Bölgede yıllardır süren jeopolitik gerilimlerin odak noktası haline gelen Kerkük ve Musul'un tarihi, karmaşık ve çalkantılı bir geçmişe sahip. Stratejik önemiyle dikkat çeken bu şehirler, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte yeni bir döneme girdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşüyle birlikte, bu topraklar üzerindeki kontrol İngilizlerin eline geçti. Ancak bu değişim sadece askeri zaferlerle sınırlı kalmadı; petrolün etkisiyle şekillenen siyasi manevralar da bu süreci derinleştirdi. İşte, Musul ve Kerkük'ün İngilizlerin hakimiyetine geçişinin ardındaki detaylar...
Musul Kerkük hangi olaydan sonra İngilizlerin eline geçmiştir?
Musul Sorunu, tarihi Osmanlı toprağı olan Musul Vilayeti'nin toprak talebi üzerindeki çekişmelerin bir sonucudur. I. Dünya Savaşı öncesi Musul ve çevresindeki petrol varlığı, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında rekabet konusu haline gelmişti. 1916'daki Sykes-Picot Antlaşması'yla Musul Fransa'ya bırakılmıştı, ancak 1920'de Fransa, Orta Doğu'daki menfaatlerini desteklemek adına Musul'u İngiltere'ye terk etti. İngiltere, bölgedeki güvenlik endişeleri ve Mondros Mütarekesi gereği Musul'un kendilerine bırakılması talebiyle harekete geçti. 1918'de Musul'u terk etmeyi reddeden Osmanlı 6. Ordusu Komutanı Ali İhsan Paşa'nın istifasının ardından, İngiliz askerleri kasırga gibi Musul'u ele geçirdi.
Mondros Mütarekesi'nin ardından Musul'un kontrolü, İngilizlerin talebi üzerine Türk birliklerinden alındı. Mustafa Kemal Paşa da Musul'u geri almayı planlamış ancak iç karışıklıklar nedeniyle bu planı gerçekleştirememişti. Musul'un durumu, Türkiye ve İngiltere arasında yapılan görüşmelerle çözülmeye çalışıldı ancak İstanbul Konferansı'nda anlaşma sağlanamadı. Türkiye, Musul'un tarihi ve etnik bağlarına dayanarak toprak talep ederken, İngiltere bu talebi reddetti ve anlaşmazlık Milletler Cemiyeti'ne taşındı. Ancak, bölge halkının istekleri göz ardı edilerek çözüm bulunamadı ve Musul Sorunu devam etti.