Ekonomik dalgalanmalarla birlikte yükselen yaşam maliyeti, vatandaşı tüketim alışkanlıklarını sorgulamaya itti. Mobilyadan kıyafete kadar hemen her şeyin fiyatı ikiye, hatta üçe katlanınca, vatandaş çareyi eldekinin kıymetini bilmekte buldu. Son dönemde sosyal medyada sıkça karşımıza çıkan “yeniden değerlendirme” videoları ve “dönüşüm fikirleri” sadece birer hobi değil, birer ihtiyaç hâline geldi. Artık insanlar yeni almak yerine, elindekini yenilemeyi tercih ediyor. Kimi eski mobilyasını zımparalayıp renkli boyalarla baştan yaratıyor, kimi giymediği pantolonu bir çantaya dönüştürüyor. Bu eğilim sadece ekonomik nedenlerle de değil, kimileri için ise çevresel duyarlılıklardan dolayı da ortaya çıkabiliyor.
‘Para kazanan var’
Alım gücündeki düşüş nedeniyle bit pazarlarına adeta nur yağdığını söyleyen İzmir Bit Pazarı Derneği Başkanı Lütfü Öztimur hem ihtiyaçlarını giderenlerin hem de eskileri alıp tadilattan geçirip yenilenmiş haliyle satanların antika ve ikinci el hazarların yoğun ilgi gösterdiğini kaydetti. Öztimur, “Emekliler ve iş bulamayan kişiler, artık para kazanmak için sokağa yönelmeye başladı. İkinci el kıyafet, ayakkabı, mobilya ve mutfak eşyalar gibi ürünlerde ikinci ele çok fazla rağbet var. Tabiri caizse iğneden ipliğe her şey satılıyor. Bir ayakkabıya 2 bin TL veremeyen vatandaş bit pazarında 50-100 TL’ye ayakkabı bulabiliyor. Bunları elden geçirip, dönüştürerek kullanan çok sayıda vatandaş var. Geçtiğimiz günlerde iş bulamayarak Ankara’dan buraya gelen genç bir çift, eski eşyaları alıp satarak para kazanmaya çalıştıklarını söyledi. Yani insanlar artık ikinci el ürün alıp satarak ev geçindirmeye çalışıyor” dedi.
‘Tasarruf edilebilir’
Mobilya ve kıyafet gibi ürünlerde dönüşüm yapılmasının hane içinde bir tasarruf sağlayabileceğini kaydeden Ekonomist Ayhan Bülent Toptaş ise, Türkiye’nin son dönemde ancak temel ihtiyaçların karşılayabilir hale geldiğini söyledi. Toptaş, “Türkiye’de 60’lı ve 70’li yıllarda özel tüketim çok kısıtlıydı ve insanlar özellikle giyim ve gıda ürünleri evlerde yapılırdı. 80’li yılların ardından Türkiye ekonomisi dışa açıldı. Dışa açılma sonrasında ekonomi büyümeye başladı. İthalat ve ihracatın artmasıyla tüketimde de patlama oldu ve eskilerin atıldığı bir noktaya geldik. Son dönemde alım gücünün düşmesiyle evde üretim alışkanlıkları yeniden artışa geçti. Çünkü masraflarınızı kısarak bütçe oluşturmaya çalışılıyor. Mobilya ve kıyafette bunları yapabiliriz ancak gıdada bu çok zor. Artık nereden ne kadar tasarruf yapıp diğer giderleri karşılayabiliriz diye düşünüyorlar” dedi.
‘Karbon ayak izi azalır’
Ürünlerin dönüşümle yeniden hayat bularak kullanılmasının çevre için atıkları azaltmada olumlu bir etkisi olacağını vurgulayan Çevre Mühendisi Selma Akdoğan ise, “Aldığımız her ürün içeriği plastik malzemesinden geri dönüşüm oranlarına kadar çevreyi etkiliyor. Yenisini aldığımızda daha fazla atık oluşturuyoruz. Aldığımız herhangi bir ürünün üretim aşamasında harcadığı su, elektrik gibi enerjilerin de çevresel etkisi var. Bu yüzden yeni almak yerine eskiyi dönüştürerek kullanmak olumlu bir uygulama şekli. Ayrıca bu uygulama ile kişisel karbon ayak izlerimizi de azaltmış oluyoruz” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşı duymuyorlar”
İzmir’de antikacıların ve ikinci el ürü satanlar için tahsis edilmiş bir satış alanı olmadığının altını çizen İzmir Bit Pazarı Derneği Başkanı Lütfü Öztimur, belediyelerin bu konuda vatandaşa kulak vermesi gerektiğini söyledi. Öztimur, “Manisa’da ikinci el için tahsis edilmiş kapalı pazarlar var, insanlar burada rahat rahat alışveriş yapabiliyor. Ancak İzmir’de böyle bir durum yok. Birçok kapalı Pazar var, belediyeler buraları ikinci el satışı yapanlara verebilir, buradan belediye de kazanabilir. Ancak sadece kaldırım yapmayı tercih ediyorlar. Vatandaşın sesini duymuyorlar” dedi.