Aydın Aphrodisias'ta gerçekleştirilen kazılarda, mitolojik tanrı Zeus'un başlığına ait olduğu öne sürülen bir parça keşfedildi. Prof. Dr. John Smith, bu tarihi bulgunun antik Yunan dönemine dair bilgi açığını doldurabileceğini belirtti. Zeus'un bu başlıkla ilişkilendirilmesi, hem arkeologlar hem de tarihçiler arasında büyük heyecan yarattı. Prof. Dr. Smith, bu bulgunun detaylarını ve keşfin önemini detaylandırarak, hem bilim dünyasını hem de halkı bilgilendirdi. İşte bu çarpıcı keşfin tüm ayrıntıları...
Aydın'daki Aphrodisias Antik Kenti'nde bulunan "kolosal Zeus başı," Roma İmparatorluğu döneminin en seçkin heykeltıraşlık örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Aphrodisias Kazı Başkanı ve Oxford Üniversitesi'nden Prof. Dr. Roland R. R. Smith, AA'ya yaptığı açıklamada, antik kentteki Zeus başı ve diğer kazı çalışmalarını detaylandırdı
Smith, bu sezon Aphrodisias Caddesi, Kybele Evi ve Aphrodisias Tapınağı gibi alanlarda önemli keşifler yaptıklarını belirtti.
Zeus başının, tapınağın batı kısmında, otları temizleme amacıyla yapılan çalışmalar sırasında ortaya çıkarıldığını vurgulayan Prof. Dr. Smith, bu eserin büyük bir önem taşıdığını ifade etti
Smith, Aphrodisias'ın Roma döneminin en önemli heykeltıraşlık merkezlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, bulunan eserin bu durumu doğruladığını söyledi.
Prof. Dr. Smith, Zeus başının Roma portre sanatının tüm sofistike özellikleriyle yapıldığını belirterek, özellikle saç ve sakaldaki detayların, yüksek kalitede portrelerde kullanılan pahalı matkap teknikleriyle işlendiğini belirtti
Bu buluntunun Aphrodisias'ın sürekli olarak şaşırtıcı eserler sunduğunun bir göstergesi olduğunu söyledi.
Heykel, mimari bir parça ile ileri derecede bir portre örneğini birleştiriyor ve bu konuda daha fazla bilgi edinmek için araştırmalar yapılmakta.
Smith, heykeldeki bazı detaylarda hala boya kalıntıları bulunduğunu, saç ve sakaldaki renk izlerinin belirgin olduğunu, ağzın açık şekilde tasvir edildiğini ve dişlerin görülebildiğini belirtti.
Bu detayların, Zeus'un sadece bir tanrı değil, yaşayan bir varlık olarak resmedilmeye çalışıldığını gösterdiğini ifade etti. Heykelin, Roma İmparatorluğu döneminin en önemli heykeltıraşlık örneklerinden biri olduğunu sözlerine ekledi.