Emlakçılar, mesleklerinin yıllardır süregelen yanlış algılar ve suiistimaller nedeniyle toplumda "kirli iş" olarak görülmesinden rahatsızlık duyuyor. İşlerini severek yaptıklarını ifade eden emlakçılar, bu önyargılarla başa çıkmak için hem kurumsallığın artmasını hem de toplum bilincinin yükselmesini istiyor.
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası (İEKO) Yönetim Kurulu Başkanı Nizamettin Aşa, emlakçılık mesleğinin karşılaştığı zorlukları ve sektörel problemleri dile getirirken, Kocaeli'de emlakçılık yapan Havva Özay ve İstanbul'da çalışan Gönül Gecü de kendi deneyimlerini paylaştı. AA muhabirine konuşan sektör temsilcileri, mesleklerinin legal bir zemin üzerinde sürdüğünü ancak kayıtsız çalışanların meslek itibarını zedelediğini belirtti.
Mesleğimiz Legal, Kayıtsız Çalışanlar İmajı Zedeliyor
İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa, emlakçılığın dünya genelinde en stresli ve suiistimale açık mesleklerden biri olduğuna dikkat çekerek, kayıt dışı çalışanların sektörü olumsuz etkilediğini ifade etti. Aşa, "Bizim yaptığımız meslek tamamen legal. Ancak emlakçıymış gibi davranan kayıtsız, ruhsatsız kişiler bu mesleği kirletiyor ve olumsuz algının yayılmasına neden oluyor," dedi.
Vatandaşların ruhsatsız emlakçılara güvenerek mağdur olduklarını vurgulayan Aşa, şöyle devam etti:
"Sokakta herhangi birine güveniyor, onu emlakçı diye kabul ediyor ve parasını, kimliğini, hatta tapusunu teslim ediyor. Bu kişilerin meslekleri ya da güvenilirlikleri sorgulanmıyor. Bu durum suiistimali kaçınılmaz kılıyor. Vatandaşlarımız, emlakçılardan hizmet almadan önce mutlaka yetki belgelerini ve kurumsal kimliklerini sorgulamalı."
Aşa, emlakçılık mesleğine yönelik "kirli iş" damgasının kabul edilemez olduğunu belirterek, her sektörde kötü örneklerin bulunabileceğini, ancak bunların tüm mesleği temsil etmeyeceğini dile getirdi.
Emlakçılar Da Suiistimale Uğruyor
Emlakçıların yalnızca müşteriler tarafından değil, bazen iş yaptıkları kişiler tarafından da mağdur edildiğini ifade eden Aşa, emeklerinin karşılığı olan komisyonların ödenmediğini belirtti. "Emlakçılık, emek hırsızlığının en çok yaşandığı mesleklerden biri," diyen Aşa, bu durumun hem mesleğin itibarını hem de emlakçıların motivasyonunu düşürdüğünü söyledi.
Aşa, emlakçılığın bir danışmanlık hizmeti olduğunu belirterek, "Nasıl bir avukattan bilgi alırken, bir muhasebeciden hizmet alırken bedel ödüyorsanız, emlakçılık da aynı şekilde bir bedel gerektiriyor. Ancak insanlar, emlakçılık hizmetini ücretsiz bir iş gibi görüyor ve bu da meslek prestijimizi zedeliyor," dedi.
Kurumsallık ve Dürüstlük Önyargıları Yıkıyor
Kocaeli'de emlakçılık yapan Havva Özay, mesleğinin, yetkin olmayan kişiler tarafından yapılan suistimaller nedeniyle "kirli meslek" olarak etiketlendiğini ifade etti. Emlakçılığa mecburiyetten başladığını ancak işi sevdikten sonra bu alanda devam etmeye karar verdiğini söyleyen Özay, şunları kaydetti:
"Uzun zamandır emlakçılarla ilgili 'sahtekar' algısı mesleğin üzerine kara bir leke gibi yapıştı. Ancak bu algı, kurumsallığın artmasıyla yavaş yavaş değişmeye başladı. İnsanlarla açık bir iletişim kurduğunuzda, dürüst olduğunuzda bu önyargılar ortadan kalkıyor."
Meslek dışından gelen kişilerin al-sat yaparak sektörü olumsuz etkilediğini söyleyen Özay, "Emlakçılık mesleğini yapmayan, ancak bir şekilde piyasaya girerek yanlış işler yapan kişiler bizim imajımızı zedeliyor. Bu kişiler sektörde uzun süre tutunamıyor ama geride bıraktıkları olumsuz algıyı silmek uzun zaman alıyor," dedi.
Komisyon Algısı Mesleği Kirli Gösteriyor
İstanbul’da emlakçılık yapan Gönül Gecü de mesleğin en büyük problemlerinden birinin komisyon konusundaki yanlış algılar olduğunu belirtti. Mal sahiplerinin komisyonu alıcıya, alıcıların ise mal sahibine yüklemek istediğini ifade eden Gecü, bu durumun emlakçıların emeğini küçümseyen bir tavır yarattığını söyledi.
"Komisyonu yüksek gösteren ya da kâr marjını yanlış aktaran emlakçılar da var. Ancak bu kişiler zaten sektörde uzun süre kalamıyor. Biz dürüst ve şeffaf çalışarak güven kazanmaya odaklanıyoruz."
Emlakçılık mesleğinin bir "aracılık" hizmeti olduğunu vurgulayan Gecü, "Biz hem satanın hem alanın zamanından tasarruf etmesini sağlıyoruz. Bunun karşılığında aldığımız komisyon emeğimizin karşılığı," dedi.
Gecü, vatandaşların emlakçılara yönelik "dolandırıcı, sahtekar, açgözlü" gibi olumsuz lakaplar taktığını ancak kurumsallığın ve şeffaf iletişimin bu algıyı yavaş yavaş değiştirdiğini kaydetti. "Eğer bir kişi ofisimize gelip bizimle çalışmaya başladıysa, genellikle bu önyargıları kırabiliyoruz. İnsanlar, işimizi düzgün yaptığımızı gördükçe güven problemleri ortadan kalkıyor," diye konuştu.
Her Sektörde Kirlilik Var
Emlakçılar, mesleklerine yönelik önyargıların yalnızca kendi sektörlerine özgü olmadığını, her meslekte kötü örneklerin bulunabileceğini ifade etti. Ancak mesleğe zarar veren kişilere karşı önlem alınması gerektiğini belirten emlakçılar, bu konuda hem yasal düzenlemeler hem de toplum bilincinin artırılmasının önemli olduğunu vurguladı.
Emlakçılar, toplumun mesleklerine saygı göstermesini ve kendilerinin de bu saygıyı hak edecek şekilde çalışmaya devam edeceğini ifade ederek, dürüstlüğün ve kurumsallığın mesleği itibarlı bir noktaya taşıyacağını dile getirdi.