Fahiş zamlar karşısında halkın alım gücü adeta mum gibi eriyor. Alım gücünün düşmesiyle birlikte dar gelirli kesim kırmızı etten uzaklaşmak zorunda kalırken kırmızı et, artık lüks tüketim maddesi oldu. Çoğu vatandaş eti kurban bayramlarında tadabilirken parasından artırabilen ise kasap dükkanına, adeta kuyumcuya girer gibi giriyor. Kuyumcudan gramla alınan altın gibi dar gelirli de gramla et alıyor. Çoğu akşam yapacağı yemeğe koku ve tat verecek kadar 150-200 gram et alabilirken kimisi de 100 liraya aldığı kıymayı çocuklarına yemek yapmak için kullanıyor. Bazen de vatandaşlar daha ucuz olan tavuk eti ve sakatata yönelip kırmızı ete oranla bir miktar daha fazla alabiliyor. Özetle et artık sadece sofralarda değil, hayallerde bile yer bulmakta zorlanıyor.

Melih Şenkara 2

‘Gramlar düştü’

Kasapların ‘fiyat sabitleme’ kararı alamayacağını söyleyen İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, “Fiyat tamamen arz ve taleple ilgili bir durum. Ramazan Bayramı öncesinde ciddi bir zam silsilesi yaşadık. Şu an için aşırı bir hareketlilik yok ama vatandaşın alım gücü gözle görülür şekilde düşüyor. Eskiden kiloyla alınan kıyma artık gramla satılıyor. 100-150 liralık kıyma alıp ‘tat versin, akşam yemeğini kurtarayım’ diyenler çoğaldı. Benzer şekilde daha önce 1 kilo kıyma alan müşteri 750 grama; 750 gram alan da yarım kiloya düştü. Bizler bu dönemlerde çok ürün satmak yerine, müşterinin tekrardan bize gelip gelmediğine odaklanıyoruz” diye konuştu. Piyasada özellikle taze gıda ürünlerinde dönemsel olarak bir yükselişin söz konusu olduğunu vurgulayan Şenkara, “Bu yükselişle birlikte insanımız, mutfak alışverişine ayırmış olduğu ücretler yükselemediği için, et konusunda kısıtlamaya gitmiş durumda. Kurban Bayramı’na kadar çok büyük yükselişler beklemesek de enflasyonla orantılı olarak bir yükseliş olabilir” dedi.

Hüsnü Erkan-3

‘Hayvancılık ölüyor’

Türkiye’nin uzun süredir kendi kendine yeterli bir et üretimi yapamadığını dile getiren Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan ise bunun nedenini ise hayvancılığın bitmesine bağladı. Kırsaldan kente göçün de etkisiyle hayvan ve et üretiminin düştüğünü aktaran Erkan, “Üretimde teşvik olmayınca üretimde daralma yaşanıyor. Bunun sonucunda ithal ete başvuruluyor ama o da çözüm değil. Türkiye'de ekonomik politikalar yanlış uygulandığı için enflasyon, işsizlik, gelir dağılımının bilinçli olarak bozulması yoksulluğu gündeme getirdi. Yoksullaşan halkın geliri giderek düştü. Gelir dağılımının korkunç bir şekilde bozulmasından dolayı insanlar et yiyemez hale geldi. Gramla et alıp günü geçiştirmeye çalışıyoruz. Üretim yüksek katma değer yaratır, üretimden vazgeçildiğinde kısmen büyüse bile yoksullaşma süreci devam eder” ifadelerini kullandı.

‘Yumurta bile yiyemiyoruz’

Et alamayan vatandaşların, yeni arayışlara girdiğini belirten Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, “Et alamayanlar, balık sezonunda balık, diğer zamanlarda ise sakatat ya da tavuk eti alıyor. Yani etin yerine geçebilecek ürünlere yönelir. Fakat o ürünler bile ucuz değil. Bugün 30’lu yumurtanın fiyatı 280 lira. Bu da 1 yumurtanın yaklaşık 10 lira olması anlamına geliyor. Vatandaş bırakın eti, yumurtayı bile yiyemez hale geldi. Sakatat da halk sağlığı açısından riskli bir durum. Ayrıca sakatat ürünler de yine ithalatla yapılacağı için onun da fiyatları yükselecek. Dengeler bozulduğu için eskiden olduğu gibi kiloyla et alınıp yediğimiz zamanlara dönmek çok zor. Üretimi artıracak çözümler bulmalıyız” dedi.

Kaynak: Filiz Erol