Ramazan Bayramı tatili bu yıl idari izinle birlikte 9 güne uzatıldı. İmkânı olan vatandaşlar tatili değerlendirip bir yerlere giderken, asgari ücretli ailelerin çocukları ise evde 4 duvar arasında kitap okuyup, TV seyrederek veya bilgisayar oyunuyla zaman geçirecek. Daha şanslı olanlar sinemaya gidip patlamış mısır eşliğinde filmini izlerken birçok çocuk ise ailesinin geçimine yardımcı olmak için ya sokaklarda çalışacak ya da bir akrabasının yanında. Yatılı okuyan öğrenciler ise biriktirdikleri harçlıklarıyla köylerine gidip 9 gün boyunca çiftçi olacak.   
Öğrenci sinema bileti 205 TL iken patlamış mısır da almak isterseniz 150 TL daha ödemeniz gerekiyor. Eğer üstüne kola da içmeye kalkarsanız 90 TL de ona vermeniz lazım. Böylece İzmir'de tek bir öğrencinin otobüsle gidip gelmesi dahil sinema keyfi 465 TL'ye ulaşıyor. Yaklaşık 2 saatlik film izlemek için bir asgari ücretlinin 8 saatlik günlük mesaisinin 5 saatini gözden çıkarması gerek. 

Evren Laçin (1)

‘Adı tatil, kendi 'ş'

İzmir Seyyar Satıcılar Derneği Başkanı Evren Laçin, “Evinin geçimini sokaklardan karşılayan midyeci, kestaneci, mısırcı, ayakkabı boyacısı, çiçekçi, gevrekçi gibi bir çok alanda çalışan ailelerdeki çocuklar da ne yazık ki yarıyıl tatilinde erkek ise babasının yanında, kız ise annesiyle sokaklarda çalışacak. Bazı ailelerin kız çocukları ise evde yapılan midye dolması, tavuklu pilav gibi ürünlerin hazırlanmasında annelerine yardım edecek. Ailesi çiçekçilik yapan öğrenciler ise kooperatiflerden alınan ürünleri araçlarına yükleme, onları satışa hazır hale getirme veya siparişi verilen yere götürme gibi işleri yapacak. Özetle adı 'bayram tatili' olan bu 9 günlük süre birçok çocuk için sabahtan akşama kadar çalışmak anlamına geliyor” dedi.

Özgür Şen-4

Ya meydanda ya AVM’de

Birçok çocuğun tatili evde geçireceğini belirten Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Şen ise yaşanan ekonomik kriz, ağır enflasyon şartları ve ebeveynlerin birçoğunun asgari ücret ve altında ücretlerle çalıştırılması nedeniyle bayramlaşmaya memleketlerine bile gidemeyeceğini açıkladı. Şen, “Çocuklarımızın büyük çoğunluğu tatilini sadece evde oturarak geçirecek. Ailelerin çocuklarını götürecekleri tek yer meydanlar, Kültürpark veya AVM gibi ücretsiz alanlar olacak. Ailelerimiz çocuklarımızın sosyal ve kültürel gelişimleri için, bayram coşkusunu en iyi şekilde yaşamaları için bütçeleri doğrultusunda yapacakları etkinlikler ile gelişimlerine katkı sağlamaları gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

Nesibe Gençer-2

‘15 yaşında nasırlı eller’

Öğrencilerin bayram tatili heyecanının, eziyete dönüştüğünü vurgulayan İşsizlikle ve Pahalılıkla Savaş Derneği Başkanı Nesibe Gencer de şunları söyledi: “İşçi emekçi çocuklarımız gizli işgücü olarak tatil dönemlerinde bir işçi olarak çalıştırılıyor. Yoksul bir ailenin çocuğu tatilini ailesinin ekonomik ihtiyaçlarına destek amaçlı değerlendirmek zorunda kalıyor. İzmir'de de çocukların kimi çöplerden atıkları toplarken kimileri de pazarcı olan babası ile birlikte pazara gitme, lokantada restoranda komi gibi işlere giriyor. Enstrüman çalıp kalem tutacak ellerin, araba lastiği söküp tamir etmeyeceği, 14-15 yaşında ellerinin nasır tutmayacağı bir bayram geçirmesini diliyorum. Emekli maaşının 14 bin 469 TL, asgari ücretin 22 bin 104 TL olduğu bir ülkede bayramdan söz edilemez.” 

Necati Kalafat (2)

1000 liradan başlıyor

Ülkenin siyasal ve ekonomik konjonktürünün çocukların bayram kutlamalarına olanak sağlamayan bir durum olduğunu dile getiren Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Çocuklar geleceklerinden umutsuz. Öğrencilerin hiçbirisi Türkiye'de para kazanabilecekleri mesleğe erişemeyeceklerini düşünüyor. Eğitim çok kalitesiz geliyor, dünya standartlarının çok gerisinde. Açlık sınırı yoksulluk sınırı bayramlarda dedelerinin onlara harçlık verebilecekleri bir sınırın çok altına düşmüş durumda. Dedeler, torunlarına harçlık veremeyecekleri bir durumda. Çocukları bayrama umutlu ve huzurlu giremiyorlar. Çocuk için en küçük bayram alışverişi 1000-1500 TL. O da yani pazardan aldıklarında, onu bile karşılama şansı velilerin yok. Üzgün bir bayrama giriyoruz” sözlerine yer verdi.

Kaynak: Filiz Erol