Gazeteci Ayşenur Arslan, bir televizyon programında Ankara’daki İçişleri Bakanlığı saldırısını değerlendirirken kullandığı ifadeler nedeniyle yargılanma süreciyle karşı karşıya kaldı. Savcı, Arslan’ın 1 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Dava, basın özgürlüğü ve ifade sınırları üzerine yeni bir tartışma başlattı.
Davanın Gerekçesi: “Toplumda İnfial Yaratabilir”
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Ayşenur Arslan’ın sözlerinin terör örgütleri tarafından “yol gösterici” olarak algılanabileceği iddia edildi. Savcılık, PKK’nın Ankara’da İçişleri Bakanlığı’na düzenlediği saldırının ardından Arslan’ın kullandığı “O kadar manasız ki teröristin gelip hiçbir şey yapamadan ölmesi” ifadelerinin, kamu düzenine zarar verebilecek nitelikte olduğunu belirtti.
İddianame, PKK’nın geçmiş faaliyetlerini özetleyen bir girişle başlıyor ve programdaki 01.29 dakikalık kesitin çözümlemesini içeriyor. Savcı, bu sözlerin terörü övücü bir nitelik taşımasa da kamuoyu algısını olumsuz etkileyebileceğini savundu.
“Sözlerim Yanlış Anlaşıldı”
Arslan, savunmasında ifadelerinin bağlamından koparıldığını ve yanlış anlaşıldığını belirtti. “Terörü meşru gösteren bir yaklaşım sergilemem asla mümkün değil. Meydana gelen eylemi lanetlediğimi programda da ifade etmiştim,” diyen Arslan, olayın İçişleri Bakanlığı’na bir mesaj niteliğinde olabileceğini düşündüğünü belirtti.
Arslan’ın avukatı Celal Ülgen ise iddianameye tepki göstererek, davanın hukuki değil siyasi bir zemin üzerinden ilerlediğini savundu. Ülgen, “Eğer iddia edilen suç ‘suçu ve suçluyu övmek’ olsaydı, asliye ceza mahkemesinde yargılama yapılırdı. Ancak bu dava, yeni ceza yaptırımlarıyla basın özgürlüğüne yönelik bir baskıyı temsil ediyor,” dedi.
Arslan hakkında açılan dava, basın mensuplarının ifade özgürlüğü sınırlarını bir kez daha gündeme getirdi. Siyasi iktidarın son dönemde basına yönelik tutumu ve yeni yasa tasarıları, ifade özgürlüğü konusunda endişelere yol açıyor. Özellikle savcılığın “etki ajanlığı” gibi yeni kavramları gündeme getirmesi, hukuk çevrelerinde tartışma yarattı.