Adalet Bakanlığı’nın UYAP verilerine göre geçtiğimiz yıl 39 milyona yaklaşan icra dosya sayısı, 2025 yılının ilk iki ayında Türkiye genelinde 22 milyonu geçerken Şubat’ta 22 milyon 411 bine ulaştı. Bu rakamın ekonomik krizin vahametini açıkça ortaya koyarken, ülkede 4 kişiden birinin icralık olduğunu da gösteriyor. Vatandaş, aldığı borcu ödeyemediği için icralık olurken bankalara toplam 4 trilyon liraya yakın kredi kartı ve bireysel kredi borcu bulunuyor. Bu tablo, ekonomik krizin her kesimi etkilediğini açıkça ortaya koyuyor. Bankalar ve finans kuruluşlarının, zamanında tahsil edemedikleri bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını icra takibine alıyor. Sadece bir haftada bireysel krediler 17,1 milyar lira artarak, 2 trilyon 122 milyar liraya, kredi kartı borç bakiyesi ise 37,6 milyar lira artarak 1 trilyon 894 milyar liraya çıktı. Bu artış ise vatandaşın her geçen gün daha fazla borçlanıp ayakta kalmaya çalıştığını gösteriyor. 2025’in yalnızca ocak ayında 178 bin 382 kişinin bireysel kredi borcunu, 194 bin 163 kişinin ise kredi kartı borcunu ödeyemediği için icra takibine alındı. Toplamda 303 bin 367 kişi icra sürecine girdi.
‘İhtiyaçtan borçlanıyorlar’
Son dönemde gerek kişilere gerek de bankalara karşı borçlanan vatandaş sayısının endişe verici bir boyuta ulaştığını belirten Avukat Şenay Geçkil, “Bu durumun en temel sebeplerinden biri kişilerin yaşamını ortalama düzeyde dahi olsa devam ettirebilmek için gerekli para kaynağına kendi imkânlarıyla ulaşamıyor olması. Vatandaşların, çalışmalarının karşılığını parasal anlamda alamaması ile ürün ve hizmet bazında ülke genelinde ardı ardına gelen zamlar vatandaşları istek ve ihtiyaçlarını karşılayabilmek adına tanıdıklarından borç almasına, kredi kartı borçlanması yoluna gitmesine ya da bankalardan kredi çekmesine itiyor. Yaşanan pahalılık ve enflasyon karşısında vatandaşların hayatlarını sürdürmek için başka bir çözüm yolu bulamaması sebebiyle vatandaş yüksek faiz oranlarını göz ardı etmek zorunda kalarak bankalara başvuruyor. Ama bu borçları vadesinde ödeyemeyen vatandaş bu kez de faiz kıskacına girip borcunu her geçen gün artırıyor. Ödeme yapılmayan borçlara ise bankalar icra takibi başlatıyor” ifadelerini kullandı.
‘Tüketim çılgınlığı da etkili’
Kişilerin borçlanmasına neden olan bir diğer faktörün ise sosyal medya olduğunu anlatan Avukat Geçgil, “Sosyal medya sebebiyle farklı ekonomik düzeydeki kişilerin hayatlarını kolaylıkla gözlemleme fırsatı bulan kişiler birbirlerinden etkileniyorlar. Ekonomik düzey olarak kendisinden çok daha iyi bir durumda olan kişilerle benzer bir yaşam sürdürme hayaliyle borçlanma yoluna gidiyorlar. Birbirinden farklı birçok tüketim malına ve hizmet sektörüne erişim sağlanmasındaki kolaylıklar kişileri tüketim çılgınlığına sürüklüyor. Tüketim alışkanlıklarını kötü anlamda etkilemekte ve vatandaşları borçlanma yoluna sürüklüyor” diye konuştu.
‘Baskı ağır değil’
İcra takibi dosyası ve borçlu vatandaş sayısının artmasındaki önemli bir diğer sebebin de kişilerin icra tehdidi ve baskısını üzerinde fazla hissetmemesinden kaynaklandığını aktaran Şenay Geçkil, “İcra İflas Kanunu’nun 82’nci maddesi ve devamında düzenlenen haczi uygun olmayan mallar ve haklara göre örneğin; kullanılan ev, emekli maaşı, ilama bağlı nafakalar haczedilemez. Ücret veya aylığın en fazla 4’te 1’ine haciz konulabilir. Bundan dolayı kişiler aslında icra takibiyle karşı karşıya kaldığında kendini çok baskı altına hissetmiyor; yeni borç altına girmekten korkmuyor. İcra iflas kanunundaki bu yönde yapılacak yeni düzenlemeler sayesinde icra takibi dosyasının ve borçlu vatandaş sayısındaki artışın önüne geçilebilir” dedi.
‘Tek tıkla borçlanıyor’
Avukat Şenay Geçkil, krediye ulaşımın da ülkemizde kolay olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Uygulanan banka politikaları sebebiyle dünyadaki diğer ülkelere kıyasla çok daha az zaman harcayarak ve daha az prosedürlere tabi olarak; internet ve mobil bankacılık yoluyla dahi tabir-i caizse ‘tek tıkla’ bankalara borçlanabilir hale geldi. Ülkemizde uygulanan banka politikalarının bu yönüyle değiştirilmesi, prosedürlerin çok daha titizlikle yürütülmesi, kredi kartı edinme ve kredi borçlanmasının zorlaştırılması; vatandaşların bankalara olan yüksek düzeydeki borçlanmasının önüne geçebilir” diye konuştu.