Son yıllarda Türkiye'de konut fiyatlarındaki hızlı artış, alım gücüyle ters orantılı bir seyir izliyor. Özellikle büyükşehirlerde kiralık ve satılık konut fiyatlarının fahiş seviyelere ulaşması, barınma krizini derinleştiriyor. Sırbistan ve Güney Kore’de yapılan iki farklı araştırmada ‘Ev almanın en zor olduğu ülkeler’ incelendi. Araştırmada ev fiyatlarının ortalama gelire oranı baz alındığında Türkiye, yüzde 81,45’lik oranla listenin ilk sırasında yer alıp ‘ev almanın en zor ülke’ seçildi. Türkiye’deki ekonomik durum bu araştırmayı doğruluyor. Ülkemizde 1,5 milyon TL’lik bir evin sahibi olmak isteyen orta gelirli bir aile, hiçbir harcama yapmadan, 2 kişi çalışsa ve ortalama 60 bin TL’lik aylık geliri olsa bile 2 yıldan fazla süre birikim yapması gerekir. Fakat 2 yılın sonunda, yüksek enflasyon nedeniyle almak istedikleri evin fiyatı ise en az yüzde 50 artacağı için biriktirilen para niye çare olmuyor. 

deniz kezer

‘Oran gittikçe düşüyor’

Türkiye’nin içinde bulunduğu enflasyon ve arz talep dengesindeki dalgalanma nedeniyle konut sektöründe satışların son 5 yıl içerisinde yarı yarıya düştüğünü belirten Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Deniz Kezer, “Konut azaldığı ve orta direk yok olduğu için konut alabilen insan sayısı azaldı. Bu sadece konutla ilgili de değil, araç alımı gibi pahada ağır olan şeyleri almakta zorlanıyoruz. Pandemiden önce her 10 kişiden 5’i konut alabiliyordu. Günümüzde bu rakam 10 kişiden 3’e düşmüş durumda. Yani bu piyasada konut alabilen insan sayısının yarısı gelir dengesine takıldı. Orta direk ortadan kalktığı için, bu insanlar da ev alabilen potansiyellerini kaybettiler. 5 yıl önce bu sayının neredeyse 2 katı insan konut alabilen kişi pastasının içindeydi. Günümüzde bu 5 yıl öncenin yarısı kadar” dedi.

‘Pasta daraldı’

Türkiye’nin şu anda yüksek enflasyon sıralamasında dünyada ilk 5’te, OECD ülkeleri arasında ise en tepede olduğunu vurgulayan Kezer, “İnsanların kısmen de olsa gelirleri arttı ama giderler çok daha fazla arttı. Bırakalım artık bir konuta erişebilmeyi, insanlar marketten peynir alırken bile kapı kapı dolaşıp en ucuzu nerede oradan alıyorlar. Doğal olarak Türkiye’deki bu yüksek enflasyon ve gelirlerdeki artışın enflasyonun çok altında kalması ile yeni bir şey alabilmek veya ev sahibi olabilmek hayal oldu. Bugün belli başlı insanların, yüksek gelir diyebileceğimiz, ki bu da evde 2 kişi çalışması ve eve en düşük 150 bin TL geliri olan ve de ceplerinde 1,2 milyon TL birikimi olan kişilerin ancak ev almaları mümkün olabiliyor. Aynı evde asgari ücretle çalışan 2 kişinin bırakın konut alabilmesini, evlerini geçindirebilmesi bile çok zor. Ama bundan 5 yıl önce asgari ücretin biraz üzerinde maaş alan insanlar kredi ile konut alabilme potansiyeline sahipti. Bizim de emlak danışmanları olarak konut satabileceğimiz pasta çok daraldı. Yani hem sektörler hem de vatandaşlar bu durumdan etkilendi” diye konuştu. 

‘Fiyatlar artacak’

Konut satışlarında arzın talebe yetişemediğini belirten Deniz Kezer, fiyatlarda yüksek artışlar olacağının sinyalini verirken, yılın ikinci yarısında konut fiyatlarının ulaşılamaz derecede artacağını söyledi. Kezer, “İnsanlar bugün elindeki parayı değerlendirmek istediğinde 500-600 bin TL olan birikimleri ile küçük bir bahçe alarak değerlendiriyor. Bahçe üzerine zamanı geldiğinde bir prefabrik ev yaparım ve yazlık gibi kullanırım diye düşünüyor. Ancak bunlar da bugün yasak olduğu için belediyeler tarafından yıkılabiliyor. Konutta durum daha da kötüye gidecek. Konut fiyatlarında büyük bir artış bekliyoruz. Çünkü maliyetler arttı ve yeteri kadar konut piyasaya sürülmüyor. Talep düşük olsa da bu talebi karşılayacak bile konut yok. Yılın ikinci yarısı gibi ciddi bir artış olacağını öngörüyoruz” ifadelerini kullandı. 

Türkiye ilk sırada

Sırbistan ve Güney Kore’de yapılan araştırmada, ev fiyatlarının ortalama gelire oranıyla gelirin yüzde 81,45’ini kapsayan Türkiye listede 1’inci sırada yer alırken, Türkiye’yi yüzde 59,04 oranla Nepal, yüzde 49,86 oranla Hindistan, yüzde 48,35 oranla Endonezya, yüzde 46,12 oranla Ermenistan, yüzde 38,71 oranla Güney Kore, yüzde 33,71 oranla Peru, yüzde 29,06 oranla Dominika, yüzde 28,01 oranla Brezilya ve yüzde 28,01 oranla Şili takip ediyor.

Kaynak: Dilek Çakır Durak