Son dönemde internet üzerinden kişisel danışmanlık hizmeti veren mentör, psikolog, kişisel danışman, diyetisyen ve terapistler çok artmaya başladı. Maliye Bakanlığı, internet üzerinden kayıt dışı danışmanlık hizmeti veren bu kişileri sosyal medyada da mercek altına aldı. Özellikle pandeminin ardından artan online danışmanlık hizmetleri, bu alanda eğitim almamış ama kısa süreli kurslarla sertifika alan birçok kişinin ortaya çıkmasına yol açtı. Sosyal medya ve internet siteleri aracılığıyla danışan kabul eden bu kişilerin büyük kısmının vergi kaydının olmadığı tespit edildi. Bu kişilerin ödemeleri IBAN transferi veya elden tahsil ettikleri, fatura kesmeden hizmet verdikleri, hatta bazı ödemelerin kendi yerine akrabalarının ya da yakınlarının hesaplarına yatırıldığı tespit edildi.
‘Sineğin yağı’
Seans başına ücret aldıkları, sosyal medya platformları üzerinden canlı yayın ve paylaşımlar yoluyla ya da üç günlük veya bir haftalık tatillerde arınma, meditasyon ve terapi gibi hizmetler sunan bu kişiler için harekete geçildi. Mali müşavirler, denetimlerin son beş yılı kapsadığını ve kayıt dışı gelir tespit edilmesi durumunda ceza ve faizli vergi tahsil edileceğini vurgulandı. Maliye Bakanlığı’nın gelir yaratmak için tanımlanmış dar alanda sineğin kanadından yağ çıkarmaya çalıştıklarını vurgulayan Ekonomist Uğur Civelek, “Bütçe açığını azaltmak, kayıt dışını önlemek için. Her yılın ikinci çeyreğinde bu tür haberler basında bolca yer alıyor. Daha fazla vergi toplamak, vergi kaçıranların üzerinde caydırıcı olmak gibi bir takım sebepler var. Şu anda da bütçenin ciddi gelire ihtiyacı var. Bunu nasıl yaratacağını formüle etmekte zorlanıyorlar. Bir de şu tarafı var, yeni vergi koyacakları zaman adını koymak, toplumdan tepki gelmemesini sağlamak önemli. Sonuç olarak maliye çalışıyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor ama mikrodan makroya çok farklı resimler var” ifadelerini kullandı.
‘Düzenleme net olmalı’
İnternet üzerinden ticarete farklı gözle bakıldığını belirten Ekonomist Uğur Civelek, “Çünkü bazı insanlar internet üzerinden ticarete teşvik edildi, bir takım vergi muafiyetleri de sergilendi. İnternet üzerinden hizmet arzı bu şekilde olduğunda vergiye tabi oluyor. Maliye Bakanlığı burada büyük bir vergi kaçağı olduğunu düşünüyorsa, düzenlemelerinin net yapılması lazım, boşluk bazı tartışmaları gündeme getiriyor. Bütçemizde ciddi bir problemimiz var. Siyaset ne kadar ağırlık basacak, kamu harcamaları ne kadar artıracak, bütçe açığını ne kadar büyütecek bilmiyoruz. Ekonomi yönetimine gereken ve maliye politikası sıkılaştırması konusundaki desteğin verilip verilmediğini de tam bilmiyoruz. Ama siyasetin gölgesi ekonomi yönetiminin üzerinde yoğun bir şekilde var. Bazen artıyor, bazen azalıyor” sözlerine yer verdi.
‘Yeni kaynak peşinde’
Maliye Bakanlığı’nın yeni kaynakların peşinde olduğunu aktaran Sokak Ekonomisti Dr. Osman Sirkeci, “Maliye birimi çok büyük hedefler koyarak, parça altın, sosyal medya sektörü gibi sektörler yaratıp yeni vergi kaynakları peşinde koşuyor. Doğal bir durum bu aslında ama bu sektör zaten genelde kayıt dışında olan, ruhsatı, lisansı resmi belgelere tabi olmayan bir sektör. Burada Maliye Bakanlığı’nın ulaşacağı rakam çok yüksek olmaz. Bir ara hacamatçılara da sosyal medya üzerinden özellikle yüklenildi. Bunlarla uğraşılan zaman kaybedilecek ve israf edilecek zamandır. Buradan çok büyük gelirler elde edilmesi mümkün değil. Bunun hesaplanması farazi ve tahmini hesaplardan öteye geçmez. Çok büyük kaynak elde edilmez ama kamuoyunu meşgul edilir, bundan başka fonksiyonu olmaz” dedi.
‘Sopa sallayıp korkutmadan’
Günümüzde devletin bütün imkânlarıyla bu piyasayı regüle etse de, piyasada sunulan servis hizmetlerinin kapsamını tanımlamasının daha etkili olacağını belirten Ekonomist Dr. Osman Sirkeci, “Aslında bunlar anayasada da var. Özellikle 193 sayılı gelir vergisi kanunun 9. Maddesi, serbest yapılan faaliyetlerinin vergilendirilmesini konu alıyor. Mesela kapı kapı dolaşarak reklam, pazarlama hizmeti yapanlar ya da seyyar satıcılık yapanlar bu madde kapsamında yıllık gelirleri belli bir miktarın bir rakamın üstüne çıkıyorsa vergi kapsamına giriyor. Aslında yapılacak olan özellikle imalatı olmayan, hizmet sektörüne yönelik vergi kapsamını genişletmek. Bunları da vergi sopası sallamadan vergi korkusuyla yaymadan yapmak gerek. Yani insan sağlığına, fiziki biyolojik sağlıktan bahsetmiyorum psikolojik sağlığını da koruyarak, insanın normal günlük yaşamında sağlıklı ve huzurlu yaşamasına hizmet edecek bir servis sistemine dönüştürülmesi halinde devlet de toplum da buradan çok daha karlı çıkar” diye konuştu.