Yönetmen ve YouTube yayıncısı İlker Canikligil, sosyal medya ve YouTube yayınında yaptığı açıklamalarla gündeme oturdu. Canikligil'in, Star Wars evrenine ait “Order 66” kavramını kullanarak yaptığı benzetme, kamuoyunda büyük tepki çekerken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatıldığı duyuruldu.
İletişim Başkanlığı Dijital Medya Koordinatörü Aslan Değirmenci'nin açıklamasına göre Canikligil, YouTube kanalında “alt sınıf” olarak tanımladığı kesime karşı Star Wars'taki toplu katliam emri olan Order 66’ya atıf yaparak, bunu gülerek anlatmış ve “katliam çağrısı” yapmakla suçlanmıştı. Peki, İlker Canikligil'in gündeme taşıdığı bu Order 66 aslında neyi ifade ediyor?
Order 66 Nedir, Hangi Filmde Yer Alıyor?
Order 66 ya da Türkçe karşılığıyla “Emir 66”, Star Wars evreninin en karanlık ve trajik olaylarından biri olarak kabul edilir. George Lucas’ın yarattığı seride, bu emir 2005 yapımı Star Wars: Episode III – Revenge of the Sith (Sith’in İntikamı) filminde işlenir.
Emir, Sith Lordu Palpatine (Darth Sidious) tarafından verilir ve “Jedi'ların Cumhuriyet'e ihanet ettiği” gerekçesiyle tüm Jedi’ların yok edilmesini emreder. Bu emirle birlikte, Jedi Generalleriyle birlikte savaşan klon askerler, daha önce sadakat gösterdikleri komutanlarını bir anda düşman ilan ederek öldürür.
Klon askerlerinin beynine yerleştirilen kontrol çipleri sayesinde, Order 66 sorgusuz bir şekilde yerine getirilir. Bu olay, Jedi Düzeni'nin çöküşünü ve Sith’in iktidara yükselişini simgeler.
Star Wars’tan Gerçek Hayata Tehlikeli Bir Benzetme
İlker Canikligil’in, Star Wars evrenine ait bu dramatik ve distopik olay örgüsünü "alt sınıfa karşı bir çözüm" gibi yorumlayarak kullanması, sosyal medyada ve kamuoyunda ciddi tepkiye neden oldu. Özellikle “katliamı çağrıştıran ifadeleri gülerek anlatması” birçok kesim tarafından kışkırtıcı ve sorumsuz bulundu.
Başlatılan soruşturmanın seyrine ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, “Order 66” gibi kurguya ait bir kavramın gerçek dünya olaylarına referansla kullanılması, ifade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki sınır tartışmalarını da yeniden gündeme taşıdı.