Otomotiv sektörü için 2024 yılı ekonomik zorlukların ve maliyet artışlarının ön planda olduğu bir dönem olarak geçti. Artan vergi yükleri, yüksek kredi faizleri ve dalgalanan döviz kurları sektörü zorlarken, tüketici talebinin düşük seyretmesi işletmelerin karşılaştığı sıkıntıları daha da derinleştirdi. Gider kalemlerinin ve diğer olumsuz durumların devam etmesi halinde kapanmaların olabileceğini aktaran Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Başkanı Mehmet Torun, artan vergi yükleri, kredi faizleri ve maliyetlerin sektörü olumsuz etkilerken, talebin de azaldığına dikkat çekti.
‘Çıkarmalar artar’
Sektörün adeta çıkmaza sürüklediğini vurgulayan Torun, “İşletme sahiplerinin en fazla gideri çalışanlar olduğu için işten çıkarmalar olabilir. Bir kişiden birçok iş yapması istenebilir bu ne kadar doğru olmasa da. Gelirlerimiz, giderleri karşılayamıyor. Bundan dolayı önümüzdeki yıl istihdamda ciddi bir açık meydana gelecektir. Birçoğumuz bir kişiden iki kişilik iş yapmasını isteyeceğiz belki. Çünkü var olanı koruyabilmek için ilk tasarruf yapmak istedikleri yer işletme sahiplerinin çalışanlardan tasarruf olacaktır. En büyük gider kalemi olarak onu görüyorlar. Ama talep de az, risklerimiz fazla. Daha çok enflasyon muhasebesi gibi durumlar da piyasayı olumsuz etkiledi. Üyelerimizden şirketlerini henüz kapatan yok. Fakat bu şekilde giderse önümüzdeki yıl yüzde 20 oranında işletme kapanabilir” dedi.
‘Kâr etmeyi unuttuk’
Otomotiv sektörünün zor bir yıl geçirdiğini belirten Torun, “Sektördeki insanlar kâr etmeyi değil, başa baş gitse bile memnun olacaklar. Çünkü birçok insan cebinden para vermek zorunda kaldı. Para kazanma durumu söz konusu değil. Eksiyle çıkmamaya, var olanı korumaya çalışıyoruz. Birçok işletme sahibi 2024 yılında cepten yedi. Nereye kadar bu şekilde gider bilmiyorum ama sürdürülebilir bir durum değil. Bir yandan dövizin artması ihracatçıları nasıl olumsuz etkiliyorsa bizi de etkiliyor. Yüzde 85 ithal satılan araçların yedek parçaları da ithal, satış sonrası hizmet ve ürünleri de ithal geliyor doğal olarak. Ve ithal gelen ürünlerin her birinin aslında arka tarafında euro ya da dolar listeler var. Döviz listeler, yılbaşından itibaren hep aynı çarpanla çarpılıyor. Ancak masraflar onun çok daha üstünde çarpılır. Yani geçen yıl ocak ayında satılan ürünle aralık ayında satılan ürünler arasında çok da büyük bir fiyat farkı yok. Dövizler dövizdeki hareketliliğin olmamasından kaynaklı Ama maliyetlerimiz çok arttı” ifadelerini kullandı.
‘Elektrikli ve hibrit dönemi’
Türkiye ekonomisinin 2025 yılında daha dengeli bir büyüme sürecine girmesi ve enflasyonla mücadelede ilerleme kaydetmesinin beklendiğini aktaran Torun, otomotiv sektörü açısından 2025 yılının elektrikli ve hibrit araç üretiminin ivme kazandığı bir dönem olacağına dikkat çekti. Bu nedenle yerli üretim oranının yükseltilmesi ve Ar-Ge yatırımlarının daha fazla teşvik edilmesinin kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Torun, teknolojik gelişmelerin ekonomik iyileşmelerle desteklenmesinin şart olduğunun altını çizdi. Torun, “Faiz oranlarının düşmesi ve ekonomik belirsizliklerin azalması, özellikle krediyle araç satın almayı planlayanlar için büyük bir avantaj oluşturacak. Bu durum, tüketici talebini artırarak pazara yeni bir dinamizm kazandırabilir. Ekonomik iyileşmenin yalnızca satışları değil, aynı zamanda yenilikçi teknolojilerin daha geniş kitlelere ulaşmasını da kolaylaştıracak” şeklinde konuştu.
‘Sektör canlanabilir’
2025 yılının otomotiv sektöründe hem teknolojik hem de ekonomik anlamda önemli bir dönüşüm yılı olmasını da beklediklerini dile getiren EGOD Başkanı Mehmet Torun, “Bu dönemde sektörün kazanacağı ivme, yalnızca otomotiv üreticilerini değil, genel ekonomik yapıyı da olumlu yönde etkileyecek. Yenilikçi teknolojilere sahip araçlar ve iyileşen ekonomik koşullar, tüketicilere cazip seçenekler sunarak sektöre yeni bir dinamizm kazandıracak. Sektörün geleceğine dair umutla bakmaya devam ediyoruz” diye konuştu.