Gün geçtikçe şehirlerde artan yapılaşma, imar kirliliği sorununu da beraberinde getiriyor. Ancak, imar kirliliğine neden olma suçuyla mücadele ederken dikkat edilmesi gereken birçok detay bulunuyor. İmara aykırı durumlar, şehirlerin dokusunu bozan ve çevreye zarar veren yapılaşma faaliyetlerini içeriyor. Ancak, suçluların aldığı cezaların adli para cezasına çevrilip çevrilemeyeceği de merak konusu. İmar kirliliğiyle mücadelede atılan adımlar ve uygulanan cezalar, kamuoyunda dikkatle takip ediliyor.

İmar kirliliğine neden olma suçu?

İmar kirliliğine neden olma suçu, çevreyi koruma amacıyla düzenlenen yasalara aykırı şekilde yapılan inşaat faaliyetlerini veya buna benzer eylemleri ifade eder. Bu suçun kavramı ve cezası Türk Ceza Kanunu'nun 184. maddesinde açıkça tanımlanmıştır.

Türk Ceza Kanunu'nun 184. maddesine göre, imar kirliliğine neden olma suçu şu şekillerde işlenebilir:

Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmak.
Yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade etmek.
Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade etmek.
Bu suçu işleyenler, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilirler. Ancak, imar kirliliğine neden olan yapıların uygun hale getirilmesi durumunda, suçlunun cezası düşebilir veya ortadan kalkabilir.

İmar kirliliğine neden olma suçu, çevreye karşı işlenen bir suç olduğundan, mağdur olarak gerçek veya tüzel kişiler değil, toplum ve çevre kabul edilir. Dolayısıyla, bu suçun şikayete bağlı olmadığı ve savcılığın re'sen soruşturma yapabileceği önemli bir noktadır.

Suçun işlendiği yerde Asliye Ceza Mahkemesi yetkilidir ve bu suçla ilgili olarak dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre zarfında dava açılmadığı takdirde, suçlular hakkında dava açılamaz.

Sonuç olarak, imar kirliliğine neden olma suçu çevreyi koruma kapsamında önemli bir suçtur ve çeşitli yaptırımlarla cezalandırılır. Bu suçu işleyenlerin, yasal düzenlemelere ve çevre koruma önlemlerine uymaları önemlidir, aksi halde ciddi yaptırımlarla karşılaşabilirler.

İmara aykırı durumlar nelerdir?

İmara aykırı durumlar, genellikle imar planlarına veya inşaat ruhsatlarına aykırı olarak gerçekleştirilen yapılaşma ve inşaat faaliyetlerini ifade eder. Bu durumlar, genellikle şu şekillerde ortaya çıkabilir:

  • Ruhsatsız Yapılar: İnşaat ruhsatı alınmadan gerçekleştirilen yapılaşma faaliyetleri, imara aykırı durumlardan biridir. Ruhsat alınmadan yapılan yapılar yasalara aykırıdır ve yıkılması gerekebilir.
  • Ruhsata Aykırı İnşaatlar: İnşaat ruhsatı alınmış olmasına rağmen bu ruhsata uygun olmayan veya ruhsatta belirtilen koşullara aykırı olarak yapılan inşaatlar da imara aykırı durumlardır. Örneğin, ruhsatta belirtilen kat yüksekliği veya kullanım amacına uymayan bir şekilde inşa edilen yapılar bu kapsama girer.
  • İmar Planına Aykırı Yapılaşma: Belediyelerin onayladığı imar planlarına uyulmaması da imara aykırı durumlardan biridir. Bu durum, genellikle imar planında belirtilen yapılaşma yoğunluğuna, yapı tipine veya kullanım amacına uyulmaması şeklinde olabilir.
  • Koruma Alanlarına Yapı Yapma: Koruma altındaki alanlarda veya özel koruma bölgelerinde yapı inşa etmek, imara aykırı durumlardan biridir. Korunan doğal veya tarihi alanlara yapı yapılması çevre ve kültürel mirasa zarar verebilir ve yasa dışıdır.
  • Kaçak Yapılaşma: İzin alınmadan veya mevzuata aykırı olarak yapılan kaçak yapılaşma, imara aykırı durumların en ciddi olanlarından biridir. Bu tür yapılar genellikle plansız bölgelerde veya yapılaşmaya açılmamış alanlarda ortaya çıkar ve çevre üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

İmara aykırı durumlar, çevreye, şehirciliğe ve halkın yaşam standartlarına zarar verebilecek önemli sorunlardır. Bu tür durumların önlenmesi ve düzeltilmesi için çeşitli yasal düzenlemeler ve denetim mekanizmaları bulunmaktadır.

İmar kirliliğine neden olma suçu paraya çevrilir mi?

İmar kirliliğine neden olma suçu işleyenler, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor. Yapı ruhsatı almadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak, yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade etmek veya yapı kullanma izni alınmamış binalarda sınai faaliyetlerin icrasına izin vermek gibi eylemler, imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturuyor.

Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesine göre, bu suçu işleyenler hapis cezası alıyor ve adli para cezasına çevrilmiyor. Ancak, verilen hapis cezası belirli durumlarda paraya çevrilebiliyor.

İmar kirliliğine neden olma suçuyla ilgili olarak yapılan düzenlemeler, çevre ve şehircilik düzenlemelerine uyulmasının önemini vurguluyor. Bu suçu işleyenlerin yasalara uygun davranmaları ve çevreye saygı göstermeleri gerekiyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ