Peygamberlerin hayatı ve mesajları, Kur'an-ı Kerim'de büyük bir yer tutar. Peki, kutsal kitabımızda adı en fazla geçen peygamber kimdir? Hz. Muhammed mi, Hz. İbrahim mi yoksa beklenmedik bir isim mi? Bu sorunun yanıtı, pek çok kişinin tahmin ettiğinden farklı olabilir!

Kur'an-ı Kerim'de adı en çok geçen peygamber kimdir?

Kur’an-ı Kerim’de ismi en çok geçen peygamber Hz. Mûsâ’dır. O, Kur’an’ın otuz dört sûresinde tam 136 kez anılmıştır. Sahih hadislerde de en çok zikredilen peygamberlerden biri olan Hz. Mûsâ, İsrâiloğulları’na gönderilmiş ve kendisine Tevrat indirilmiştir. Onun hayatı, mücadelesi ve Allah ile olan özel iletişimi, Kur’an’da geniş bir şekilde anlatılmaktadır.

Hz. Mûsâ’nın Özellikleri

Kur’an-ı Kerim, Hz. Mûsâ’yı birçok farklı özellikleriyle tanıtır:

  • Hem resul hem nebîdir ve ihlâs sahibidir. (Meryem 19/51)
  • Allah tarafından seçilmiş ve özel bir konuma getirilmiştir. (Tâhâ 20/13)
  • Allah’ın risâletleriyle ve kelâmıyla insanlar arasında üstün kılınmıştır. (el-A‘râf 7/144)
  • Allah ile doğrudan konuşma şerefine erişmiştir. (Meryem 19/52)
  • Allah ona sevgi vermiş ve kendi gözetimi altında büyütmüştür. (Tâhâ 20/39)
  • Güçlü ve güvenilir bir elçidir. (el-Kasas 28/26)
  • Allah katında şerefli biri olarak anılmaktadır. (el-Ahzâb 33/69)
  • Mümin kullardandır. (es-Sâffât 37/121-122)

Kur’an’da Hz. Mûsâ’nın hayatı detaylı bir şekilde anlatılır ve onun Firavun’a karşı verdiği mücadele, İsrâiloğulları’nı kölelikten kurtarma çabası, Allah’tan aldığı vahiyler ve kavmiyle olan ilişkisi gibi konular üzerinde durulur.

Hz. Mûsâ’nın Doğumu ve Çocukluğu

Hz. Mûsâ, Firavun’un İsrâiloğulları üzerindeki zulmünün en şiddetli olduğu dönemde doğmuştur. Firavun, bir kâhinin kehaneti üzerine, İsrâiloğulları’ndan doğacak bir erkek çocuğun tahtını tehdit edeceğine inanarak, yeni doğan erkek çocukların öldürülmesini emretmiştir. Bu korkunç zulüm karşısında Hz. Mûsâ’nın annesi, Allah’ın vahyiyle onu bir sandık içinde nehre bırakmıştır.

Firavun’un ailesi tarafından bulunan Hz. Mûsâ, Firavun’un hanımı Asiye tarafından himaye edilmiştir. Hz. Mûsâ’nın annesi, ilâhî bir düzenleme ile ona sütanne olarak atanmış ve böylece kendi çocuğunu büyütme şansına erişmiştir. Bu süreçte, Hz. Mûsâ, Firavun’un sarayında bir prens gibi yetiştirilmiştir.

Mısır’da Geçen Gençlik Yılları

Hz. Mûsâ, sarayda yetişmiş, Mısır’ın ileri gelenleri gibi eğitim almıştır. Ancak bir gün, bir Mısırlı’nın bir İbrânîye zulmettiğini görmüş ve onu korumak isterken yanlışlıkla Mısırlı’yı öldürmüştür. Bu olaydan sonra Firavun’un öfkesinden korkarak Mısır’ı terk etmek zorunda kalmış ve Medyen’e kaçmıştır.

Medyen’de, Hz. Şuayb’ın kızlarına yardımcı olan Hz. Mûsâ, daha sonra onun kızıyla evlenmiş ve bir süre burada yaşamıştır. Medyen’de geçirdiği süre boyunca, çobanlık yapmış ve manevi olarak olgunlaşmıştır.

Peygamber Oluşu ve İlk Vahiy

Bir gün Hz. Mûsâ, ailesiyle birlikte Medyen’den Mısır’a dönerken, Tûr Dağı’nda bir ateş görmüş ve oraya yönelmiştir. Orada, Allah’ın kendisine seslendiğini duymuş ve peygamber olarak seçildiğini öğrenmiştir. Hz. Mûsâ’ya, Firavun’a giderek onu Allah’a iman etmeye ve İsrâiloğulları’nı serbest bırakmaya çağırması emredilmiştir. Ayrıca ona asâ ve beyaz el gibi iki büyük mûcize verilmiştir.

Hz. Mûsâ ve Firavun’un Mücadelesi

Hz. Mûsâ, Allah’ın emriyle Firavun’un huzuruna çıkarak, onu hak dine davet etmiş ve İsrâiloğulları’nı serbest bırakmasını istemiştir. Ancak Firavun, Hz. Mûsâ’ya karşı çıkmış, onu sihirbazlıkla suçlamış ve ona karşı bir mücadele başlatmıştır.

Firavun, en yetenekli sihirbazlarını toplayarak Hz. Mûsâ ile yarışmak istemiştir. Ancak Hz. Mûsâ’nın gösterdiği asâ mûcizesi, sihirbazların tüm hilelerini yok edince, sihirbazlar hemen iman etmişlerdir. Bu duruma öfkelenen Firavun, İsrâiloğulları’na baskıyı artırmış, ancak Hz. Mûsâ’nın gösterdiği dokuz büyük mûcize karşısında çaresiz kalmıştır. Sonunda, Allah’ın emriyle, Hz. Mûsâ İsrâiloğulları’nı Mısır’dan çıkarmıştır.

Kızıldeniz’in Yarılması ve Firavun’un Helâkı

Hz. Mûsâ, İsrâiloğulları’nı alarak Kızıldeniz’e yönelmiş ve peşlerinde Firavun’un ordusu vardı. Hz. Mûsâ asasını denize vurduğunda, Allah’ın izniyle deniz ikiye ayrılmış ve İsrâiloğulları güvenli bir şekilde karşı kıyıya geçmiştir. Firavun ve ordusu da onları takip etmeye çalışırken, deniz eski haline dönmüş ve Firavun askerleriyle birlikte boğulmuştur.

Kaynak: Haber Merkezi