Bu senenin başında ChatGPT’nin popülerleşmesiyle başlayan yapay zeka devriminin birçok olumlu ve olumsuz sonucu oldu. Bu sonuçlardan bir tanesi de zaten mevcut olan çip krizinin bir türlü çözülemiyor olması. Yapay zeka modelleri, içerisine milyarlarca veri seti girilerek ve bunların bütün kombinasyonları oluşturularak eğitiliyor. Bu da çok büyük bir dijital iş gücü anlamına geliyor. Söz konusu bilgisayar üzerinden devasa işlemler yapmak olunca, kripto madenciliği furyasında olduğu gibi ilk etkilenenler ekran kartı ve çipset üreten firmalar oluyor.
Günümüz itibarıyla teknoloji devi firmalardan yapay zeka eğitimleri üzerine çalışmayan bulunmamakta. Neredeyse her firma kendine has bir yapay zeka dil modeli geliştirmek üzerine çalışıyor, bu konuda bir yarış olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu durum, özellikle Nvidia gibi firmaların ürettiği yüksek performanslı grafik birimli veri merkezlerine aşırı talep oluşmasına sebep oluyor.
Çip krizi ve yapay zeka
Pandemi dönemindeki lojistik aksaklıklarından dolayı başlayan ve günümüze kadar devam eden çip krizi, devletlerin büyük teşvikleriyle bitiriliyordu. Örneğin, ABD hükümeti, çip üretimini desteklemek için 52 milyar dolarlık bir teşvik paketi sunmuştu. Aynı şekilde Tayvan’da çip üretimini destekleme amaçlı 50 milyar dolarlık bir yatırım planı açıklamıştı. Ancak, yapay zekanın popülerleşmesi bu sorunu tekrar gündeme getirdi. Çip krizinin, yeni teknolojilerin gelişiminin yavaşlaması, tüketici elektroniği ürünlerinin fiyatlarının artması ve üretim kesintilerine kadar etkileri oldu.
Teknoloji analisti Ming-Chi Kuo, yayınladığı bir raporda, Nvidia’nın L40S GPU’larıyla donatılan veri merkezlerinin bir piyasa beklentisi haline geldiğini, veri merkezlerini satın almak isteyen küçük ölçekli firmaların şu an için satın alamadığını belirtti.