuna defnedildi.

1938 yılında, İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz’un önerisiyle anıt mezar yapılması gündeme geldi. Ancak Atatürk, annesinin sade bir mezar taşına ve çevresinin çocuk parkıyla süslenmesine karar verdi. Zübeyde Hanım, bugün her yıl 14 Ocak’ta vatandaşlar ve resmi kurum temsilcileri tarafından anılıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Annesine Vefa Sözü

Atatürk, annesinin mezarını ziyaret ettiği 27 Ocak 1923 tarihinde yaptığı anlamlı konuşmasında, “Milli hakimiyet yolunda Türk milletinin elde ettiği kazanımları tekrar savunmak durumuyla karşılaşırsam, annemin yanına gitmekten çekinmem” diyerek, Zübeyde Hanım’ın kendisi ve millet üzerindeki etkisini vurguladı.

Zübeyde Hanım: Güçlü Bir Annenin Mirası

Zübeyde Hanım, yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi olarak değil, Türk kadınının fedakarlık ve azmini temsil eden bir figür olarak tarihimizde yer alıyor. Onun yetiştirdiği evlat, bağımsız bir milletin yeniden doğuşuna öncülük etti. Zübeyde Hanım, hem anne olarak hem de Türk kadını olarak ilham vermeye devam ediyor.

Kaynak: AA