Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan resmi açıklamalara göre, öğretmen adaylarının atama sisteminde köklü bir değişiklik yapılarak KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) yerine AGS (Akademi Giriş Sınavı) sistemi getiriliyor. Bu yeni sistemle birlikte sınav içeriği, uygulanış şekli ve atama kriterlerinde önemli değişiklikler yapılacağı açıklandı. KPSS, genel yetenek-genel kültür, eğitim bilimleri ve alan bilgisi testlerinden oluşan bir yapıya sahipti. Ancak AGS tamamen alan odaklı bir sistem olarak tasarlandı. Bu değişiklikle birlikte, öğretmen adaylarının kendi branşlarına dair uzmanlık seviyelerini ölçen sorulara odaklanılacak. Genel yetenek ve genel kültür gibi branş dışı konular, bu yeni sistemin kapsamında yer almayacak.
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin yaptığı açıklamada, AGS’nin sadece yazılı bir sınavdan ibaret olmayacağını, performansa dayalı değerlendirme uygulamalarını da içereceğini belirtti. Bu kapsamda, adayların ders anlatım becerileri, materyal kullanımı ve sınıf içi iletişim yetenekleri gibi mesleki uygulamaları değerlendirme kriterleri arasında olacak. Bakan Tekin açıklamasında, bu yeni sistemle öğretmen atamalarının daha adil ve hakkaniyetli bir şekilde gerçekleştirileceğini ifade etti. Alan bilgisi konusunda yüksek uzmanlık beklediklerini ve bu yüzden sistemin öğretmenlik mesleğine daha nitelikli adaylar kazandıracağını dile getirdi. Ancak performans değerlendirme gibi yeniliklerin adaletli şekilde değerlendirilmesi açısından oluşabilecek riskler adaylar arasında tartışma konusu oldu.
‘Mezuniyet yetersiz’
2024 yılında eğitim ve bilim emekçileri ekonomik, sosyal ve özgürlük hakları ve geleceğine yönelik taleplerin görmezden gelindiğini, insanların yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerinin yok sayıldığını kaydeden Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Nafiz Ceylan, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenlerin arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu düzenlemesi yürürlüğe girdiğini hatırlattı. Bu noktada en olumsuz maddenin kurulan Öğretmenlik Akademileri olduğunu vurgulayan Ceylan, “Fakültelerden mezun olmak artık yeterli kabul edilmiyor. Mezun öğretmenler artık KPSS’ye girmeyecekler. Bunun yerine AGS sınavı getirildi. Ayrıca MEB bünyesindeki öğretmen yetiştirme dairesi kapatıldı. Bunun yerine Akademi Başkanlığı açıldı. 3 kadro yerine 73 kadro oluşturuldu. Şimdi gelin söyleyin, nerede kamuoyunda tekrarlanan tasarruf tedbirleri?” dedi.
‘Umutlar sönecek’
AGS’nin öğretmenlerin umut ve hayallerinin yeniden kursaklarında kalacağını ve bunun öğretmenlerin kaderini kötü etkileyecek bir uygulama olduğunu kaydeden Ceylan, “Öğretmenler daha çok mağdur olacaklar. Siyasi iktidar biat eden, kendinden olan öğretmenleri okullara seçmeyi düşünüyor ve istiyor. Bu sınav da bunun göstergesi. Hepimiz göreceğiz ki, adaletsizlik daha da artacak” ifadelerini kullandı.
‘İtibarsızlaştırıldı’
Öğretmen olmak için yıllarını eğitimlerine adayan öğretmenlerin, mezun olduktan sonra yaşadıkları atama mücadelesinin üzerine, verilen sözlerin tutulmadığını hatırlatan Ulusal Eğitim Derneği Başkanı Osman Gazi Oktay, üniversitelerde açılan yüzlerce eğitim fakültesinden her yıl mezun olan binlerce öğretmen adayının çilesinin bitmeyeceğini belirtti. Oktay, “Her üniversiteye eğitim fakültesi açılmasıyla başlayan öğretmen atama krizi, atamalarda yapılan liyakatsizlikle birlikte çığ gibi büyüdü. Yüzlerce eğitim fakültesi açılır ve binlerce kontenjan uygulanırsa, zaten bu yaşanırdı. Okullarda halihazırda öğretmen açığı var. Ancak devlet atama yapamadığı gibi bu öğretmenlerin ücretlerini de ödeyemiyor. 22 yıllık iktidar, en değerli mesleklerden biri olan öğretmenliği ayaklar altına almıştır. Bu adaletsizlik, tarikatlara güç vererek, okullara imam göndererek daha da derinleştirilmiştir” diye konuştu.
‘Üniversiteler yok sayılıyor’
AGS sınavının yıllarca mezuniyet için canla başla çalışan öğretmenleri yetersiz görmek anlamını taşıdığını vurgulayan Oktay, “Bu demek oluyor ki, sen kendi devlet üniversitelerindeki eğitim öğretimden emin değilsin. Bu yüzde 4-5 yıl eğitim alarak öğretmen olan vatandaşlarına bir de akademi eğitimi vererek, üniversitelerin kalitesini yok sayıyorsun. İşte bu tam olarak eğitimde gelinen gerilemenin açıklamasıdır” dedi.