Türk Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi, yıllardır düzenli olarak kan bağışında bulunarak yüzlerce insanın hayatına dokunan bağışçıları unutmadı. Bayraklı ilçesindeki merkezde düzenlenen törenle, en fazla kan bağışında bulunan 10 gönüllüye plaket takdim edildi.

Törende konuşan Türk Kızılay Ege Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. Barış Dolaş, bağışçıların sadece bir bağış yapmadığını, aslında her bir kan üniteleriyle hayat kurtardıklarını vurguladı. Plaket verilen bağışçıların bugüne kadar 237 ile 152 ünite arasında kan bağışında bulunduğunu belirten Dolaş, bu bağışların onlarca hastanın tedavisinde kritik bir rol oynadığını söyledi.

Kan bağışı hayati önem taşıyor

Kan ihtiyacının sürekliliğine dikkat çeken Dolaş, özellikle Ramazan ayında kan bağışlarını sürdürebilmek için iftar sonrası çalışmalar yürüttüklerini belirtti. Ege Bölge Kan Merkezi olarak bölgedeki 95 hastanenin kan ihtiyacını karşılamaya çalıştıklarını ifade eden Dolaş, vatandaşlara çağrıda bulundu:

"Kritik stok seviyesinin kesinlikle altında değiliz. Ancak kan bağışı sayıları düşmesin diye vatandaşlarımızın düzenli olarak bağış yapmaları büyük önem arz ediyor. Günlük olarak Ege Bölge Kan Merkezi Müdürlüğünün alması gereken kan 1000 ile 1500 ünite arasında. Türkiye genelinde ise bu rakam minimum 10 bin ünite. Kan, bileşenlerine ayrıldığında '1 kan 3 can' sloganı tam anlamıyla gerçeği yansıtıyor. 10 bin ünite kan bağışı, 30 bin bileşen oluşturuyor ve bu sayede 30 bin hastaya umut olabiliyoruz." dedi.

İzmirlilerin bu konuda duyarlılığına da dikkat çeken Dolaş, İzmir’in kök hücre numunesi konusunda Türkiye genelinde birinci sırada olduğunu, ayrıca kadın kan bağışçısı oranı açısından da lider şehir konumunda bulunduğunu belirtti.

Yıllardır süren bir fedakârlık öyküsü

Plaket alan bağışçılar arasında yer alan Aydın Cilantlı, 1994 yılından bu yana tam 234 ünite kan bağışında bulunduğunu söyledi. Kan bağışı yapmanın kendisine hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyi geldiğini belirten Cilantlı, bağış yapmanın aslında çok kolay olduğunu şu sözlerle anlattı:

"Kan verirken kendimi sağlıklı ve huzurlu hissediyorum. Kan vermek hiç zor değil. Geliyoruz, burada çift ünite kan veriyoruz. Bir saat yatıyoruz ve sonra kuş gibi kalkıyoruz. Zorluğu yok. Herkesin bu bilinçle hareket etmesini isterim."

Bir diğer rekortmen bağışçı Şeref Ergin ise tam 167 kez kan bağışında bulunduğunu belirterek herkesi düzenli bağış yapmaya davet etti. Özellikle trombosit bağışının da kritik önem taşıdığını vurgulayan Ergin, "Bağışlanan her damla kan, bir insanın hayatını değiştirebilir" dedi.

Hayat kurtarmanın en kolay yolu

Türk Kızılay yetkilileri, düzenli kan bağışının sadece ihtiyacı olan hastalara değil, bağışçının kendi sağlığına da olumlu katkılar sunduğunu belirtiyor. Kan bağışı sayesinde kan hücreleri yenileniyor, kalp ve damar hastalıkları riski azalıyor ve bağışçılar kendilerini daha sağlıklı hissediyor.

Yetkililer, 18-65 yaş arasındaki sağlıklı her bireyin belirli aralıklarla kan bağışında bulunabileceğini hatırlatarak, vatandaşları kan bağış noktalarına davet etti. Özellikle kan ihtiyacının arttığı dönemlerde yapılan bağışların, kritik anlarda hayat kurtardığına dikkat çekildi.

Törende ödüllerini alan bağışçılar, kan vermenin bir yaşam biçimi haline getirilmesi gerektiğini belirterek, herkesi bu anlamlı hareketin bir parçası olmaya çağırdı.

Kaynak: AA