Türk Eğitim Derneği (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM tarafından yayımlanan Eğitim Değerlendirme Raporu’na göre, zorunlu eğitim çağında olmasına karşın okula gitmeyen çocuk sayısı ülke genelinde 612 bin 814. Bu sayı, bir önceki yıla göre yüzde 38,4 artış göstererek son üç yılın zirvesine oturdu. Okul dışında kalan çocukların yüzde 73,9’u, 14-17 yaş aralığında olan, ortaöğretime devam etmesi gereken öğrencilerden oluşuyor. Yaş ilerledikçe eğitimden kopan çocukların sayısının da arttığı raporda belirtildi. 

İzmir, İstanbul, Ankara, Bursa ve Adana gibi büyük kentlerdeki örnekler alınarak bu rakama ulaşıldığının ve bu rakamın en az 8’de 1’inin de İzmir için geçerli olduğunu vurgulayan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Örneğin 8. sınıftan mezun ettiğimiz bir çocuk 9. sınıfa otomatik olarak okul yönetimlerince yönlendiriliyor. Sınavla veya diploma notuyla bir yere giremezse meslek lisesine kaydoluyor. Lisede eğitim alma iddiasında olmayan çocuklar da 9. sınıfa geçtiklerinde sistemde devamlı öğrenci gibi gözüküyorlar ama birçoğu MESEM ya da açık öğretim lisesi gibi örgün eğitimin dışına kendilerini atıyor. Çünkü ilçenin koşulları, ekonomik krizden kaynaklı eğitimi bir seçenek olarak görmüyorlar. Hızlıca iş hayatına girmek, esnaf yanında iş öğrenmek gibi bir hale bürünüyorlar. 12 yıl zorunlu eğitim hikâyesi bizim eğitim sistemimizde karşılık bulmadı” dedi.

Necati Kalafat (2)

‘Eğitime inanmıyorlar’

Milli Eğitim Bakanlığı’nın çocuk işçiliği özendiren bir sistemi oluşturduğunu aktaran Kalafat, “İzmir’de okulu bırakan 106 bin öğrenciye MESEM öğrencileri dahil değil. Oysa MESEM öğrencileri ülke genelinde 2 milyon 300 bine ulaştı. Artık çocuklar eğitime inanmıyor; okudukları zaman bir meslek edinebileceklerine, lise, üniversite diplomalarıyla işe  girebileceklerine inanmıyor. Veliler kredi çekerek, borçlanarak ya da 2, 3 iş yaparak çocuğunu özel okullara gönderiyor” diye konuştu. Kızların durumumu daha da vahim olduğunun altını çizen Kalafat, “Okula gönderilmeyen kız çocuklarını 15-16 yaşında çocuk gelin olarak görebiliyoruz. Bu okullaşmama oranının en büyük mağduru gencecik kız çocuklarımız oluyor” ifadelerini kullandı. 

‘Sistem uzaklaştırıyor’

Eğitim-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Barış Düdü de, “4+4+4 eğitim sisteminde, özellikle liseyi kapsayan son 4 yıllıkta çocuklarımız ciddi anlamda eğitimden kopuyor. Ortaokulda da kız çocuklarımız eğitime devam etmiyor ve devletin bu konuda hiçbir kontrolü yok. Geçtiğimiz yıllarda 400 bin civarında olan öğrenci kaybı bu yıl 600 bine çıkmış durumda. Yüzde 40 oranında artmış. Bu artışın en büyük sebebi bu üçüncü 4’teki öğrencilerin artık eğitimini açık lise yoluyla devam ettirme şansının verilmesi ya da MESEM yoluna doğru çocukların itilmesi. Ancak devamsızlık takibi yapılmıyor. ‘Ben açık liseden eğitimime devam edeceğim’ diyen çocuklar bir daha eğitim ortamına dönmüyor. İş kanuna göre 15 yaşından küçük çocukların çalışması yasak. Ancak MESEM yoluyla 15 yaşından küçük çocuklar 9. sınıftan itibaren çalışma ortamına giriyorlar. Ancak bu çocuklar da çalışma şartlarının ağırlığını gördükleri zaman orayı terk ediyor” sözlerine yer verdi.

Barış Düdü

‘Devlet kontrolü yok’

Okulu bırakan öğrenci sayısının İzmir'de de diğer kentlerdeki kadar olduğunu aktaran Eğitim-İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Barış Düdü, “İzmir, taşra mahalleleri çok olan büyük bir metropol. İzmir, İstanbul, Ankara, Kocaeli, Bursa gibi sanayi kentleri ve taşraların çok olduğu kentlerde maalesef ki çocuk, eğitim öğretim ortamından uzaklaşıyor. Burada devlet kontrolü yok. Bizim talebimiz bu yönlendirme vasıtasıyla eğitimin kesintisiz olarak en az 10-11 yıla yükseltilmesi. Bu sayede çocuklarımız en azından 15 yaşını doldurana kadar eğitim, öğretim ortamının içerisinde tutulmuş olur. Bu oranın yeniden hızla azalacağını düşünüyorum. Çünkü sekiz yıllık kesintisiz eğitimde çok yüksek bir başarı elde edilmişti. Çocukların eğitim, öğretim ortamında tutulması noktasında yeni sistem maalesef ki bunu baltaladı” diye konuştu.

Kaynak: Filiz Erol