Osmanlı İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca dünya sahnesinde güçlü bir şekilde varlık gösterdi. Ancak, tarihin akışını değiştiren olaylardan biri olan Fransız İhtilali'nin etkisiyle, milliyetçilik akımı Osmanlı topraklarında da yankı buldu. Bu dönemde ulusal bağımsızlık talepleri artarken, demokratik yönetim biçimi olan cumhuriyet fikri de gündeme geldi. Saltanat sisteminin babadan oğula geçişine dayalı yapısı, bu dönüşümün önünde engel teşkil etti. İşte, Saltanat'ın Osmanlı İmparatorluğu'nda sona erişinin tarihî önemi ve etkileri...
Saltanat hangi gelişmenin ardından kaldırılmıştır?
Saltanat, Osmanlı İmparatorluğu'nun zayıflaması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecindeki önemli bir adımdır. 20 Ocak 1921'de kabul edilen anayasa ile egemenliğin tamamen halka ait olduğu vurgulanmıştır. Ancak, saltanatın kaldırılması için uygun zemin henüz hazırlanamamıştır.
Lozan Barış Konferansı, saltanatın kaldırılmasında hızlandırıcı bir rol oynamıştır. TBMM Hükümeti ile İstanbul Hükümeti'nin birlikte davet edilmesi, İstanbul Hükümeti'nin milli mücadele ve anayasa ilkelerine aykırı davranışları, saltanatın kaldırılması için bir gerekçe oluşturmuştur. Mustafa Kemal Paşa, yaşananları bu nedenle saltanatın kaldırılması gerektiğini savunmuştur. 1 Kasım 1922'de TBMM tarafından kabul edilen kanunla saltanat resmen kaldırılmıştır.
Saltanatın kaldırılmasının ardından İstanbul Hükümeti istifa etmiş, padişah Vahdettin ise ülkeyi terk ederek yurt dışına kaçmıştır. Osmanlı hanedanından Abdulmecid efendi halife olarak seçilmiştir. Saltanatın sona ermesiyle din ve devlet işleri ayrılmış, 11 ay sonra Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Halk, kanun önünde eşitlik ve seçme-seçilme hakkı gibi temel haklara kavuşmuştur.