İzmir Olgunlaşma Enstitüsü, Anadolu'nun köklü düğün geleneklerini yaşatmak amacıyla önemli bir projeye imza attı. Enstitüde görev yapan öğretmenler ve kursiyerler, geleneksel gelinlikleri modern dokunuşlarla yeniden tasarlayarak kültürel mirası geleceğe taşımaya hazırlanıyor. "Düğünümüz Var" adını taşıyan bu özel proje kapsamında, farklı bölgelere ait düğün kültürü incelenerek çeyizler, gelin bohçaları ve düğün sofraları titizlikle oluşturuldu. Mayıs ayından itibaren yurt içi ve yurt dışında sergilenmeye başlanacak koleksiyon, Türkiye'nin kültürel zenginliğini uluslararası alanda tanıtmayı hedefliyor.

Gelenek ve Estetik Buluşuyor

Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren İzmir Olgunlaşma Enstitüsü, geleneksel düğün kültürünü yeni nesillere aktarmak için kapsamlı bir araştırma süreci yürüttü. Türkiye'nin yedi bölgesinden 26 farklı gelinlik modeli belirlenerek, her biri kendi yöresine özgü motiflerle bezenip ince işçilikle hazırlandı. Gelin başlıkları tel sarma, iğne ve tığ oyalarıyla süslenirken, çeyiz sandıkları el emeği göz nuru nakışlarla donatıldı.

Projenin en önemli unsurlarından biri olan düğün sofraları ise, Anadolu’nun zengin mutfak kültürünü yansıtan geleneksel yemeklerle hazırlandı. Çeyizler, gelin bohçaları ve düğün yemekleriyle bütünlük kazanan proje, hem estetik bir sunum yapmayı hem de kültürel mirası yaşatmayı amaçlıyor.

Aile Yılı Kapsamında Özel Bir Çalışma

İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi, projenin, 2025 yılının "Aile Yılı" olarak ilan edilmesi kapsamında büyük önem taşıdığını belirtti. Düğünlerin, ailenin bir araya geldiği en özel anlardan biri olduğunu vurgulayan Yahşi, "Düğünümüz Var" projesinin, kültürel değerlerin korunması ve yeni nesillere aktarılması açısından çok kıymetli olduğunu ifade etti.

"Bu proje, Anadolu düğünlerinin üç temel ögesini; gelinlikleri, düğün sofralarını ve çeyizleri ele alıyor. İzmir Olgunlaşma Enstitüsü'nün ortaya koyduğu bu titiz çalışma, hem gelenekleri yaşatıyor hem de genç nesillere ilham veriyor. Aile kurma sürecinde olan gençlerimize kültürel mirasımızın estetik ve anlam dolu yanlarını göstermeyi hedefliyoruz."

Anadolu’nun Düğün Kültürü Araştırıldı

Enstitü Müdürü Şule Aydın da, Anadolu’nun farklı bölgelerine ait düğün geleneklerini detaylı bir şekilde araştırarak bu ı da enstitüde titizlikle işlendi.

"Türkiye'nin yprojeyi oluşturduklarını ifade etti. Geleneksel düğünlerde giyilen gelinliklerin yanı sıra, düğün yemekleri ve çeyiz sandıklaredi bölgesinden 26 farklı gelinlik modeli tasarladık. Bu gelinlikleri özgün motifler, renkler ve tekniklerle işledik. Gelin başlıklarımızı tel sarma tekniğiyle hazırlarken, bohçalarımızı da bölgelere özgü nakışlarla süsledik. Bunun yanı sıra, Anadolu düğünlerinin olmazsa olmazı düğün sofralarını da yeniden canlandırdık."

Düğün sofraları için ise Türkiye’nin dört bir yanından en çok yapılan yemekler seçildi. Yiyecek ve İçecek Hizmetleri Alan Şefi Demet Burçak, düğün yemekleri üzerine kapsamlı bir araştırma yaptıklarını ve geleneksel düğün menüsünü oluşturduklarını belirtti.

"Başlangıç olarak düğün çorbalarını ele aldık. En yaygın tüketilenlerden biri olan etli düğün çorbası ile menüye başladık. Ana yemek olarak etli pilav, etli yahni ve keşkek seçtik. Keşkek, Anadolu'nun birçok bölgesinde hem tavuklu hem de etli olarak yapılan geleneksel bir düğün yemeğidir. Yanında yaprak sarması, tatlı olarak ise baklava, zerde ve irmik helvası ile menümüzü tamamladık."

Yurt Dışında Sergilenerek Tanıtılacak

Proje kapsamında hazırlanan koleksiyon, mayıs ayından itibaren yurt içi ve dışında çeşitli organizasyonlarla sergilenecek. Türkiye'nin geleneksel düğün kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlayan proje, özellikle Türk kültürüne ilgi duyan sanatçılar, akademisyenler ve moda tasarımcıları için de ilham kaynağı olacak.

İzmir Olgunlaşma Enstitüsü’nün kursiyerleri ve usta öğreticileri tarafından hazırlanan bu özel koleksiyon, geleneksel sanatların modern dünyada nasıl yeniden hayat bulabileceğini gösteriyor. Anadolu'nun binlerce yıllık düğün kültürünü yaşatmayı amaçlayan "Düğünümüz Var" projesi, kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından büyük önem taşıyor.

Kaynak: AA