İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Mert Aksoy, iklim değişikliğinin bireyler üzerindeki ruhsal etkilerini değerlendirerek, bu küresel sorunun giderek daha fazla insanın psikolojisini olumsuz etkilediğini belirtti. Kaygı, depresyon ve umutsuzluk gibi ruhsal problemler, özellikle gençler arasında yaygınlaşıyor.

İklim Değişikliği Ruhsal Sağlığı Nasıl Etkiliyor?

Daha önce ruhsal rahatsızlıkların temel nedenleri arasında genetik yatkınlıklar, travmatik olaylar, fiziksel hastalıklar ve sosyal çevre gibi faktörler sayılırken, iklim değişikliği de artık önemli bir tetikleyici olarak görülüyor. Prof. Dr. Aksoy, küresel ısınmanın ve iklimsel değişimlerin insan psikolojisi üzerindeki etkilerine dair yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

"İklimdeki değişiklikler insanlarda ruhsal sorunlara yol açabiliyor. Özellikle gençlerde etkisizlik, çaresizlik ve umutsuzluk duyguları giderek artıyor. Geleceğe dair belirsizlik, kişilerin kontrolü dışında gelişen doğa olayları ve ekolojik krizler, bireylerde kronik kaygı ve depresyona neden olabiliyor."

Özellikle 20 ila 30 yaş arası bireyler, gelecekte karşılaşabilecekleri belirsizlikler sebebiyle anksiyete, depresyon ve stres bozuklukları gibi sorunlarla daha fazla mücadele etmek zorunda kalıyor.

"İklim Kaygısı" Artıyor: Gelecek Korkusu Ruh Sağlığını Zorluyor

Prof. Dr. Aksoy, iklim değişikliğine bağlı olarak "iklim kaygısı" kavramının giderek yaygınlaştığını ve gençler arasında geleceğe dair umut eksikliği yarattığını belirtti. Özellikle, iklim krizine yönelik çözüm yollarının yetersizliği ve çevresel yıkımın artışı, bireylerde kendini çaresiz hissetme ve olayları değiştiremeyeceğine inanma gibi düşünceler doğuruyor.

"Gençler, geleceği değiştiremeyeceklerine dair inanç eksiklikleri yaşıyor. Bu durum onların psikolojisini olumsuz etkiliyor. İnsanların geleceğe dair plan yapma konusunda kaygı duymaları oldukça doğal. Ancak, bu kaygının kronik hale gelmesi, kişinin hayatını olumsuz etkileyebilir."

Sonbahar Dönemleri Ruhsal Sorunları Tetikliyor

Mevsim değişikliklerinin de ruhsal sorunları artıran bir faktör olduğunu belirten Aksoy, özellikle sonbahar dönemlerinin bazı duygu durum bozuklukları için tetikleyici olabildiğini söyledi. Mevsimsel depresyonun (SAD - Seasonal Affective Disorder) bu süreçte yaygınlaştığını ifade eden uzman, gün ışığının azalması, hava sıcaklıklarının düşmesi ve doğadaki değişikliklerin insanların ruh halini doğrudan etkilediğini vurguladı.

"İklimin küresel olarak değişmesi, belirsizlik hissini artırarak insanlarda stres yaratıyor. Kişinin doğa üzerindeki kontrolünü kaybettiğine dair hisleri güçlendirerek depresif belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabiliyor."

Psikolojik Destek ve Çözüm Yolları

İklim değişikliğinin ruhsal sağlık üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında, bireylerin bu sorunlarla başa çıkabilmesi için psikolojik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerektiği belirtiliyor. Prof. Dr. Aksoy, iklim değişikliği farkındalığını artırmanın ve bireylerin bu süreçle nasıl başa çıkabileceklerini öğrenmelerinin önemli olduğunu ifade etti.

"Bu konuyla ilgili başvuran hastalarda kişinin baş etme mekanizmalarını güçlendirmeye çalışıyoruz. Bunun yanında bilişsel esnekliklerini artırarak, olaylarla baş edebilme becerilerini geliştirmelerine yardımcı oluyoruz. Kişinin doğaya ve iklime olan etkisini artırıcı yöntemler üzerine de çalışıyoruz."

Ayrıca, çevresel farkındalık projelerine katılmak, doğaya katkı sağlayan çalışmalar yapmak ve sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları edinmek gibi yöntemlerin, bireylerin kontrol duygusunu yeniden kazanmalarına yardımcı olabileceği belirtiliyor.

Bireysel ve Toplumsal Farkındalığın Artırılması

İklim değişikliğiyle mücadele hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alınması gereken bir konu. Politikaları tartışmak, çevre bilincini artırmaya yönelik projelere katılmak ve bireysel farkındalığı yükseltmek, iklim kaygısını azaltmada önemli adımlar olarak görülüyor.

Prof. Dr. Aksoy, özellikle gençlerin iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmesi ve çevreye yönelik duyarlılığı artıran çalışmaların desteklenmesi gerektiğini ifade ederek şu önerilerde bulundu:

 İklim değişikliği hakkında bilinçlenmek ve bilgi edinmek
Çevresel farkındalık projelerine katılmak
Sürdürülebilir alışkanlıklar geliştirmek
Ruhsal destek almak ve baş etme mekanizmalarını güçlendirmek

İklim değişikliğinin sadece çevresel değil, insan psikolojisi üzerinde de derin etkileri olduğu artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, hem bireyler hem de toplum olarak bu değişime karşı daha bilinçli hareket etmek, yalnızca doğayı değil, ruh sağlığımızı da korumak için kritik bir adım olabilir.

Kaynak: AA