Peygamber Efendimiz’in bebekliğinde ilk sütannesi olan Hz. Süveybe hakkında neler biliyoruz? Adı çok sık anılmasa da, onun hikâyesi İslam’ın erken dönemlerine ışık tutuyor. Peki, Hz. Süveybe kimdir, Peygamber Efendimiz’in hayatında nasıl bir iz bırakmıştır?
Hz. Süveybe kimdir?
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) ilk sütannesi olan Hz. Süveybe, Ebû Leheb'in cariyesi olup, Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) bir süre emzirme şerefine nail olmuştur. Daha önce de Hz. Hamza’yı emzirmiş olduğu için, Resûlullah (s.a.v.) ile Hz. Hamza arasında bir süt kardeşliği bağı oluşmuştur.
Hz. Süveybe, İslam ahlakı ve vefa anlayışı açısından büyük bir öneme sahiptir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), kendisine yapılan iyilikleri asla unutmayan yüksek fazilet sahibi bir insandı. Bu yüzden, hayatı boyunca Hz. Süveybe’yi unutmadı; onu sık sık ziyaret etti ve ona ikramda bulundu.
Hz. Hatice (r.a.), Süveybe’yi hürriyetine kavuşturmak için satın almak istemişse de, Ebû Leheb buna izin vermedi. Ancak daha sonra, Resûlullah (s.a.v.) Medine’ye hicret ettikten sonra, Ebû Leheb Süveybe’yi serbest bıraktı.
Ebû Leheb, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) öz amcası olmasına rağmen, İslam’ı kabul etmeyerek hayatı boyunca O’na düşmanlık etti. Bu yüzden Allah’ın gazabına uğradı. Ancak, Süveybe’yi azat etmesi sebebiyle kendisine ahirette bir nebze de olsa bir lütuf bahşedildiği anlatılır. Rivayete göre, ölümünden sonra rüyada görülen Ebû Leheb, cehennemde büyük bir azap çektiğini, ancak Süveybe’yi hürriyetine kavuşturması sebebiyle parmağının ucundan bir damla su emme imkânına kavuştuğunu söylemiştir.
Bu olay, Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) ve O’na hizmet edenlere yapılan iyiliklerin Allah katında büyük bir değer taşıdığını göstermektedir. Gerçek müminlerin de Resûlullah’ın sünnetine uymaktan duydukları şerefin, ahirette ne denli büyük bir mükâfatla karşılık bulacağını düşündürmektedir.