Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından Saraçhane'de düzenlenen mitingde, bazı medya kuruluşları ve markaların İmamoğlu'na yönelik gelişmeleri yeterince yansıtmadığını belirterek boykot çağrısında bulundu. Çağrının ardından özellikle sosyal medya kullanıcılarının çağrıyı yaymaya başlaması ile geniş kitleler durumdan haberdar edildi. Hal böyle olunca, bazı markalar internet sitelerini geçici olarak kapatma kararı almak zoruna kalırken, bazı markaların ise satışlarının düşmeye başladığı gözlemlendi.
“Sektör baskı yapacak”
Boykot çağrılarının orta ve uzun vadede ekonomiyi etkileyebileceği ve boykota uğrayan firmaların hükümete kayıplarıyla ilgili baskı yapabileceğine değinen Ekonomist Güldem Atabay, “Biz son 2 haftadır piyasalara odaklı konuşuyoruz ancak bizim ekonomik olarak konuşmamız gereken gerçekten böyle bir durumun Türkiye ekonomisine orta ve uzun vadede etkilerinin ne olacağı olmalı. Bu boykot çağrısı durup dururken çıkmadı. Bunun bir parçası olarak haksızlığa uğradığını söyleyen kesimin tepkisi olarak ortaya çıktı. Çok geniş bir kesimden bahsediyoruz. Sokaklarda gördüğümüz ve 23 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Adayı olması için oy veren 15 milyon kişiden bahsediyoruz. Bunun arkasındaki aileleri de sayarsanız aslında bu toplumun neredeyse yarısı. Siz eğer ifade özgürlüğünü, hukuku, kanunları kullanarak ifade edilen şekilde bir şeylerin önüne geçiyorsanız, bu boykot çağrısı da aslında bir haktır. Dolayısıyla bunun ekonomiye etkisinden önce konuşmamız gereken, bu sesi firmaların duyması gerektiği. Bu firmalar hükümete yakın ise, bu boykotla başlayan zorlaşma sürecini en azından hükümete iletip, daha dengeli politikalar izlenmesi konusunda reel sektörün baskı yapması gerekebilir” dedi.
“Hedef ses duyurmak”
Yaşanan siyasi gerilimlerde ortaya çıkan boykotun hedefinin ekonomiyi kötü etkilemek değil, vatandaşın sesini duyurmak amacıyla yapıldığını vurgulayan Atabay, “Bu siyasi olaylar Türkiye ekonomisini zaten çok zor bir yola soktu. Dolayısıyla boykot etkiye tepki olarak bir ses duyurma yöntemi şu anda. Elbette bu firmalar boykot arttıkça zorlanacak ve elbette insanlar bu çağrıyı ciddiye aldılar çünkü kaybedecek hiçbir şeyleri kalmadı. Vatandaşlar ekonomideki olumsuz etkiyle siyaset üzerindeki sesleri artırarak, haklarını arayacaklar. Burada hedef Türkiye ekonomisini kötü etkilemek değil, hedef sesi duyulmayan bir kesimin sesini çok çeşitli yollar kullanarak duyurması ve adaletin sağlanmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Doğal akış bozulur”
Boykot çağrısı ile birlikte ekonominin doğal akışının bozulabileceğini kaydeden Ekonomist Ayhan Bülent Toptaş, “Geniş kitlelere hitap eden bir siyasi parti liderinin son gelişmeler karşısında tepki gösteren ve destekleyenlere yaptığı boykot çağrısı, ekonomi açısından olağan bir durum değil. Boykotun etkilediği şirketlerin zarara düşmesine ve ekonomik çarpıklaşmaya neden olabilir. Tüketici en ucuz ve en kaliteli ürünü aldığında bu ekonomiye yarar sağlar ancak siyasi nedenlerle bir ürünü almaktan tamamen vazgeçmek ekonomiye zarar verecektir. Ekonominin doğal akışı bozulacaktır. Bir diğer yandan ise boykot gören firmaların düşüş yaşamasına neden olabilir. Bu da firmaların gücünü kaybetmesiyle birlikte yine ekonomiye zarar veren nokta olacaktır” diye konuştu.
“Seçenek sınırlı”
“Toplumun belirli bir kısmı ürün tüketimi için nakit kullanımına geçebilir” diyen Toptaş, nakit kullanımının mevcut ekonomide tek yöntem olmadığını söyledi. Toptaş, “Maalesef bizim vatandaşımız kredi kartlarını anne babalarından borç alır gibi kullanıyor. Dolayısıyla bu konuda seçenekler kısıtlı. Burada tüketim aracı olarak fazla bir farklılaşma olmaz. Burada amaç kart kullanımının azaltılarak devletin vergi almasını engellemek ve gelirini azaltmak olabilir. Ancak bu durum da kayıt dışılığı yeniden artıracaktır. Ayrıca vergi takibi de zorlaşacaktır” ifadelerini kullandı.
“Boykot etkili olabilir”
Geçiş yıllarda yapılan boykot çağrılarının etkili olduğunu, bu kez yaşananların da çağrıların devamına göre etkili olabileceğini belirten Toptaş, “Boykot çağrıları geçmişte de yapıldı. O günlerde etkili olan çağrılar gördük. Ancak o zaman, belki 15 yıldan bile daha önce yaşananlarda, ekonomi yönetimi çok daha tutarlıydı ve bu gibi dalgalanmalar karşısında çok daha hazırlıklıydı. Ancak şu anda ekonomimiz açısından bu o kadar da kolay değil. Çok şey değişti. Bu boykotun ne derece etkili olacağı, çağrıların devamına ve siyasi gerilimin sürmesine bağlıdır. Eğer çağrılar devam eder ve siyasi gerilim süreci uzarsa, boykot bir nebze etkili olabilir” dedi.