Bergama’nın zengin tarih dokusunu gözler önüne seren yeni bir keşif, UNESCO Dünya Mirası kapsamında yer alan Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı’nda gerçekleştiriliyor. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin liderliğinde yürütülen "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında, Pergamon Antik Kenti’nde Roma dönemine ait “Mozaikli Ev” kompleksi ortaya çıkarıldı.

Antik Mimari ve Fonksiyonelliği Ortaya Çıkaran Keşif

Geçen eylül ayında başlatılan kazı çalışmalarında, Kızıl Avlu’nun yakınlarında konumlandırılmış olan büyük yapı kompleksi, antik çağın “peristilli ev” tipik örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor. Merkezi taş avlusu ve havuzuyla dikkat çeken yapı, özellikle mozaik zeminleri ile öne çıkıyor. Prof. Dr. Sezgin, “Mozaikli Ev’in en dikkat çekici özelliklerinden biri, mozaik zeminlere sahip olması. Bu da yapının önemli kişiler tarafından kullanıldığını gösteriyor,” diyerek, binanın milattan sonra 2. ve 3. yüzyıllarda inşa edildiğini belirtti.

Çok Katmanlı Kullanım ve Dönemler Arası Süreklilik

Kazı ekibi, yapı kompleksinin sadece Roma dönemine ait olmadığını, Hristiyanlık döneminde de kullanıma devam ettiğini ortaya koydu. Hemen arkasında yer alan, Mısır Tanrıları Tapınağı olarak bilinen Kızıl Avlu’nun kiliseye çevrilmiş olması, bölgede bir Hristiyan topluluğunun varlığına işaret ediyor. Ancak 7. yüzyılda yaşanan Arap akınları sırasında meydana gelen büyük yangın, yapı üzerinde çatı kiremitleri ve yanmış kaplar ile kendini belli ediyor.

Zengin Mozaik Çeşitliliği ve Sanatsal İzler

Mozaikli Ev’in dört farklı noktasında sergilenen mozaikler, 3. ve 4. yüzyıllara tarihleniyor. Geometrik desenler, bitkisel motifler ve canlı renklerin kullanıldığı bu mozaikler, antik dönemin estetik anlayışını ve yaşam kültürünü yansıtır nitelikte. Bu sanat eserleri, yapının sosyal ve kültürel önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Kraliyet Mührü ve Benzersiz Detaylar

Keşif sırasında, Helenistik döneme ait kraliyet mührü taşıyan bir çatı kiremidi parçası da ortaya çıkarıldı. Üzerinde “Bazilike” ifadesinin yer aldığı kiremit, antik Bergama’da krala ait yapılar için kullanılan mühürlerin önemini vurguluyor. Prof. Dr. Sezgin, “Daha önce parçalar halinde benzer örnekler bulmuştuk ancak ilk kez eksiksiz bir mühürlü kiremit ortaya çıkarıldı,” ifadelerini kullandı.

Havuzdaki Mezar Taşı ve Duygusal Bir Hikâye

Mozaikli Ev’in avlusunda yer alan havuzda, mezar taşı olarak kullanıldığı belirlenen bir taş parçası da dikkat çekti. Üzerinde “dünyanın en tatlı çocuğu” ifadesi ve yanında köpeği ile tavşan avına çıkmış bir çocuk figürü bulunan bu taş, antik dönemin sosyal yaşamına dair duygusal izler sunuyor. Sezgin, taş üzerindeki betimlemenin, muhtemelen çocuğun annesi tarafından yaptırıldığını ve dönemin ailevi ilişkilerine dair önemli ipuçları taşıdığını belirtti.

Gün Yüzüne Çıkan Diğer Buluntular ve Gelecek Planları

Yapının yüzde 20’lik kısmının gün ışığına çıkarıldığı kazılarda, Roma ve Bizans dönemlerine ait mutfak eşyaları, savaş aletleri, takılar ve sikkeler gibi günlük yaşam objeleri de gün yüzüne çıkarıldı. Ayrıca, bölgede Bizans dönemine ait mezarlık alanı tespit edilerek, o dönemin son Bergamalı Bizanslılarına ait çoklu gömülerin bulunduğu belirtildi. Bu buluntuların uygun olanları, Bergama Müzesi’nde sergilenecek.

Projeye paralel olarak, Dionysos Tapınağı’nın restorasyon çalışmaları, Asklepion ve Akropolis’te gerçekleştirilen aydınlatma projeleri ile gece müzeciliğinin desteklenmesi gibi çalışmalar da sürüyor. Bu kapsamlı çalışmalar, Türk arkeolojisine ve kültür mirasına yapılan büyük yatırımların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

Pergamon’daki “Mozaikli Ev” kazısı, antik dönemin sosyal, kültürel ve sanatsal yaşamına dair benzersiz izler sunarken, bölgenin tarihsel derinliğini ve çok katmanlı kültürel mirasını yeniden gözler önüne seriyor. Geleceğe Miras Projesi kapsamında yürütülen bu çalışmalar, Türk arkeolojisinde yeni bir dönemin kapılarını aralarken, Bergama’nın tarih sahnesinde yeniden parlamasını sağlıyor.

Kaynak: AA