Türk halk müziğinin usta isimlerinden Rıza Konyalı, İzmir'de son yolculuğuna uğurlandı. 92 yaşında hayatını kaybeden sanatçı, müzik dünyasında bıraktığı derin izlerle anıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca Sosyal Yaşam Kampüsü Huzurevi'nde yaşamını sürdüren Konyalı’nın cenazesi, ailesi, sevenleri ve sanat camiasının katıldığı törenle defnedildi.

Cenaze Törenine Yoğun Katılım

Rıza Konyalı’nın cenazesi, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi morgundan alınarak Hatay Murat Reis Camisi’ne getirildi. Sanatçı için burada öğle vakti düzenlenen cenaze törenine ailesi, yakın dostları ve hayranları katıldı.

Cenaze töreninde Konyalı'nın oğlu Elvan Konyalı ile torunları Keremcan ve Beril Konyalı taziyeleri kabul etti. Oldukça duygusal anların yaşandığı törende, Rıza Konyalı’nın müzikle dolu hayatı ve güler yüzüyle hatırlanacağı sık sık vurgulandı.

Namazın ardından Konyalı’nın naaşı, defnedilmek üzere Seferihisar Yeni Mezarlığı’na götürüldü. Törene katılanlar, Türk halk müziğinin efsane ismini dualarla son yolculuğuna uğurladı.

Bağlaması Torununa Emanet

Rıza Konyalı’nın torunu Keremcan Konyalı, dedesinin dolu dolu ve sanatla geçen bir ömür yaşadığını ifade etti. Dedesiyle ilgili anılarını paylaşan Keremcan Konyalı, “Dedem bana turnelerini anlatırdı. 'En çok bu şarkıyı sevdiler, bu şarkıda oynadılar' derdi. İnsanlara neşe veren biriydi, gittiği her yerde çok sevildi. Konya halkını hep baş tacı etti. Onu hep güler yüzüyle hatırlayacağım,” dedi.

Diğer torunu Beril Konyalı ise dedesinin kendisine bağlamasını emanet ettiğini belirtti. “Dedem ve babaannemle büyüdüm. Onların üzerimde çok büyük emekleri var. Bağlamasını her elime aldığımda onu anacağım,” ifadelerini kullandı.

Huzurevindeki Yaşamı ve Sanatçı Kimliği

İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca Sosyal Yaşam Kampüsü Huzurevi Şube Müdürü Cihangir Çetintaş, Rıza Konyalı’nın huzurevindeki hayatını anlatarak sanatçıyı “örnek bir şahsiyet” olarak nitelendirdi. “Rıza amca, duruşu ve sanatçı kimliğiyle hepimize örnek oldu. Bağlaması elinden düşmezdi. Huzurevindeki etkinliklerde hep sahneye çıkardı ve coşkulu performanslar sergilerdi. Çok büyük bir değeri kaybettik,” dedi.

Sanatçının huzurevinden arkadaşı Semra Dinçer ise Konyalı’yı her zaman neşeli ve yardımsever kişiliğiyle hatırlayacağını dile getirdi.

Bir Efsanenin Hayat Hikâyesi

1933 yılında Konya’nın Dolapcami Mahallesi’nde doğan Rıza Konyalı, çocuk yaşta cura çalarak müzik hayatına adım attı. Ailesi, çocuklarındaki yeteneği fark ederek, evlerindeki iki atı satıp küçük Rıza’ya bağlama aldı. Müziğe olan tutkusu, Konyalı’nın kısa sürede dikkat çekmesini sağladı.

Askerlik dönüşü İzmir’e yerleşen Konyalı, bağlamadaki ustalığı ve etkileyici sesiyle sanat camiasında adından söz ettirdi. İstanbul’da ilk taş plağını dolduran sanatçı, zamanla Türk müziğinin en önemli isimleri arasında yer aldı. Ferdi Tayfur, Müzeyyen Senar, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, Mustafa Keser ve Neşe Karaböcek gibi birçok sanatçıyla aynı sahneyi paylaşan Konyalı, müzikseverlerin gönlünde taht kurdu.

450 Taş Plak ve Sayısız Eser

Rıza Konyalı’nın müzik kariyeri, 450 taş plak ve sayısız türkü ile taçlandı. Halk müziğine olan bağlılığı, sanatçı kimliğiyle bütünleşti. Konyalı, hayat arkadaşı Ecmel Konyalı’nın vefatından sonra, 2019 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Buca Sosyal Yaşam Kampüsü Huzurevi’ne yerleşti. Burada dahi bağlamasını elinden bırakmayan Konyalı, diğer huzurevi sakinlerinin isteği üzerine sık sık mini konserler düzenledi.

Türk Halk Müziğinde Silinmeyecek İzler

Rıza Konyalı, sadece halk müziğine yaptığı katkılarla değil, aynı zamanda mütevazı kişiliği ve sanata olan tutkusuyla da hatırlanacak. Eserleri ve yaşantısıyla Türk müziğinde silinmeyecek izler bırakan Konyalı, sevenlerinin kalbinde yaşamaya devam edecek.

Kaynak: AA