Ege'nin en büyük metropolü olan İzmir, artan nüfus ve araç sayılarıyla birlikte kronikleşen bir trafik yoğunluğuyla karşı karşıya. İzmir, Türkiye’nin en kalabalık şehirlerinden biri olarak trafik sorununun çözülmesini bekliyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde yaşanan yoğunluk, vatandaşların günlük hayatını olumsuz etkiliyor. Şehrin ana arterlerinde kilometrelerce uzayan araç kuyrukları, hem zaman kaybına hem de stresin artmasına neden oluyor. Uzmanlara göre bu durumun temel nedenleri arasında, yetersiz yollar, araç sayısındaki artış, altyapı eksiklikleri, düzensiz parklar, plansız şehirleşme ve toplu taşımanın sınırlandırılması yer alıyor. İşe giriş ve çıkış aralıkları, kazaların ve bekleme sürelerinin artması, otopark sıkıntısı ve yol üzerinde uygunsuz parklanma gibi sorunlar da kentte yaşayanları zor duruma sokuyor. İzmir'in bu sorununu çözmek için sürdürülebilir ulaşım politikalarına ve dünya standartlarında bazı şehirlerden ilham alınabileceği belirtiliyor.
‘Parklanma sorunu’
İzmir’in trafik sorunundan önce yol sorununun olduğunu vurgulayan Yol Güvenlik Uzmanı Mert İntepe, “Bir İzmir’e giriş noktasından, Bornova Alsancak noktasına doğru hareket ederken ayrımlardaki yolun yapısı, havalimanı noktasından İzmir'e geliş ve bunun haricinde rıhtım tarafında yani deniz tarafındaki birinci ve ikinci koridorlarda parklanma sorunları çok yüksek. Bu durumda güzel güneşli günlerde farklı bir dert, yağmurlu günlerde farklı bir dert yaratıyor. Genel olarak İzmir'in yol yapısının bir Avrupa şehri gibi yeni yol yapmaktan ziyade yayalaştırmaya ve farklı ulaşım yani metro, tramvay, mikromobilite araçlar gibi yeni ürünlere ihtiyacı var. Çünkü istimlak yaparak, binaları yıkarak yol yapmak burada fayda da sağlamayabilir. O yüzden rol model almak lazım. Rol modele ihtiyaç var. Dünyada rol model alınacak çok ülke var; Hollanda'da, Almanya'da, İsviçre'de örnekler var, buralara bakmak lazım” dedi.
‘Şehrin içine olmaz’
İzmir’in yol sorununun 20 yıldır olduğunu belirten İntepe, “İzmir’de yol yapacak bir yer yok. Sadece çevre yolu yapabilir. O da şehrin yine uzak noktasından iyi geniş bir yol yapabilir. Bakıldığında Bayraklı yolu var, Mavişehir'e giden yollar var, çevre yolu bağlantılarından yeni Çanakkale hattı güzergahı var. Oralarda yol var. Yol yok değil ama şehre doğru yaklaşım içerisinde problemler var. Bunu hepimiz biliyor ve görüyoruz. O yüzden İzmir’de 20 yıldır yaşanan bu sıkıntı, şehrin içerisine yol yaparak çözülemez. Zaten her yerde yolu genişleterek ve yol yaparak trafik rahatlamaz. Bunu da bilmek lazım. Rıhtım, liman bölgeleri anlamında İzmir’in trafiği yayalaştırmaktan başka çaresi yoktur” diye konuştu.
‘Yeni yol trafiği rahatlatmaz’
Her deprem olduğunda her yerde trafik sorununun oluştuğunu aktaran İntepe, “İstanbul’un birçok yerinde de İzmir'deki birçok yol da durur. Eşref Paşa'ya da ulaşamazsınız, Alsancak'a da ulaşamazsınız. İnsanların eğitimle ve depremle ilgili bir kültüre ihtiyacı var. Ama yol güvenliği eğitimimiz de eksik olduğu için deprem olduğunda herkes bir yere ulaşmak zorunda olduğundan dolayı acil durum ekipleri ambulanslar, itfaiyeler, AFAD’lar oralara ulaşamıyorlar. Zaten yayalaştırma projelerinin içerisinde bunlar da olmalıdır. Yayalaştırdığınız yollarda, güzergahlarda, acil durum ekipleri yine gider, onun planı yapılır. Bence İzmir üzerinde daha farklı bir şeye gerek yok. İzmir'de kim ne derse desin yol yapacak yer yok. Yol yaparak trafik rahatlamaz” ifadelerini kullandı.