İstanbul’un tarihi Kuveloğlu Han’ında, deri işçiliğini sanatla buluşturan Vildan Akbay, tesadüflerle başlayan mesleki yolculuğunda, Türkiye’nin sayılı kadın deri ustalarından biri olmayı başardı. Akbay, fiziksel gücün ve sabrın yanı sıra estetik bakış açısı gerektiren bu zanaatta kadınların da güçlü bir şekilde varlık gösterebileceğini kanıtlıyor.

Bir Ustanın Reddedişiyle Başlayan Yolculuk

Yaklaşık 8 yıl önce ney çantası yaptırmak için bir deri ustasının kapısını çalan Vildan Akbay, o gün yaşadığı hayal kırıklığının kendisini bambaşka bir yola sürüklediğini anlatıyor. Neyzenlik yaptığı dönemde ihtiyacı olan çantayı yaptırmak istediğini ancak ustanın kendisini kovduğunu belirten Akbay, "Çok ihtiyacım vardı ve o an çantayı kendim yapmaya karar verdim. İlk çantamı yaptım ve onu gören diğer neyzenler de benden çanta istemeye başladı. Böylece dericiliğe adım attım. Hikayem, o ustanın beni kovmasıyla başladı. İyi ki kovmuş," sözleriyle bu serüvenin başlangıcını dile getiriyor.

Tarihi Han’da Sanatla Buluşan Emek

Eminönü’ndeki tarihi Kuveloğlu Han’da çalışmalarını sürdüren Akbay, burada deriyle ilgili tasarımlarını adeta ilmek ilmek işliyor. Modern tasarımlarla geleneksel el işçiliğini birleştiren Akbay, kişiye özel çanta, cüzdan, kemer gibi ürünler üretiyor. Siparişlerini hem Türkiye’nin dört bir yanına hem de yurtdışına gönderen Akbay, tasarımlarında müşterilerinin hikayelerini de deriye yansıttığını ifade ediyor.

"Çok fazla fason çalışmak istemiyorum. Her tasarımımda bir parça ilkel dokunuş bırakıyorum. Bu bana hem heyecan hem de estetik bir doyum sağlıyor," diyen Akbay, deri ürünlerinde detaylara ve duygusal bir bağa önem verdiğini vurguluyor.

Kadınlar Deride Farklı Bir Perspektif Sunuyor

Deri işçiliğinin fiziksel güce dayalı zor bir zanaat olduğunun altını çizen Akbay, bu nedenle kadın ustaların bu alanda nadiren görüldüğünü söylüyor. Ancak kadınların estetik ve tasarım alanında getirdiği farklı bakış açısının, bu alanda derin bir etki yarattığını belirtiyor. "Erkek ustalar daha mantıksal ve kusursuz çalışıyor, kadınlar ise deriye duygusal bir dokunuş katıyor. Bu yüzden kadın ustaların eserleri kendini hemen belli ediyor," diyor.

Kadınların deri alanında daha çok yer almasını isteyen Akbay, "Biz bu alanda azınlıktayız ama kadınların tasarım gücü gerçekten çok kıymetli. Deriyi işlemek zor olabilir ama sonuçta ortaya çıkan şey hem bizi hem de müşteriyi çok mutlu ediyor," ifadelerini kullanıyor.

Üretmek, İnsan Olmanın Bir Gerekliliği

Atölyesinde deriye duyduğu aşkı dile getiren Akbay, üretmenin hayatının merkezinde olduğunu belirtiyor. "İnsan ürettikçe var oluyor. Üretmek bir denge işi. Üretemeden sadece tüketmek, yaşamın anlamını yitirmesine sebep oluyor. Deriyle çalışırken bu dengeyi her gün hissediyorum," diyen Akbay, işine olan tutkusunu şu sözlerle özetliyor: "Limon satsam dahi, onu aşkla ve keyifle yaparım."

Zanaatkarların Azalması ve Çırak Sorunu

Dericiliğin bir zanaat olarak gittikçe kaybolmaya başladığını vurgulayan Akbay, çırak bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını söylüyor. Geleneksel yöntemlerle çalışan ustaların sayısının azaldığına dikkati çeken Akbay, bu alanda yeni neslin teşvik edilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Gelenekten Geleceğe Uzanan Bir Hikaye

Vildan Akbay’ın hikayesi, tesadüflerin büyük dönüşümlere yol açabileceğini gösteriyor. Ney çantasını kendi elleriyle yapma cesaretini gösteren bir kadının, bugün hem geleneksel hem de modern tekniklerle ortaya koyduğu eserler, dericiliği sadece bir zanaat değil, aynı zamanda bir sanat olarak yaşatıyor. Akbay, kadınların bu alanda daha fazla yer almasını umut ederek, "Deride kadının gücünü ve bakış açısını göstermek istiyorum," diyerek sözlerini noktalıyor.

Kaynak: AA