Kıtlık!
Harun Raşit Uysal
Baraj, sulama kanalları olsa da çiftçi bu elektrik fiyatları ile tarlasını nasıl sulayacak? Kendisi artezyen çaksa yeraltında su kalmadı, eskiden 40 metreden çıkan su şimdi 400 metreden anca çıkıyor. Mevcut artezyenlerden alınan sular genellikle salma sulama ile tarlalara veriliyor bu da zaten kıt kaynak olan suyun bir kısmının buharlaşmasına neden oluyor.
Bunların üzerine bir de tohum, gübre, ilaç, yem bitkileri, antibiyotik gibi girdilerin artması ile üretici bitkilere yeterince gübre veremedi, yeterince bitki hastalık ve zararlılarla mücadele edemedi, hayvanlarını da yeterince besleyemedi.
Bu durum gıda arzının azalmasına neden olurken, bunun sonucu olarak talebi karşılamak için son günlerde birçok üründe sıfır gümrüklü ithalat kararları alındı. Bugün belki ithal edecek ürün bulunabiliyor ama böyle salgın hastalıklar ve iklim krizinin neden olduğu seller, kuraklık, yangınlar bütün dünyada devam ederse paranız olsa bile ürün alamama ile karşı karşıya kalabileceksiniz. Nitekim bunu kovid-19 sürecinde yaşadık. Birçok ülke kendi halkını beslemek, olabilecek tehlikelere karşı koymak için gıda stokları yapmak için ihracatlarını durdurma kararı aldılar.
Afetler üst üste geldi…
İklim krizinin Türkiye’ye faturası bu yıl ağır oldu. Doğu ve Batı Karadeniz’de yaşanan aşırı yağışlar sonucu oluşan seller yüzlerce insanın ölümüne ve kaybolmasına neden oldu. Binalar sanki deprem olmuş gibi yıkıldı, arabalar sürüklendi. Tarım alanları zarar gördü.
Ardından Akdeniz ve Ege bölgelerinde yaşanan ve haftalarca süren yangınlar meydana geldi. İklim krizi ağaçların yanabilir özelliklerini arttırarak daha yanıcı hale gelmelerine neden oldu ve bu durumda söndürme de o kadar zorlaştı. Yangın bölgelerinde onlarca insan yaşamını yitirirken, binlerce hayvan da maalesef öldü.
Marmaris’in çam balı sektörü büyük sekteye uğradı, binlerce kovan ve yüz binlerce arı yanarken, arıların öz alacakları çam ağaçları neredeyse tamamen yok oldu. Bunun yanı sıra binlerce dekar tarla, zeytinlik, meyve, sebze alanları da kül oldu.
Yaşanan bunca afet başta çam balı üretimi olmak üzere birçok gıdanın arzını azalttı ve önümüzdeki aylarda yaşanacak olan gıda krizlerine zemin hazırladı.
Arzı azalan gıdalar başta zeytin, incir, buğday, arpa, mercimek, saman, nohut, patates gibi ürünler.
Tüketiciler de artan gıda fiyatları karşısında kendi önlemlerini alıyorlar pek tabii ki. Ya güvenli gıdalardan daha az satın almak durumunda kalıyorlar ya da bilmeden ucuz hileli gıdalara yöneliyorlar.
Bu durumda yurt içinde üretilen ya da ithal edilen bu hammaddelerden üretilen işlenmiş güvenli gıdalar market rafları ile fabrikaların depolarında bekliyorlar. Bir kısmı da beklerken son kullanım tarihini tüketip çöpe gidiyor. Bu durum zaten kıt olan gıdaların azalmasına ve market fiyatlarının yükselmesine neden oluyor, ancak üretici tarafında avantaja neden olmuyor. Olmayınca da çiftçi üretmekten vazgeçiyor.
Bu yüzden her yıl binlerce çiftçi binlerce dekar alanı terk ediyor. Bu durum devam ederse gelecekte büyük bir kıtlık tehlikesi ile karşı karşıya geleceğiz demektir.
Bizden uyarması…
Yorumlar