Güney Kore'de büyük bir sürpriz: Ülke, olağanüstü bir karar alarak sıkı yönetim ilan etti. Ancak bu adımın ardından, hükümetin bu yönetim biçimini ne kadar süreyle devam ettireceği belirsizliğini koruyor. Peki, Güney Kore'de neden sıkı yönetim ilan edildi? Sıkı yönetim kaldırıldı mı? İşte detaylar...
Güney Kore'de neden sıkı yönetim ilan edildi?
Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol, 2024 yılında, 50 yıl sonra ilk kez demokratik bir ülkede sıkıyönetim ilan etti. Bu karar, artan siyasi baskı ve karşılaştığı engeller nedeniyle alınmıştı. Yoon, sıkıyönetimi, devlet karşıtı güçleri ve Kuzey Kore tehdidini engellemek amacıyla duyurdu, ancak kısa süre sonra bunun bir dizi siyasi saldırıyı savuşturma çabası olduğu anlaşıldı. Sıkıyönetimin ilanının ardından, parlamentoda ve halk arasında büyük tepkiler ortaya çıktı. Milletvekilleri, bu kararı anayasaya aykırı buldu ve hemen karşı oylama başlattılar.
Sıkıyönetim, orduya daha geniş yetkiler tanıyarak, parlamentonun yasalarını, medya üzerinde denetim sağlanması gibi önlemleri içeriyordu. Muhalefet, Yoon'un hükümetine karşı yürüttüğü yolsuzluk soruşturmaları ve hükümetin bütçeyle ilgili kararları nedeniyle giderek daha fazla karşıtlık göstermekteydi. Sıkıyönetim, halk ve siyasetçiler arasında büyük bir tepkiye yol açtı ve bu durum, Güney Kore'nin demokratik yapısı için önemli bir sınav haline geldi.
Sıkıyönetim ilanı, 1987'den sonra ilk kez bir cumhurbaşkanının bu tür bir karar alması olarak kaydedildi. Ancak, parlamentonun tepkisi ve halk gösterileri karşısında, Yoon kısa süre içinde sıkıyönetimi geri çekti. Parlamentonun sıkıyönetimi kaldırma kararı alması yasalar gereği hükümet tarafından kabul edilmek zorundaydı. Bu gelişmeler, Güney Kore'de demokrasinin korunmasına dair büyük bir siyasi tartışma başlattı.
Sıkıyönetim kaldırıldı mı?
Güney Kore'de sıkıyönetim kaldırıldı. Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk-yeol, 3 Aralık 2024'te sıkıyönetimi ilan ettikten birkaç saat sonra, parlamentonun karşı çıkması ve büyük halk tepkisi nedeniyle bu kararını geri çekti.
Sıkıyönetim ilanından hemen sonra, ülke genelinde büyük bir siyasi ve toplumsal çatlak oluştu. Yoon'un sıkıyönetimi, öncelikle devlet karşıtı güçlere karşı koyma ve Kuzey Kore tehdidine karşı güvenliği sağlama amacıyla duyurulmuştu. Ancak, çoğu gözlemci, bu kararın Cumhurbaşkanı'nın siyasi muhalefetle yaşadığı yoğun çatışmalar ve kendi hükümetine karşı yapılan saldırılar nedeniyle alındığını belirtti. Yoon, sıkıyönetimi ilan ederken, "kaos yaratan devlet karşıtı güçleri" ezme amacını güttüğünü söyledi. Bununla birlikte, Yoon'un hükümeti son aylarda büyük bir siyasi baskı altındaydı, çünkü özellikle muhalefet partileri ve halkın büyük bir kısmı, hükümetin yolsuzluklarla ve kötü yönetimle suçlandığına inanıyordu.
Sıkıyönetim ilanının ardından, başta muhalefet partisi olmak üzere birçok siyasi grup ve halk, bu kararın anayasaya aykırı olduğu ve ülkenin demokratik değerlerine büyük bir tehdit oluşturduğuna dair protestolar düzenledi. Muhalefet liderleri, Yoon'un sıkıyönetimi, kendi siyasi zorluklarına karşı bir araç olarak kullandığını ve bu hamlenin sadece kendi hükümetini koruma amacı taşıdığını iddia etti. Yoon'un partisinin lideri de sıkıyönetimi "yanlış bir hamle" olarak nitelendirdi.
Güney Kore parlamenterleri, hızla toplandı ve Yoon'un sıkıyönetim kararını yasadışı olarak ilan etti. Parlamento, Yoon'un sıkıyönetim ilanını geçersiz kılmak için oy kullandı. Yoon'un partisi ve destekçileri, parlamentonun bu kararına karşı çıkmaya çalışsalar da, çoğunluk parlamentoda sıkıyönetimin kaldırılmasını talep etti. Yerel saatle 01:00'de, 300 milletvekilinden 190'ı sıkıyönetimi geçersiz sayarak kararın iptal edilmesini istedi.
Yoon'un yasal olarak sıkıyönetimi kaldırmaya karar vermesi gerekti, çünkü Güney Kore yasalarına göre, parlamentonun çoğunluğu sıkıyönetim kararına karşı oy kullanırsa, hükümet buna uymak zorundadır. Aynı yasa, milletvekillerinin tutuklanmasını da yasaklar. Bunun üzerine, Yoon birkaç saat sonra sıkıyönetim kararını geri çekti.