İstanbul’da baraj doluluk oranı, son dönemdeki yağışların etkisiyle yükseliş göstererek yüzde 40,23 seviyesine ulaştı. Ancak uzmanlar, bu artışın yanıltıcı bir rahatlama yaratmaması gerektiği konusunda uyarıyor. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, barajların doluluk oranı bu yıl en düşük seviyesine 21 Kasım’da yüzde 27,49 ile ulaşmıştı. Yağışlarla birlikte gelen artış, kentteki su krizini tamamen çözmese de umut verici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Barajların Doluluk Oranları Detaylı İnceleme

İstanbul’a su sağlayan başlıca barajlardaki güncel doluluk oranları dikkat çekiyor:

Istrancalar: %98,41
Elmalı: %80,26
Kazandere: %64,62
Ömerli: %41,86
Terkos: %43,03
Sazlıdere: %35,57
Büyükçekmece: %36,83
Darlık: %35,44
Pabuçdere: %39,96
Alibey: %23,91

Azami 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme kapasitesine sahip baraj ve göletlerde, su miktarı 349 milyon 49 bin metreküp olarak ölçüldü. Kentin günlük su tüketimi ise dün itibarıyla 3 milyon 69 bin metreküp olarak kaydedildi.

Barajlar dışında, İstanbul’a su sağlayan Yeşilçay ve Melen gibi dış kaynaklardan 2024 yılında 518,18 milyon metreküp su alındığı bildirildi.

Son 10 Yılın Karşılaştırması

Baraj doluluk oranlarının geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında, değişken bir seyir izlediği görülüyor. İSKİ verilerine göre, son 10 yılın aynı dönemdeki doluluk oranları şöyle sıralandı:

2014: %60,78
2015: %58,68
2016: %51,08
2017: %63,58
2018: %81,76
2019: %36,99
2020: %20,29
2021: %48,87
2022: %33,09
2023: %52,11
2024’teki yüzde 40,23 oranı, önceki yıllara göre düşük seviyelerde seyretmeye devam ediyor.

Uzmanlardan Kritik Uyarı: “Tasarruf Alışkanlıkları Şart”

Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) Mütevelli Heyeti Başkanı Halil Fatih Akgül, doluluk oranlarındaki artışı olumlu bir gelişme olarak değerlendirirken, su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde korunmasının önemini vurguladı.

“İstanbul'da baraj doluluk oranının yüzde 40’a ulaşması bir rahatlama sağlasa da bu, su kaynaklarını koruma sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz. Su tasarrufu bireysel ve toplumsal bilinçle mümkün olabilir,” diyen Akgül, bireylerin alabileceği basit önlemlerin bile su tüketimini ciddi şekilde azaltabileceğini belirtti.

Akgül, şu önerilerde bulundu:

Diş fırçalarken ve bulaşık yıkarken muslukların kapatılması.
Sebze ve meyve yıkama suyunun çiçek sulamada kullanılması.
Kısa süreli duş alışkanlıklarının yaygınlaştırılması.
Evlerde yağmur suyu toplama sistemlerinin entegrasyonu.
Tarım ve sanayide de su tasarrufu önlemlerinin artırılması gerektiğine dikkat çeken Akgül, damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması ve su tasarruf teknolojilerinin benimsenmesinin önemini vurguladı. Ayrıca, yeni inşaat projelerinde yağmur suyu hasadı sistemlerinin zorunlu hale getirilmesi gibi yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Gelecek İçin Ortak Sorumluluk

Yerel yönetimlerin su tasarrufuna yönelik teşvik programları oluşturmasının farkındalığı artırmada etkili olacağını ifade eden Akgül, “Su kaynaklarının korunması sadece bugünü değil, geleceğimizi de şekillendirecek bir sorumluluktur,” diyerek sürdürülebilirlik çağrısında bulundu.

İstanbul’daki mevcut tablo, kent sakinlerinin bireysel ve toplumsal adımlar atmasının aciliyetini ortaya koyuyor. Uzmanlar, su tasarrufu bilincinin yaygınlaşmaması halinde, artış gösteren doluluk oranlarının uzun vadede yeterli olmayabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Kaynak: AA