Pamuk üreticisi, küresel ekonomik dalgalanmalar, artan maliyetler ve su kıtlığı nedeniyle tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. 2024 yılı itibarıyla dünya genelinde pamuk fiyatları düşüş trendine girerken, Türkiye’de enflasyonun etkisiyle gübre, ilaç, enerji ve yakıt gibi temel tarımsal girdilerin maliyeti katlanarak arttı. Üreticiler, bir yandan girdi maliyetlerindeki artışın altında ezilirken, diğer yandan su kıtlığı nedeniyle üretimi sürdürmekte büyük zorluklar yaşıyor. Özellikle Aydın ve Söke ovalarında yaşanan su sıkıntısı, çiftçileri büyük bir belirsizliğe sürüklerken, Aydın Valiliği’nin tarım alanlarının yalnızca yarısına su verileceğini açıklaması üreticiyi hüsrana uğrattı. Geçtiğimiz yıllarda zaten düşük kâr marjlarıyla ayakta kalmaya çalışan pamuk üreticisi, şimdi bir de susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya.

Kriz yaşanabilir

Diğer yandan Tekstil ve iplik sektöründeki durgunluk, sentetik elyafların rekabeti ve azalan uluslararası talep nedeniyle pamuk fiyatları baskılanıyor. Üreticiler, maliyetlerini karşılamakta zorlanırken, sektör temsilcileri önümüzdeki aylarda piyasada bir hareketlenme olmazsa pamuk üretiminin daha da daralacağına dikkat çekiyor. Tarımsal sulama sistemlerinde modernleşmeye gidilmezse ve üreticiyi destekleyecek önlemler alınmazsa, pamuk ekim alanlarında ciddi bir küçülme ve en az yüzde 25 oranında bir üretim kaybı yaşanması kaçınılmaz görünüyor. Tüm bu zorluklar, Türkiye’nin pamuk üretiminde büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Eğer acil önlemler alınmazsa, pamuk üreticisinin bu şartlar altında varlığını sürdürmesi her geçen gün daha da zorlaşacak.

Barıs Kocagöz

‘Kapıdan çıkamadı’

Pamuk üreticisinin zor durumda olduğunu belirten Ulusal Pamuk Konseyi Araştırma ve Danışma Kurulu Üyesi Barış Kocagöz, “Öncelikle olarak dünya fiyatlarının baskısı var. Pamuk fiyatları, 2024 Mart ayından bu yana düşüş trendinde. Bu pandemiden sonra girdi maliyetleri artarken pamuk fiyatları ise tam aksine düşmeye devam ediyor. Böyle bir ters orantı olunca zaten dünya fiyatları karşısında dezavantajlı konuma geldik. Diğer taraftan ülkemizdeki enflasyon malum. Sonuçta üretici enflasyon baskısı altında gerek enerji, yakıt fiyatları gerekse gübre ilaç gibi önemli girdileri çok yüksek miktarda arttı. Örneğin 2 yıl önce 62 liraya kadar gelmişken, bugün lif pamuk 60 lirada. Tarımsal girdi fiyatları 2 yılda zaten yüzde 100’ün üzerinde arttı. Dolayısıyla üretici bu geçtiğimiz yıl yani 2024 hasadında girdiği kapıdan çıkamadı. Maliyet anlamında zarar etti” ifadelerini kullandı.

‘En zor yıl olacak’

Üreticinin bütün bunların üstüne bir de su kıtlığıyla ilgili problemlerle baş etmeye çalıştığını vurgulayan Kocagöz, “Özellikle Söke Ovası, Aydın Ovası gibi büyük pamuk ovalarımızda, pamuk suyunun verilemeyeceği şimdiden üreticileri paniğe sokmuş vaziyette. Dolayısıyla pamuk üreticisi ne yapacağını şaşırdı. Zaten para kazanamadığı bir yıldan çıktı. Şimdi bir de ürünü yetiştirmekle ilgili bir risk var. Üretici herhalde en zor yılına giriyor. Geçtiğimiz yıl zorla da olsa üreticilere bir, iki kez su verilebildi. İki su verildiğinde gayet rahat pamuk üretimi yapılabiliyor. Eğer su tüketimi doğru yönetilirse bu sene de bir şekilde üretim sürdürülebilir. Nisan ayının başında barajlardaki duruma bir kez daha bakıp sulama konusunda ona göre bir yol haritası çizmek daha doğru olacaktır” diye konuştu.

‘En az yüzde 25 kayıp’

Türkiye içinde de su konusunda bir dengesizlik olduğunu aktaran Barış Kocagöz, “Bir takım barajlarda doluluk oranları iyi noktalara gelmişken herhalde Ege Bölgesi daha sıkıntılı gibi görünüyor. Farklı bir durum var gibi görünüyor. Ama bunların hepsinin tabii ders olması gerekiyor. Bu sulama sistemlerinde üreticinin daha az su kullanan sulama sistemlerine dönmesi gerektiği aşikâr. O zaman genel olarak üretici bu durumdayken ekim alanlarında bir daralma ve verim kaybı yaşanacak. Geçtiğimiz yıla göre pamuk üretiminde ciddi bir azalma bekliyorum. En az yüzde 25 kayıp yaşanacağını düşünüyorum” dedi.

Kaynak: Filiz Erol