Dünyayı yalnızca yürüyerek dolaşmak gibi sıra dışı bir hedefle yola çıkan İngiliz gezgin Karl Bushby, tam 26 yıl sonra İstanbul’a ulaştı. Şili’nin güney ucundaki Punta Arenas kentinden başladığı yolculuğunda yaklaşık 50 bin kilometre yol kat eden 56 yaşındaki Bushby, Üsküdar’da Asya kıtasındaki son adımlarını attı. Şimdi hedefi, Avrupa’ya geçip İngiltere’ye ulaşmak ve dünyayı yalnızca yürüyerek ve yüzerek geçen ilk insan olarak tarihe geçmek.
1998’de Başladı, 2024’te İstanbul’da
1998 yılında İngiltere’ye evine yürüyerek dönmek isteyen eski paraşütçü Karl Bushby, bu sıradışı yolculuğa “Goliath Expedition” adını verdi. Bugüne kadar Amerika kıtasını boydan boya geçen, geçilmez denen Darien Boşluğu’nu aşan, Bering Boğazı’nı donmuş buzlar üzerinden yürüyerek geçen, Rusya, Moğolistan, Orta Asya ve Kafkasya’yı geçen Bushby, nihayet Türkiye üzerinden Avrupa’ya geçmeye hazırlanıyor.
Macera, Yağmur Ormanları ve Buz Üzerinde Geçen 26 Yıl
Bushby’nin yolculuğu, sadece mesafesiyle değil, zorluklarıyla da dikkat çekiyor. Orta Amerika’da Darien Boşluğu’ndan geçmek, onun deyimiyle “bir mucize”ydi. Gerillaların kontrolündeki bölgelerden geçerken ölümle burun buruna gelen Bushby, Panama’dan sonra yürüyerek Kuzey Amerika’ya ulaştı. Alaska’dan Bering Boğazı’nı donmuş deniz üzerinde geçerek Rusya’ya varması ise bu yolculuğun en dikkat çeken anlarından biriydi.
Ancak Rusya’ya geçişi kolay olmadı. İzinsiz giriş nedeniyle 2006’da gözaltına alındı ve tam 57 gün boyunca tutuldu. Bushby’nin serbest bırakılması, diplomatik düzeyde çabalar gerektirdi. Ardından ise vize sorunları, finansal sıkıntılar ve bölgesel çatışmalar yüzünden yolculuğuna ara vermek zorunda kaldı. Yine de vazgeçmedi: Her defasında kaldığı noktaya dönerek yürüyüşüne devam etti.
“İlk Zamanlar Çöplerden Yiyordum”
Yolculuğun ilk yılları, Bushby için tam anlamıyla bir hayatta kalma mücadelesiydi. Ne sponsoru vardı ne de medya ilgisi. “Bazen çöplerde yemek aradım, bazen yabancıların verdiği bir lokmayla hayatta kaldım,” diyen Bushby, zamanla tanınmaya ve destek bulmaya başladı. ABD’ye ulaştığında küçük sponsorlar çıkmaya başladı, teknoloji de onun lehine gelişti. “Başladığımda analog fotoğraf makinem vardı, internet kafelerde mesaj atıyordum. Şimdi cep telefonuyla canlı yayın yapılabiliyor,” diyerek geçen zamanı vurguladı.
Türkiye’de İlerlemek Neden Zor?
Bushby, Gürcistan’dan giriş yaptığı Türkiye’ye büyük övgülerle değiniyor. Yaklaşık 3 aydır Türkiye’de yürüyen gezgin, Türk halkının misafirperverliğinin onu çok etkilediğini söyledi: “Türkiye’de yürümek zor çünkü insanlar sizi sürekli çaya, yemeğe davet ediyor. Bu harika ama aynı zamanda ilerlemeyi zorlaştırıyor.” İstanbul’a ulaştığı gün Üsküdar’ın Kuzguncuk semtinde bir parkta tanımadığı insanların ona çay ve yiyecek ikram etmesini duygulanarak anlatıyor. “Kim olduğumu bilmeden bana yardım ettiler. Bu birçok ülkede olmaz. Türkiye’de bu insan sıcaklığı bana hep moral verdi.”
Sırada Avrupa ve İngiltere Var
Bushby, İstanbul’da bir eşik noktasında. Ya Boğaziçi Köprüsü üzerinden yürüyerek Avrupa’ya geçecek ya da gerekli izinleri alarak yüzerek kıtayı aşacak. Ardından hedefi Bulgaristan, Sırbistan, Macaristan ve Almanya üzerinden Fransa’ya, oradan da Manş Denizi’ni yüzerek İngiltere’ye ulaşmak.
Yaklaşık 3 bin kilometre daha yürümeyi planlayan gezgin, hedefini gerçekleştirmeye artık hiç olmadığı kadar yakın. Yolculuğunun son etabında da aynı kararlılığı sürdüren Bushby, yıllar içinde sadece kıtaları değil, aynı zamanda farklı kültürleri, insanları ve hayatları da tanıma fırsatı buldu.
“Bu Bir Felsefe Değil, Bir Meydan Okuma”
Bushby’nin bu yolculuğu bir tür spiritüel arayış ya da sosyal mesaj taşımasa da, insanoğlunun kararlılıkla neleri başarabileceğinin canlı bir örneği. “Bunu bir felsefe ya da ideoloji için yapmadım. Sadece imkânsız denenin mümkün olabileceğini göstermek istedim,” diyor.
Bugün İstanbul’da Asya kıtasını arkasında bırakırken, Avrupa’ya geçeceği gün için sabırsızlanıyor. Hedefe 26 yıl önce adım attığı gibi, yine adım adım ilerliyor.