Derin denizlerin korkutucu sakini, halk arasında “siyah deniz şeytanı” olarak bilinen Melanocetus johnsonii, tarihte ilk kez güneş ışığı alan bir bölgede canlı olarak görüntülendi. Normalde okyanusun binlerce metre derinliğinde yaşayan bu nadir türün, yüzeye yakın sularda gözlemlenmesi bilim dünyasında büyük heyecan yarattı.
İspanya’nın Kanarya Adaları açıklarında yürütülen bir araştırma sırasında fark edilen bu olay, NGO Condrik Tenerife ve deniz yaşamı fotoğrafçısı David Jara Boguñá tarafından kaydedildi. Okyanus bilimciler, genellikle derin sularda gözlemlenen bu türün neden yüzeye çıktığı konusunda çeşitli teoriler üzerinde duruyor.
Melanocetus johnsonii, 2003 yapımı Kayıp Balık Nemo filminde de korkutucu bir sahneyle hafızalara kazınmıştı. Bu tür, genellikle 2.000 ila 4.500 metre derinlikte yaşayan kambur fener balıkları ailesine mensup. Bu bölge, okyanus biliminde “gece yarısı bölgesi” (Bathypelagic Zone) olarak adlandırılıyor ve burada yaşayan canlılar tamamen karanlık ortamda hayatta kalabilmek için kendiliğinden ışık yayma (biyolüminesans) gibi özel adaptasyonlara sahip.
Dişi bireylerin başlarının üzerinde yer alan ışıklı bir uzantı, avlarını kendilerine çekmek için kullandıkları en önemli silah. Küçük balıklar bu ışığa yaklaştıklarında, kendilerini Melanocetus’un keskin dişleri arasında buluyor. Biyolüminesans, bu türün hayatta kalma stratejisinde hayati bir rol oynuyor ve derin deniz ekosisteminin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Bu keşif, bilim insanları için yeni sorular doğurdu. Melanocetus’un neden yüzeye bu kadar yaklaştığı kesin olarak bilinmiyor. Uzmanlar, hastalık, deniz akıntıları veya yırtıcılardan kaçma gibi olası nedenler üzerinde duruyor. Bu sıra dışı olayın detaylarını anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyuluyor.
Araştırmacılar, bu türün genellikle yalnızca denizaltılar aracılığıyla gözlemlendiğini, daha önceki kayıtların çoğunun ölü bireyler veya larvalar üzerinde yapıldığını belirtiyor. Yetişkin bir Melanocetus’un gün ışığında canlı olarak ilk kez görüntülenmesi, bilim dünyasında heyecan yaratırken deniz ekosistemleri üzerine yeni sorular ortaya çıkardı.
Görüntüleme ekibinde yer alan uzmanlar, bu nadir gözlemin deniz araştırmalarında önemli bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyor. Konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Bu olay, ekibimiz için unutulmaz bir an olarak kalacak” ifadelerine yer verildi. Deniz ekosisteminde değişen dinamikler ve derin deniz türlerinin adaptasyonları üzerine yeni çalışmaların yapılması gerektiği vurgulandı.